Rusya: Suçlama, Baskı Siyasetinin Bir Aracına Dönüştü
Avrupa Birliği, son haftalarda Moskova’ya atfedilen “bilinmeyen İHA uçuşları” karşısında tehdidi kurumsallaştırma yoluna gitmiştir.
Tesnim Haber Ajansı- Geçtiğimiz haftalarda Avrupa ülkeleri tarafından Rusya’ya yönelik bir dizi İHA (insansız hava aracı) iddiası ve hava sahası ihlali suçlaması gündeme geldi. Bu iddialar, Danimarka ve Polonya üzerindeki İHA uçuşlarıyla başladı ve “Avrupa Birliği İHA Duvarı” gibi projelerle zirveye ulaştı.
Rusya hükümeti bu iddiaları açıkça yalanladı ve “dayanaksız ve belgesiz” olarak nitelendirdi. Ancak daha dikkatli bir inceleme, meselede asıl olanın bu suçlamaların doğruluğu veya yanlışlığından çok daha derin bir boyut taşıdığını göstermektedir.
Aslında bu iddiaların gündeme gelmesi, saha gerçeklerinden çok Avrupa ile Rusya arasındaki yapısal gerilimin sürdürülmesi hizmetindedir. Bu gerilim bugün Ukrayna savaşı ötesine geçmiş, çok katmanlı stratejik bir çatışmaya dönüşmüştür. Bu analitik yazı, bu suçlamaların arkasındaki gizli amaçları ortaya koymayı ve bunun özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın söylemleriyle kurulan bağını incelemeyi amaçlamaktadır.
Suçlama, Baskı Siyasetinin Bir Aracı: Raporlardan Güvenlik Projelerine
Avrupa Birliği, son haftalarda Moskova’ya atfedilen “bilinmeyen İHA uçuşları” karşısında tehdidi kurumsallaştırma yoluna gitmiştir. Finlandiya, Estonya, Litvanya ve Polonya gibi Doğu Avrupa sınır ülkelerinin “İHA Duvarı” kurulması önerisi, amacın sadece bir tehdidi duyurmaktan öte, Rusya’ya karşı uzun vadeli stratejik baskı kurmak olduğunu açıkça göstermektedir.
Temel nokta şudur: Bu tür projelerin hayata geçirilebilmesi için öncelikle “tehdidin meşrulaştırılması” gerekmektedir. İHA ihlali iddiaları, tam da bu meşrulaştırma sürecinin en etkili aracıdır. Avrupa hava sahasının Rusya tarafından ihlal edildiği iddiası, Avrupa ülkelerinin askeri bütçelerini artırma, İHA’lara karşı elektronik harp ve bastırma sistemlerini konuşlandırma, NATO ile istihbarat iş birliğini derinleştirme ve nihayetinde Rusya’nın batı sınırlarında manevra kabiliyetini kısıtlama gibi adımlar için gerekli zemini hazırlamaktadır. Bu durum, son İHA iddialarının geçici bir olay değil, Avrupa kamuoyunun zihninde Rusya’nın “güvenlik tehdidi” olarak inşa edilmesi sürecinin bilinçli bir parçası olduğunu açıkça göstermektedir.
İddiaların Trump’ın Söylemleriyle Güçlenen Medya ve Retorik Ortamı
Daha önemli olan husus, ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamalarının Rusya aleyhine oluşturduğu söylem ortamıdır. Trump, açıkça “Rusya’nın uluslararası düzenin bir numaralı tehdidi” olduğunu ve Avrupa’nın ona karşı tüm güçlerini seferber etmesi gerektiğini ifade etti.
Bu açıklamalar, Avrupa’nın Ukrayna’ya desteğini sürdürme konusunda tereddütler yaşadığı ve bazı başkentlerin diplomatik yorgunluk belirtileri gösterdiği hassas bir dönemde geldi. Bu bağlamda Trump, Rusya tehdidi söylemini tekrarlayarak sahneyi yeniden kutuplaşmaya döndürdü ve İHA iddiaları da bu söylemin somut bir zemini haline geldi.
