Velayeti: İran, Rusya ile ya da Rusya olmadan, Amerikan koridorunu engelleyecek


Velayeti: İran, Rusya ile ya da Rusya olmadan, Amerikan koridorunu engelleyecek

İslam Devrimi Lideri’nin Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti, İran’ın Rusya ile veya Rusya olmadan Güney Kafkasya’da Amerikan koridorunun kurulmasına engel olacağını belirtti.

Tesnim Haber Ajansı- İslam Devrimi Lideri’nin Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti, Tesnim Haber Ajansı’na verdiği özel röportajda, Amerika Birleşik Devletleri’nin eski başkanı Donald Trump’ın “Zengezur Koridoru” olarak adlandırılan geçidi 99 yıllığına kiralama iddiası hakkında, “Güney Kafkasya sahipsiz bir bölge mi ki Trump onu kiralayacak? Güney Kafkasya, dünyanın en hassas coğrafi noktalarından biridir ve bu geçit, Trump’ın mülkü olacak bir koridor değil, Trump’ın paralı askerleri için bir mezarlık olacaktır.” dedi.

Velayeti, İran’ın her zaman Zengezur Koridoru adında bir şeyin oluşmasına karşı olduğunu vurgulayarak, bu koridorun bölgenin jeopolitik konumunu değiştirdiğini, sınırları yerinden oynattığını ve Ermenistan’ın parçalanması yönünde tasarlandığını ifade etti.

İran’ın bu “tuzak” koridorun kurulmasına karşı tutumunu açıkça gösterdiğini belirten Velayeti, “Türkiye ve Azerbaycan, bu koridorun inşasında ısrar ettiklerinde, İran İslam Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri, dönemin Genelkurmay Başkanı Şehit Korgeneral Bakıri komutasında İran’ın Kuzeybatısında çok sayıda tatbikat gerçekleştirdi. Bu, ülkemizin bu girişimi engelleme konusundaki hazırlığını ve ciddiyetini gösterdi.” dedi.

Velayeti, “Bir ülkenin koridor kiralaması gibi sözler safça sözlerdir ve Trump kendini saf gibi gösteriyor. Bu iddia, yani Trump’ın dünyanın bu tarafından gidip koridor kiralaması, tıpkı birinin buradan gidip Panama Kanalı’nı kendisi için kiralaması gibidir. Bu imkânsızdır ve olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Trump’ın her zamanki gibi “gösterişli ama boş sözler” söylediğini belirten Velayeti, “Trump kendini bir emlakçı sanıyor ve bir toprak ya da bölgeyi kiralamak istiyor.” dedi.

“Rusya ile ya da onsuz, Güney Kafkasya’nın güvenliğini koruyacağız”

Eski Dışişleri Bakanı Velayeti, bu koridorun ileride Ermenistan’ın parçalanmasını beraberinde getireceğini ve bu nedenle Ermenistan halkının sert muhalefetiyle karşılaştığını, hiçbir milletin topraklarının parçalanmasına razı olmayacağını, devletleri istikrarsız tavırlar alsa bile kabul etmeyeceğini belirtti.

Velayeti, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın geçmişteki İran ziyareti sırasında, bu projenin açık zararları ve komplo niteliği sebebiyle İran’ın tavrına katıldığını ve koridorun inşasına karşı olduğunu söylediğini hatırlattı.

Koridorun inşasının, İran’ın kuzey ve kuzeybatıdaki kara bağlantısını Türkiye’ye bağımlı hale getireceğini vurgulayan Velayeti, “Bu komplo uygulanırsa, Güney Kafkasya’nın güvenliği tehlikeye girer. Bu nedenle İran, Rusya ile olsun ya da olmasın, Güney Kafkasya’nın güvenliği için adım atacaktır. Ayrıca biz Rusya’nın da stratejik olarak bu koridora karşı olduğuna inanıyoruz.” dedi.

Amerikalıların, bu koridorun Hazar Denizi’nden enerji nakli için kiralandığını söylediklerini aktaran Velayeti, Hazar’ın yarı kapalı bir deniz olduğunu ve buradan petrol ve gaz geçişinin tüm kıyıdaş ülkelerin onayını gerektirdiğini belirtti. İran ve Rusya’nın son haftalarda Hazar’da gerçekleştirdiği tatbikatın mesajının da “bu denizde dışarıdan birileri bir iş yaparsa karşı dururuz” anlamına geldiğini söyledi.

Velayeti, bu koridorun sadece ticari bir geçit değil, İran ve bazı komşu ülkeler aleyhine siyasi bir komplo olduğunu belirterek, “NATO üyesi Türkiye’nin yanı sıra diğer NATO ülkeleri de bu bölgede bulunmak istiyor ve NATO, İran ile Rusya arasına bir yılan gibi yerleşmek istiyor; ancak İran buna izin vermeyecektir.” ifadelerini kullandı.

