Cephe Hattı Beyaz Renkte; Belgeseller, Kutsal Savunma'da Sağlık Çalışanlarının Destanını Anlatıyor
Savunma Savaşı destanı yalnızca tüfek ve F-4 Phantom’lar ile yazılmadı; onun bir kısmı, merhametli eller ve sevgi dolu kalplerle donanmış sağlık personelinin beyaz önlüklerinde ölümsüzleşti.
Tesnim Haber Ajansı- Top ve tanklar savaş cephelerinin gökyüzünü ve yerini ateşe verirken, beyaz giysiler içindeki kahramanlar, titrek elleri ama kararlı yürekleriyle, silahsız bir destan yazdı; bu destanın ana hattı, yaşamın nabzı ile anlam kazandı.
Sekiz yıl süren savaşta yaşlısı, genci, genciyle birlikte “Ya Zehra” bayrağını alnına bağladı ve vatan toprağını savunmak için botlarını sıkıca bağladı; fakat aynı cephe hattında hemşireler, doktorlar ve sağlık görevlileri vardı ki, havan topu patlamaları ve kurşun yağmuru arasında bile bir an olsun durmadı, son nefese kadar ter döktü ki başka bir savaşçının yaşamı için mücadele etti. Hurremşehr ve Abadan'ın kavurucu güneşiyle cehennem sıcaklıklarına ulaşan küçük kereste barakalar, sahra hastaneleri ve hatta gece operasyonlarındaki gaz lambasının cılız ışığı, vücutların yaralarını değil, gönüllerin yaralarını da sarmak için atılan dikişlerin açık bir kanıtıdır.
Bir hemşire, Hurremşehr’de füze yağmuru altında, bir savaşçının dizine başını koyarak onun son nefesini huzur içinde geçirmesini sağladı; bir doktor durmaksızın ameliyat etti, kanlı önlüğünü değiştirmeye bile fırsat bulamadı; bir sağlık görevlisi ise iki eliyle yaralıyı omzuna alıp arka hatta taşıdı.
Belgesel sinema, savaş meydanına, mermilere, tüfeklere ve Kutsal Savunma operasyonlarına odaklanırken, bir yandan da gözünü sağlık çalışanlarından ayırmadı; sessiz sedasız savaşçılar ki, her ne kadar hiçbir anıt tabelası isimlerini haykırmasa da, belgesel kareleri onların savaşçıları yeniden ayağa kaldırmak için verdiği mücadeleyi görüntüledi. Belki de denilebilir ki, Kutsal Savunma destanı yalnızca tüfek ve F-4 Phantom'larla yazılmadı; onun bir kısmı, sağlık çalışanlarının şefkatli elleri ve aşk dolu kalpleriyle kalıcı hale geldi.
Bu raporda, Savunma Savaşı’nda sağlık personelini konu edinen birkaç belgeseli ele alıyoruz; bu belgeseller, sekiz yıl süren savaşta sağlık personelinin fedakârlığını derinlemesine göstermektedir.
“Yaşam İçin Görev”, Sağlık Personelinin Cihadını Anlatan 500 Saatlik Arşiv Görüntüsü
“Yaşam İçin Görev” adlı belgesel filmi, Kutsal Savunma döneminden 20 doktor ve sağlık görevlisinin anılarını yeniden canlandırıyor. Bu belgesel İrfan Nevaî tarafından yapılmıştır.
Nevaî, bu belgesel filminin yönetmeni olarak, “Savunma dönemi doktorları ve sağlık görevlileri, canlarını feda ederek cephe savaşçılarıyla birlikte, “tedavi cephesi” adı verilen başka bir cephede düşmana karşı mücadele ettiler ve destanlar yarattılar. Bu hatıraların “Yaşam İçin Görev” adlı belgesel dizisiyle anlatılması amaçlanmaktadır.” dedi.
Nevaî, “ 'Yaşam İçin Görev' belgeselinin anlatım yönteminde, Kutsal Savunma dönemine ait 500 saati aşkın arşiv görüntüsünden, izleyiciyi olayın gerçek atmosferi ve ortamına mümkün olduğunca sokacak şekilde yararlanılmıştır; öyle ki bu olay, bugün çekici ve dinlemesi hoş bir anıya dönüşmüştür.” diye sözlerine ekledi.
Nevaî, savunma dönemindeki doktor ve sağlık görevlilerinin fedakârlıklarına değinerek, “Doktorların ve sağlık görevlilerinin görevi sadece cephede yaralılara hayat vermek değildi, aynı zamanda canlarını ortaya koyarak İran milletine de yeni bir yaşam ve ruh armağan ettiler.” ifadelerini kullandı.
“Göçmen Hekimler”: Kutsal Savunma’daki Doktorların Fedakârlığının Görsel Anlatımı
Humen Nayyiri tarafından çekilen 13 bölümlük “Göçmen Hekimler” belgeseli, Kutsal Savunma döneminde binlerce savaşçının hayatını kurtaran doktorların görsel bir anlatımıdır.
“Göçmen Hekimler” belgeselinde, savunma döneminde cephe hatlarında sorumlu doktorlardan biri olarak görev yapan Dr. Seyyid Abbas Furuten, doktorların savunma dönemindeki faaliyetlerinden ve cepheye yakın sahra hastanelerinde gerçekleştirilen özel ve karmaşık tıbbi müdahaleler sayesinde hayatta kalan savaşçılardan söz etmektedir.
Bu 13 bölümlük dizinin “Ateş Altında Ameliyat” adlı bölümü, savaşın başlaması, doktorların cepheye gönderilmesi, sahra hastanelerinin kurulması ve bu hastanelerde yapılan ameliyatları ele almaktadır. Bu dönemde birçok savaşçı, ağır yaralı olmalarına rağmen hatta ambulans içinde ameliyat edilerek hayatta kalmayı başarmıştır.
Belgeselin diğer bölümlerinde ise, cephede görev yapan bir savaşçının cepheye gönderilmesi ve ön saflarda yaralanmasına dair hatıraları gösterilmektedir. Ayrıca, savaşçıların ameliyat görüntülerinin yanı sıra, onları ameliyat eden Dr. “Kilanter Mutemed” ve Dr. “İrec Fazil” gibi doktorlarla da röportajlar yapılmıştır.