Trump’ın sert açıklamaları, Avrupalıları “Rus tehdidi” karşısında tek sesli olmaya zorladı. Bu dinamik, İHA iddialarının analizinde göz ardı edilemez bir unsurdur. Avrupa, Biden yönetiminin bazı politikalarından mesafe alsa bile, Trump’ın dış politika söyleminde oynayan bir rol üstlenmektedir.
Avrupa’nın Rusya’ya Karşı İddiaları Yoğunlaştırmadaki Taktiksel Amaçları
Bu iddiaların altında yatan Avrupa’nın somut stratejik hedefleri dikkatle incelenmelidir. Bu bağlamda dört temel eksen belirlenebilir:
1. İç savunma yapılarının güçlendirilmesine meşruiyet kazandırmak: Ukrayna sonrası dönemde Avrupa ülkeleri, yüksek askeri bütçelerini meşrulaştırmakta zorlanmaktadır. İHA iddiaları, acil bir tehdit olarak sunulmakta ve hükümetlerin savunma projelerini kolayca yasalaştırmasına olanak tanımaktadır.
2. Kamuoyunu kontrol altına almak ve toplumsal psikolojik hazırlık yaratmak: Rusya’nın “tehlikeli bir aktör” olarak resmedilmesi, Rus medyalarının yasaklanması, diplomatların sınır dışı edilmesi ve yaptırımların devam ettirilmesi gibi sert adımların kamuoyu desteğiyle gerçekleştirilmesini kolaylaştırmaktadır.
3. Rusya’yı tepki vermeye zorlayarak tuzak kurmak: Moskova defalarca askeri provokasyonlara karşılık vermeyeceğini açıklamıştır. Ancak Avrupa, bu iddiaları tekrarlayarak Rusya’yı bir tepkiye itmeye çalışmakta ve bu tepkiyi “saldırganlık” olarak kullanma niyetindedir. Bu taktik başarılı olursa, Avrupa daha sert önlemler almak için daha geniş bir meşruiyet elde edecektir.
4. NATO ile operasyonel koordinasyonu artırmak: İHA iddiaları, Doğu Avrupa’da ortak tatbikatların artırılması, füze savunma sistemlerinin konuşlandırılması ve ABD’nin NATO üslerindeki varlığının sürdürülmesi için bir bahane oluşturmaktadır. Bu durum sadece Rusya’yı baskı altına almakla kalmaz, aynı zamanda Avrupa’nın güvenlik bağımlılığının ABD’ye sabitlenmesini de pekiştirmektedir.
Sonuç olarak, Bugün Avrupa medya ve güvenlik sahnesinde Rusya’ya yönelik İHA iddiaları çerçevesinde yaşananlar, yalnızca teknik veya güvenlikle alakalı bir mesele değildir. Asıl olan, gerilimin sürdürülmesi, kamuoyunun mühendisliği, yeni savunma yapılarının meşrulaştırılması ve Avrupa’nın Trump öncülüğündeki ABD söylemine bağlı kalmasının bilinçli bir stratejisidir.
Bu iddiaların doğruluğu veya yanlışlığı bağımsız ve şeffaf teknik incelemelere bağlı olsa da, asıl hedef açıktır: Rusya’nın stratejik olarak kuşatılması, fiziksel olmayan alanlarda (psikolojik savaş, siyasi baskı, ekonomik yaptırımlar) çatışmanın yoğunlaştırılması ve Doğu Avrupa sınırlarında kontrollü bir kriz ortamının sürdürülmesidir.
Bu süreçte, Batı karşıtı ve bağımsız medya organlarının görevi, bu anlatı savaşı karşısında derinlemesine analizler sunmak, gizli amaçları deşifre etmek, dengeli bir kamuoyu oluşturmak ve direniş söylemini yaygınlaştırmaktır. Bu unsurlar, Batı’nın psikolojik operasyonlarına karşı en etkili savunma araçlarıdır.