Putin’in Ukrayna konusunda yaptığı uyarıları hatırlatan Velayeti, “Putin defalarca, eğer Ukrayna NATO’ya katılır ve Moskova’ya yaklaşırsa harekete geçeceğini söyledi; biz de NATO’nun İran’ın kuzey sınırlarına yaklaşmasına izin vermeyeceğiz. Önlemek, tedaviden iyidir.” dedi.

 “Nahçıvan ile Azerbaycan arasında koridora gerek yok”

Devrim Lideri’nin Danışmanı Velayeti, İran'ın kuzey bölgelerindeki, Batı ve Doğu Azerbaycan'dan Erdebil ve Gilan'a kadar uzanan Deylem, Mazenderan, Horasan vb. halkların, İran'ın kuzeybatı kesimindeki herhangi bir komploya karşı duracağını belirterek, "Bu halk, tarih boyunca bu toprakları işgal etmek isteyen Emeviler ve Osmanlılara karşı durdu ve bugün de bu bölgelerde herhangi bir komploya izin vermeyecek." dedi.

Eski Dışişleri Bakanı Velayeti, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerin sadece iki ülke ile sınırlı olmadığını, bölgedeki jeopolitik değişimlerin İran sınırlarını da değiştireceğini belirterek, “Nahçıvan ile Azerbaycan arasındaki bağlantı için koridora gerek yok, bu bağlantı İran üzerinden sağlanabilir. Biz, kendi çıkarlarımızı güçlü bir şekilde savunma hakkına sahibiz.” dedi.

“Hizbullah’ın silahsızlandırılması hayal”

Velayeti, Lübnan’da Hizbullah’ın silahsızlandırılması yönündeki Amerikan ve Siyonist rejim İsrail güdümlü siyasi girişimlere değinerek, “Bu ilk kez olmuyor, daha önce de bu tür Lübnan karşıtı planlar sonuçsuz kalmıştı, bu kez de başarıya ulaşmayacaktır. Direniş, bu tuzaklara karşı duracaktır.” dedi.

Bugün Lübnan'daki direnişin Hristiyanlar, Şiiler, Sünniler vb. dahil olmak üzere tüm Lübnanlılar tarafından kabul gördüğünü ve desteklendiğini belirten Velayeti, "Direniş, Lübnan'ın onuru demektir ve Lübnan'ın yaşamı ve güvenliği direnişe bağlıdır." dedi. Lübnan halkı, 1982 civarında hiçbir direniş olmadığında İsraillilerin Beyrut ve banliyölerine kadar güneye ilerlediğini, ancak sonunda Hizbullah'ın direnişi tarafından geri çekilmek zorunda kaldığını unutmadı’ dedi.

Hizbullah’ın her geçen gün güçlendiğini vurgulayan Velayeti, İsrail ve ABD’nin, Seyyid Hasan Nasrallah gibi liderleri hedef alarak örgütün zayıfladığını düşündüklerini, ancak Hizbullah’ın çekirdeğinin güçlü şekilde ayakta kaldığını belirtti.

Lübnan direnişi her geçen gün daha da güçleniyor

İran’ın Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: Bu siyasi tartışmaların oluşmasının nedenlerinden biri, Siyonistlerin ABD’nin yardımıyla merhum Seyyid Hasan Nasrallah gibi büyük isimleri suikastla şehit etmiş olmaları ve bunun sonucunda Hizbullah’ın zayıfladığını sanmalarıdır. Oysa Hizbullah’ın yapısı hâlâ son derece güçlü bir şekilde yerinde durmaktadır. Bugün Hizbullah, 1982 ve 1983 yıllarına kıyasla çok daha dirençlidir. Eğer Hizbullah olmasaydı, İsrailliler Filistin’e yaptıklarını Lübnan’a da yaparlardı. Dolayısıyla, Lübnan’ı koruyan Hizbullah, Amerikan planlarına karşı da kendini savunacaktır.

Velayeti, şunları vurguladı: Lübnan halkı ve bölge milletleri için asıl soru, Lübnan hükümetinin ülkesini ve halkını koruma kaygısı olmadan böyle planlar mı önerdiğidir? Hizbullah silahlarını bırakırsa, Lübnanlıların canını, malını ve namusunu kim koruyacak? Geçmiş deneyimler bu ülkedeki bazı siyasetçilere ders vermedi mi?

Yeni bir Culani söz konusu bile değil

Lübnan'daki bu sürecin yalnızca Amerika ve işgal rejiminin iradesi olduğunu belirten Velayeti, şöyle devam etti: Amerika ve İsrail, Lübnan'da başka bir Culani yaratabileceklerini düşünüyor; ancak bu hayal asla gerçekleşmeyecek ve Lübnan her zaman olduğu gibi dimdik ayakta kalacak.

Devrim Lideri’nin Uluslararası İlişkiler Danışmanı şu vurguyu yaptı: “Kesinlikle İran İslam Cumhuriyeti, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına karşıdır; zira İran, her zaman Lübnan halkına ve direnişine destek olmuştur ve şimdi de bu desteğini sürdürmektedir.”

