Siyonist Gazete Haaretz'in İran-Mısır İlişkileri Analizi
Siyonist Ha'aretz gazetesinde yayınlanan yazıda, "ABD Kongresi Herzog'u alkışlarken, Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İran İslam Cumhuriyeti'ni övüyordu.” denildi.
Tesnim Haber Ajansı- İsrail’e ait Haaretz gazetesi yazarı Tesfi Bareil kalem aldığı yazıda, “ABD Kongresi Herzog'u alkışlarken, Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İran İslam Cumhuriyeti'ni övüyordu.” dedi.
Yazıda şu ifadelere yer verildi:
Başkan (Siyonist Rejim Başkanı) Herzog, ABD Kongresi'ndeki konuşmasının büyük bölümünü İran'ın tehlike ve tehditlerine ayırdı. Herzog, Amerikalı kongre üyelerine şöyle seslendi: Yanılmamalıyız, İran kesinlikle barışçıl nükleer enerji peşinde değil, İran, Ortadoğu ve ötesinin istikrarını tehdit eden nükleer güç olmaya çalışıyor. İran'ın etkisi altına giren herhangi bir ülke yıkıma uğramıştır. Bunlara Yemen, Gazze Şeridi, Suriye, Lübnan ve Irak'ta tanık olduk.
Herzog'un İran hakkındaki sözlerinin pek dakik olmadığını belirten Siyonist gazeteci, "Çünkü tarihi olaylara baktığımızda İran’ın rolü olmadığı Arap Baharı ayaklanmalarının ardından Yemen'in başının belaya girdiğini görüyoruz. Husiler, Yemen'in kuzeyini özgürleştirmeye kalktığında bile Suudi Arabistan'ın desteklediği yeni yapılanma ile karşı karşıya gelme ve çatışma arayışına girmemiştı. Bu temkinli tutum kesinlikle İran'ın tavsiyesi üzerine yapılmıştır. Ancak savaşı başlatan taraf Suudilerdi.Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile birlikte yaklaşık sekiz yıldır devam eden bir savaş başlattı, fakat geçen yıl ABD'nin Suudi Arabistan'a yaptığı baskıdan sonra bu krizin diplomasi yoluna konulduğuna tanık olduk. Irak konusunda ise, Saddam rejimi ABD’nin müttefiklerinden biriydi. Saddam liderliğindeki Irak 1990'da Kuveyt'i işgal ettikten sonra on yıl boyunca yoğun ABD ve uluslararası yaptırımlara maruz kaldı. 2003'teki İkinci Fars Körfezi Savaşı'nda Saddam rejimi devrildi. Irak'ın büyük yıkımı da bu noktadan sonra başladı. Aslında İran'ın varlığı ABD'nin Irak'ta kurduğu yeni bir sistemin kurulmasından sonra ortaya çıktı. ABD bu ülkede oluşturduğu yapıda ve dünyanın en büyük yolsuzluk makinesinde milyarlarca dolar yok oluyor. İran şu anda 10 milyar dolarlık dış ticaret dengesiyle Irak'ın en büyük ticaret ortağı. İran'ın elektrik ve doğal gaz ihracatı olmasaydı, Irak çok daha kötü bir duruma düşebilirdi. Şunu da unutmamak gerekir ki, IŞİD'e karşı savaşın yükünü başarısız ve etkisiz Irak ordusu yerine İran ve ona bağlı silahlı gruplar üstlenmiştir. Amerikan güçleri tarafından eğitilen ordu IŞİD ile yaptığı ilk çatışmada yenildikten sonra kaçmıştır.
Lübnan konusunda da İsrail'in 18 yıl varlık gösterdiği Güney Lübnan’da (İran desteklediği) örgütü Tel Aviv’e meydan okuyabilecek tek güç haline getirdi." değerlendirmesinde bulundu.
Yazıya göre Herzog ABD Kongresinde konuşma yaparken, Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, İran İslam Cumhuriyeti hakkında şunları söyledi: İran bölgede çıkarları olan, onunla farklı bölge ve çevrelerde etkileşim halinde olan büyük bir ülke. Mısır, İran'ın faaliyetlerinin olumlu bir şekilde yürütülmesini ve ulusların iradesine saygı gösterilmesini istiyor. Tahran'ın yaklaşımı buysa, bu ülke ile ilişkilerimizi açık ve net bir şekilde geliştirebileceğimize inanıyoruz.
Bunun üzerine İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Mısır ile iş birliğinin kapsamlı şekilde geliştirilmesine yönelik herhangi bir kısıtlama olmadığını yineledi. İranlı yetkili, Umman Sultanı Haysem bin Tarık’ın geçtiğimiz günlerde Mısır Cumhurbaşkanı ile ‘Tahran ile Kahire arasındaki ilişkilerin gerekliliği ve Bin Tarık’ın birkaç hafta önce yaptığı ziyarette Kahire’den Tahran’a ilettiği mesaj’ konusunda görüşmede bulunduğuna dikkat çekti. Emir Abdullahiyan, Umman Sultanı'nın İslam Devrimi Lideri ve Cumhurbaşkanı Reisi ile yaptığı görüşmelerde İran tarafına Mısır'ın ilişkileri yeniden başlatma arzusunu ilettiğini ve bununun Ayetullah Hamanei tarafından memnuniyetle karşılandığını söyledi.
Ortadoğu uzmanı, yazısının bir başka bölümünde, "İran'la ilişkilerin kesilmesi konusunda Mısır, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi ülkeleri ile aynı görüşe sahipti. Onlar İran'la olan sorunlarını ve husumetlerini bir kenara bırakarak ortak hareket ettiler. Katar'a yönelik yürütülen yaptırımların yumşamasına tanık olduğumuz gibi, İran'la ilişkilerin kesilmesi de sona erdi. Ardından BAE ile İran arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasına ve bu ülkeden bir büyükelçinin gönderilmesine tanık olduk. Ayrıca Abu Dabi, Tahran ile çeşitli ekonomik anlaşmalar imzaladı ve İranlılara vize teslimatı yeniden başlandı.
Geçtiğimiz Mart’ta Suudi Arabistan ile İran diplomatik ilişkilerini yeniden başlatmak için anlaştı. Taraflar, iki ay içinde elçilik ve misyonlarını yeniden açma ile 2000’de imzalanan güvenlik ve ekonomik iş birliği anlaşmalarını uygulamada mutabakata vardı. Şu anda Mısır ve İran heyetleri arasındaki müzakereler Irak'ın arabuluculuğunda yürütülüyor ve iki ülke arasında direkt uçuşların yeniden başlamasına ilişkin resmi olmayan haberler yayınlanıyor.
Arap ülkeleri ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin yakınlığını gösteren bazı gelişmelere işaret edildiği yazıda, "Tüm bu gelişmeler, Arap ülkelerinin dış politikasında yeni stratejik hatların çizildiğini gösteriyor. Arap ülkeleri, özellikle Fars Körfezi’ne kıyısı olan ülkeler, ABD ile güçlü ilişkilerini sürdürmesine rağmen diğer ülkelerle de ilişkilerini geliştirmek istiyor." ifadesine yer verildi.