Ürdün Kralı, Trump’ın Gazze Planına Arap ve İslam Dünyasından Geniş Destek Olduğunu İddia Etti
Ürdün Kralı, Trump'ın Gazze planına Arap ve İslam ülkelerinden geniş destek geldiğini iddia etti. Bu plan, Siyonist rejimin aşırı ve savaş yanlısı politikaları ve talepleriyle tamamen örtüşüyor ve Filistin halkının meşru haklarını zedeliyor.
Tesnim Haber Ajansı- Ürdün Kralı II. Abdullah, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ile ilgili sunduğu planın, kendisiyle görüştüğü Arap ve İslâm ülkelerinin liderleri tarafından nispeten geniş bir şekilde kabul gördüğü iddiasında bulundu.
Amman’daki El-Hüseyniye Sarayı’nda eski başbakanlarla bir araya gelen Kral, bölgedeki gelişmeleri ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak ve ABD Başkanı Trump ile bazı Arap ve İslâm ülkelerinin liderleriyle görüşmek üzere gerçekleştirdiği New York ziyaretini değerlendirdi.
Kral II. Abdullah, New York ziyaretini başarılı olarak nitelendirerek, Ürdün’ün egemenliğini ve güvenliğini her zaman olduğu gibi korumak için tam donanımla hazır olduğunu söyledi.
Kral, Ürdün’ün, Trump’ın Arap ve bazı İslam ülkelerinin liderlerine sunduğu kapsamlı Gazze planının ayrıntıları konusunda Arap kardeşleri ve ortaklarıyla koordinasyon içinde olduğunu açıkladı.
Ürdün Kralı, söz konusu ülkelerin liderleri arasında Trump planı konusunda nispeten yüksek düzeyde bir mutabakat bulunduğunu iddia etti.
II. Abdullah, Arap ve İslâm ülkeleri liderlerinin bölgeye ilişkin, özellikle Filistin meselesi ve Gazze durumu hakkındaki görüşlerinin, “dost ülkeler” olarak tanımladığı ülkelerin bakış açılarıyla büyük ölçüde örtüştüğünü belirtti.
BM Genel Kurulu’nun kenarında sekiz Arap ve İslam ülkesinin lideri, Trump ile bir araya gelmişti. Bu görüşmede en önemli gündem maddesi Gazze’deki durum oldu.
Ürdün Kralı, uzlaşmacı ve utanç verici yaklaşımını bir kez daha vurgulayarak, iki devletli çözümün (Filistin halkının topraklarının kalıcı işgalini meşrulaştıran) barışa ulaşmanın tek yolu olduğunu ileri sürdü.
Kral II. Abdullah, İsrail rejiminin Katar’a yönelik son saldırılarıyla ilgili olarak, bu saldırının açık bir mesaj taşıdığını ve amacının bölgede kuvvet ve savaş yoluyla korku salmak olduğunu söyledi ve bu saldırının, İsrail’in bölge ülkeleriyle ilişkilerine zarar verdiğini ekledi.