“İran ve Irak, Haşdi Şabi’nin silahsızlandırılmasına da karşı”

Velayeti, konuşmasının başka bir bölümünde, Amerika’nın Irak’taki Haşdi Şabi’ye karşı yürüttüğü benzer komplolarla ilgili bir soruya cevaben, eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki ile yaptığı son telefon görüşmesine atıfta bulunarak şunları kaydetti: “Nuri el-Maliki cesur bir kişidir; kendi hükümeti döneminde Saddam’ın idam kararını çıkarmış ve Halkın Munafıkları Örgütü’nü (Mücahitleri) Irak’tan çıkarmıştır. Son telefon görüşmemizde, kendisi Amerika ve İsrail’in, Lübnan’dan sonraki aşamada Haşdi Şabi’ye yöneleceklerini vurguluyordu. Ancak Sayın Maliki de ben de, ister Hizbullah’ın ister Irak’taki Haşdi Şabi’nin silahsızlandırılması olsun, her ikisine de karşı olduğumuzu ve buna karşı duracağımızı ifade ettik.”

Haşdi Şabi’nin, Lübnan’da Hizbullah’ın üstlendiği rolü Irak’ta üstlendiğini belirten Velayeti, “Haşdi Şabi olmazsa, Amerikalılar Irak’ı yutar” dedi.

Lübnan’ın akil insanları, Hizbullah’ın silahsızlandırılması planını engellemelidir

Devrim Lideri’nin Uluslararası İlişkiler Danışmanı, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına nasıl engel olunacağı ve İsrail ile ABD’nin Lübnan içindeki bölücü planlarıyla nasıl mücadele edileceğine dair bir soruya verdiği yanıtında, “Bizim tavsiyemiz, Lübnan’ın akil kişilerinin, bu silahsızlandırma planında öncü olanlara karşı durmasıdır. Aksi takdirde direniş bu işe engel olacak ve biz de direnişi destekleyeceğiz. Lübnan’ın akil insanları bu anlamsız planı etkisiz hale getirmelidir.” dedi.

Velayeti, “Lübnan, Suriye gibi değil ve Colani gibi biri orada duramaz. Bence Lübnan içinde bunu engelleyebilecek aydınlar var; çünkü Lübnan halkının çoğunluğu, IŞİD ve Colani gibi teröristlere ve terörist İsrail'e karşı güvenliklerinin, canlarının, mallarının ve namuslarının koruyucusunun Hizbullah olduğunu biliyor. Suriye'nin kaderi ve gelişmeleri gözlerinin önünde. Peki Suriye'de şimdi neler oldu? Suriye'de Beşar Esad devrildi ve Colani iktidara geldi, peki sonuç ne oldu? İsrail bu ülkeye karşı istediği her suçu işliyor ve dağılma riski Suriye'yi her zamankinden daha fazla tehdit ediyor. Lübnan halkı bu olaylara tanık oluyor ve sahip oldukları güvenliğin Hizbullah'ın varlığı sayesinde olduğunu biliyor.” ifadelerini kullandı.

 İsrail rejiminin Hizbullah’a yönelik son saldırılarının silahsızlandırma komplosuyla eş zamanlı gerçekleştiğine değinen Velayeti, “Şu anki ateşkes İsrail’in lehinedir. İsrail bu ateşkesi kullanarak varlığını sürdürüyor; ancak ateşkes, Hizbullah’ın Lübnan’ı savunmasının önünde engel olmamalıdır.” dedi.

“Yemen direnişin incisidir”

Yemen’i “direniş ekseninin bir incisi” olarak nitelendirerek, ‘Allah onları direnişe yardım etmesi için gönderdi’ diyen Velayeti, Yemen’ın Babü’l-Mendeb Boğazı’ndaki stratejik konumuyla ABD, İngiltere, Avustralya ve diğerlerine karşı durduğunu söyledi. Yemene ait güçlerin, bu boğazdan geçen hedefleri füzelerle vurduğunu ve uçak gemisi USS Harry S. Truman gibi savaş gemilerinin defalarca hedef alınarak bölgeden çekilmek zorunda kaldığını aktardı.

Yemenlilerin bugün İsrail’i ve ABD’yi çaresiz bıraktığını ifade eden Velayeti, gelecekte Suriye direnişinin de ayağa kalkacağını ve İsrail’in planlarını bozacağını belirtti.

“Gelecek direnişin olacaktır”

Velayeti, düşmanın tüm propaganda ve psikolojik savaşına rağmen bugün direnişin geçmişten daha güçlü ve birleşik olduğunu vurgulayarak, “İran, direniş ekseninin merkezidir ve açıkça destek vermektedir. Yakında herkes görecek ki tüm komplolara rağmen bölgenin geleceği, bölge halkı ve direnişe ait olacaktır.” dedi.

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler