İran'ın İsrail'e Karşı Kazandığı Zaferin Ardından Direniş Cephesi


İran'ın İsrail'e Karşı Kazandığı Zaferin Ardından Direniş Cephesi

Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehit edilmesi ve Siyonist düşmandan aldığı diğer darbelerin ardından, Direniş Cephesi büyük bir zafere acilen ihtiyaç duyuyordu. Siyonist düşman akılsızca İran'a saldırarak bu zemini hazırladı.

Tesnim Haber Ajansı - İran İslam Devrimi'nin Yüce Lideri İmam Hamanei, 2013 yılında Tahran'da düzenlenen Dünya Alimleri ve İslami Uyanış Konferansı'nda şöyle demişti:

‘İslam'ın İran'da zafer kazandığı ve bu hassas bölgenin en hassas ülkelerinden birinde Amerika ve Siyonizm'in kalesini fethettiği gün, akıl ve hikmet sahipleri, sabır ve basiretle hareket ederlerse birbiri ardına zaferler kazanacaklarını biliyorlardı; ve öyle de oldu.

İslam Cumhuriyeti’nde düşmanlarımızın itiraf ettiği parlak gerçekler, hep Allah’ın vaadine güvenmek, sabretmek, direnmek ve Allah’tan yardım dilemekle elde edildi. Halkımız her zaman, ‘yakalanacağız’ diye telaş eden zayıfların vesveselerine karşı, ‘Asla! Çünkü Rabbim benimle, beni doğru yola iletecek!’ diye karşılık vermiştir. Bu değerli tecrübe artık özgürlük ve adalet isteyen, Amerika’ya ve bağımlı hükümetlere karşı direnen milletler için bir rehberdir.

Direniş, sabır, basiret ve ‘Allah, ona yardım edenleri mutlaka destekler, Allah güçlü ve mutlak galiptir’ vaadine güven, İslam medeniyetinin zirvesine ulaşana dek Müslüman ümmetin önünde bu onur yolunu açacaktır.’

Bu, İslam Devrimi lideri tarafından dile getirilen, nasıl “Allah’ın vaadine güvenerek” 1979’daki İslam Devrimiyle Amerika ve Siyonizmin, İran’dan elini çekmesini sağladıklarını anlatısıdır. Yaklaşık yarım asır onurlu direnişten sonra, 13 Haziran 2025 sabahı, Amerika ve İsrail böyle bir milleti teslim olmaya zorlamak amacıyla İran’a askeri saldırıda bulundu. Ancak güçlü İran ne teslim oldu ne de geri adım attı; aksine Allah’a olan sürekli güveni ve bu güne hazırlanıp biriktirdiği askeri gücüyle ezici darbeler vurarak Siyonist düşmanı cezalandırdı. Saldırganın hiçbir kazanç elde edemeden geri çekilmesini ve saldırıyı durdurmak zorunda kalmasını sağladı.

İran milleti Suçlu Amerika'ya karşı üç büyük zafer elde etti: Birincisi 1979'da Pehlevi diktatörünü devirip Amerika'yı İran'dan kovmak, ikincisi ABD ve Avrupalı ortaklarının desteğiyle İran'a saldıran ve İran milletine sekiz yıllık bir savaş dayatan Irak Baas rejiminin saldırganlığını yenmek ve üçüncüsü 2009 başkanlık seçimlerinde rejimi devirmek için ikiyüzlü unsurlar ve diğer gruplarla birlikte yaptıkları kapsamlı hazırlıklarla Amerikan renkli devrimini engellemek.

Amerika ve Siyonist cepheye karşı kazanılan tüm bu büyük zaferlerde İran milleti; Batı Asya bölgesinin özgürlük isteyen mazlum milletlerine ve hatta tüm dünyaya, mücadele ve savunma alanında rol oynayarak ve ilahi zafer vaadine güvenerek, milletlerin ve direniş gruplarının Amerika'nın veya ona bağlı hükümetlerin baskısından kurtulabileceklerine ve herhangi bir yağmacı güçten bağımsız olarak ilerleme ve yükselme yolunda ilerleyebileceklerine dair bir ilham kaynağı olmuştur.

İsrail’in İran’a yakın saldırısından önce bu terör rejimi, Amerika’nın desteğiyle Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadetini ve Suriye’de Beşar Esad rejiminin düşüşünü direniş cephesi aleyhine gerçekleştirmişti; bu da direnişin bedeni üzerinde ağır darbeler gibi görünüyordu. Bu yüzden bölgesel İslami direniş, Siyonist düşmandan aldığı bu darbelerden sonra kendini yenilemek ve mücadeleye daha güçlü devam etmek için taze kana ihtiyaç duyuyordu. Direniş Cephesi büyük bir zafere ihtiyaç duyuyordu ve İran’ın İsrail’e karşı zaferi, bölgedeki mazlum savaşçılara yeniden ilham ve umut verdi; sadece İran halkı gibi büyük ve kuvvetli bir güç böyle bir zaferi gerçekleştirebilirdi. Böyle kritik bir anda, direniş cephesinin bu zafere çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, Siyonist düşman “direniş cephesinin diğer alanlardaki darbelerle zayıfladığı” yanılgısıyla gece yarısı İran’a saldırdı. Siyonist düşman kendi eliyle İran milletinin ona karşı; liderlik, iç dayanışma ve demir ordusuyla birlikte Allah’ın zafer vaadine güvenerek nasıl karşı koyabileceğini göstermesine zemin hazırladı.

İsrail ve Amerika’nın İran halkı karşısındaki yenilgisi, bölge halklarının zihninde bu iki düşmana nihai üstünlüğün mümkün olduğuna dair inancı güçlendirdi ve direniş cephesini İran halkının zaferiyle zirveye çıkararak, emperyalizm ve zulüm cephesini tamamen yenme ve İslam topraklarından çıkarma yolunu çizdi.

Şimdi, her geçen gün, sansür perdeleri aralanıp yeni haberler ve görüntüler yayınlandıkça, İran silahlı kuvvetlerinin Siyonist rejime ve Amerika'ya indirdiği ölümcül darbelerin önemli yönleri ortaya çıkıyor ve İran'ın şeytani cepheye karşı kazandığı zaferin boyutları daha da netleşiyor. Dolayısıyla, zafer haberlerinin kademeli ve günlük olarak yayınlanması; bölgedeki özgür milletler ve direniş grupları için bir güç kaynağı, sanki kalplerini istikrara kavuşturacak yeni bir hakikat ayeti oluyor.

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler