2025 Yılında Petrol Fiyatlarını Belirleyecek Üç Temel Faktör


2025 Yılında Petrol Fiyatlarını Belirleyecek Üç Temel Faktör

OPEC+ üretim kesintisi planının kademeli olarak kaldırılması, Çin’in petrol stok akışları ve jeopolitik gerilimler, bu yıl ham petrol fiyatları üzerinde etkili olan başlıca faktörler arasında yer aldı.

Tesnim Haber Ajansı- Reuters’a dayandırdığı haberine göre, OPEC+ üretim kısıntılarının aşamalı olarak geri çekilmesi, Çin’in petrol stoklaması ve jeopolitik gelişmeler, 2025 yılında petrol fiyatları üzerinde belirleyici olmuş ve büyük ihtimalle ilerleyen dönemde de etkili olmaya devam edecektir.
Hangi faktörlerin piyasayı etkilediğini bilmek bir şeydir; ancak bu faktörlerin nasıl gelişeceğini doğru tahmin etmek tamamen farklı ve zorlu bir meseledir. 

Petrol sektörünün temel sorunu, söz konusu üç faktörün de doğası gereği öngörülemez olması ve nispeten hızlı değişimlere açık bulunmasıdır. Bu durum, mevcut piyasa tahminlerini her zamankinden daha riskli ve belirsiz hâle getirmektedir.

Ayrıca, petrol piyasasını şekillendiren bu üç faktör, fiyatlar üzerinde farklı yönlerde etki göstermektedir.
OPEC+ ittifakının 8 üyesi tarafından günlük 2,2 milyon varillik gönüllü üretim kısıntısının bu yıl içerisinde kademeli olarak kaldırılması ve Ekim ayında günlük 137 bin varil ek üretim planı, teorik olarak fiyatlar üzerinde düşürücü bir unsur sayılmaktadır; Çünkü küresel talebin bu ek arzı yeterince hızlı bir şekilde absorbe edip edemeyeceği belirsizdir.

Ancak durum daha karmaşıktır; zira ittifakın gerçek ihracat artışı, izin verilen üretim artışıyla örtüşmemektedir. Analistlere ve sanayi kaynaklarına göre, Nisan ayından itibaren üretim kısıtlamalarının gevşetilmesiyle birlikte OPEC+’ın 8 ihracatçı üyesi, hedeflenen ek petrolün yaklaşık dörtte üçünü piyasaya sunmuştur. Bu da, küresel talebin yaklaşık yüzde 0,5’ine tekabül eden günlük 500 bin varilin henüz piyasaya ulaşmadığı anlamına gelmektedir.

Bu durum, üretim kotalarının kaldırılmasının fiyatlar üzerinde düşürücü değil, aksine yükseltici bir etki yarattığını göstermektedir. Dolayısıyla, bu hafta yapılacak toplantıda OPEC+’ın 8 üyesi ek üretim kotası konusunda anlaşmaya varsa dahi piyasanın tepkisi sınırlı kalabilir; çünkü yatırımcılar fiilen ne kadar petrolün arz edileceğini görmek için bekleyeceklerdir.

Öte yandan, Çin’in bu yıl gerçekleştirdiği petrol stoklaması, en azından kısa vadede fiyatları yükseltici bir unsur olmuştur. Çünkü arz fazlasını absorbe etmiş ve son aylarda Brent vadeli kontrat fiyatlarının varil başına 65–70 dolar aralığında dengelenmesini sağlamıştır. Raporlara göre, Çin yılbaşından bu yana günde en az 500 bin varil petrol stoklamış olabilir. Ancak bu sürecin şeffaf olmaması nedeniyle, Çin’in stoklamaya devam edip etmeyeceğini tahmin etmek zordur.

Birçok açıdan en güvenilir gösterge fiyatların kendisidir; çünkü Çin’in geçmişte fiyatlar düşükken ek petrol satın alıp, fiyatlar yükseldiğinde stoklarını kullanma eğilimi olmuştur.

İsrail rejimi ile İran arasındaki gerilim de jeopolitik faktörlerin bu yıl daha büyük rol oynadığını ve öngörülemezliğini koruduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, Orta Doğu’daki gerginlikler, Ukrayna’nın Rusya’daki rafinerilere yönelik saldırıları ve ABD Başkanı tarafından yürütülen ticaret savaşlarının yol açtığı ekonomik istikrarsızlık da etkili olmaktadır.

Bu gelişmelerin sonuçları ise belirsizdir. Örneğin, Rus rafinerilerinin zarar görmesi bu ülkenin petrol ürünleri ihracatını azaltabilir; ancak ham petrol ihracatını artırabilir. Böyle bir kombinasyon, muhtemelen rafinaj marjlarının artmasına yol açacaktır.

Bu istikrarsızlık, fiyat dalgalanmalarına neden olabilir; ancak aynı zamanda piyasa katılımcılarının temkinli davranmasına ve herhangi bir yönde hareket etmekten kaçınmasına yol açabilir, zira hangi faktörün üstün geleceğini görmek için kesin verilere ihtiyaç duyulmaktadır.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler