Arakçi, BM Genel Sekreterine Avrupa’nın Üç Ülkesi ve ABD’nin Gayrimeşru Girişimleri Hakkında Mektup Yazdı


Arakçi, BM Genel Sekreterine Avrupa’nın Üç Ülkesi ve ABD’nin Gayrimeşru Girişimleri Hakkında Mektup Yazdı

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, Avrupa’nın üç ülkesi ve ABD’nin, İran’a karşı BM Güvenlik Konseyi’nin feshedilen kararların yeniden yürürlüğe konulması yönündeki gayrimeşru girişimleri hakkında BM Genel Sekreterine bir mektup yazdı.

Tesnim Haber Ajansı - İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, Avrupa’nın üç ülkesi ve ABD’nin, İran’a karşı BM Güvenlik Konseyi’nin feshedilen kararların yeniden yürürlüğe konulması yönündeki gayrimeşru girişimleri hakkında BM Genel Sekreterine yazdığı mektupta, 2231 sayılı karara aykırı veya onunla çelişen her türlü girişimin BM üyesi devletler için yasal yükümlülük doğuramayacağını vurguladı ve üç Avrupa ülkesi ile ABD’nin sona ermiş yaptırımları yeniden canlandırma girişimlerinin geçersiz olduğunu belirtti.

Seyyid Abbas Arakçi’nin BM Genel Sekreterine Gönderdiği Mektubun Tam Metni Şu Şekilde:

Sayın Antonio Guterres, BM Genel Sekreteri
Sayın Song Jin Kim, BM Güvenlik Konseyi Başkanı

Bismillahirrahmanirrahim

Bu yazışma Fransa, Almanya ve İngiltere’nin 2231 sayılı (2015) karar uyarınca feshedilen Güvenlik Konseyi kararlarını yeniden canlandırmaya çalışarak İran İslam Cumhuriyeti’nin barışçıl nükleer programını Konsey’in gündemine taşıma yönündeki son girişimleriyle ilgilidir.

Bu bağlamda, İran İslam Cumhuriyeti’nin ilkesel tutumunu aşağıda yeniden hatırlatmak isterim:

Önceki yazışmalarımda da açıkladığım gibi üç Avrupa ülkesinin “Snapback” olarak bilinen mekanizmayı başlatma yönündeki beyanı hukuki ve usul açısından hatalıdır ve bu nedenle geçersizdir. Bu girişim, söz konusu üç ülkenin kendi yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığı, nükleer anlaşmadaki (KOEP) uyuşmazlık çözüm mekanizmasına bağlı kalmadığı, 2231 sayılı kararı sürekli olarak zayıflattığı ve hatta İran’daki barışçıl nükleer tesislere yönelik askeri saldırıları desteklediği bir dönemde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla onların “Snapback” mekanizmasına atıfta bulunmaları açık bir süreç istismarıdır.

Süresi dolmuş kararların yeniden canlandırılması yalnızca hukuki açıdan temelsiz değil, aynı zamanda siyasi ve ahlaki açıdan da savunulamazdır. İran’ın nükleer programıyla ilgili meseleler, daha önce KOEP ve 2231 sayılı karar aracılığıyla çözüme kavuşturulmuştur. Ayrıca İsrail rejimi ile ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik gayrimeşru askeri saldırıları, durumu köklü biçimde değiştirmiş ve süresi dolmuş kararları geçersiz ve mevcut gerçeklerle ilgisiz hale getirmiştir.
2231 sayılı kararın 11. operasyonel paragrafı, BM Güvenlik Konseyi’nin “ilgili ülkelerin görüşlerini dikkate alması gerektiğini” açıkça belirtmektedir. Ne yazık ki, KOEP'nin diğer üyelerinin, özellikle İran, Çin ve Rusya Federasyonu’nun açık tutumlarına rağmen, Konsey Başkanı taslak kararı oylamaya sunmuştur. Çin, İran ve Rusya dışişleri bakanlarının 28 Ağustos 2025 tarihli ortak mektubunda da vurgulandığı üzere, BM Güvenlik Konseyi üç Avrupa ülkesinin hukuken sakat bildirimine dayanarak hareket edemez. 2231 sayılı karara aykırı veya onunla çelişen her türlü girişim, BM üyesi devletler için hukuki yükümlülük doğuramaz.
Ayrıca, Güney Kore tarafından sunulan karar tasarısı hakkında yapılan oylamada, Güvenlik Konseyi’nin iki daimi üyesi olan Çin ve Rusya ile birlikte Cezayir ve Pakistan açıkça bu yaptırım kararlarının geçersiz olduğunu ve geçersiz kalmaya devam etmesi gerektiğini beyan ettiler. Konsey Başkanı Güney Kore ve Guyana’nın söz konusu tasarıya olumlu oy vermekten kaçınmaları da bu tasarının gayrimeşru niteliğini daha da ortaya koydu.
Bu tasarının başarısızlığı, hiçbir ülkenin önceki kısıtlamaları uygulamakla yükümlü olmadığını teyit etti. Uluslararası hukuk ve BM Şartı uyarınca, Konsey’de geçersiz ya da uzlaşıdan yoksun süreçler bağlayıcı yükümlülük doğuramaz.
26 Eylül 2025 tarihinde Rusya ve Çin’in 2231 sayılı kararın teknik olarak uzatılmasına yönelik sunduğu karar tasarısı hakkında yapılan oylamanın sonucu bir kez daha Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik yaptırımların geri getirilmesi konusunda bölünmüş olduğunu ve mutabakattan yoksun bulunduğunu göstermiştir. Bu durum, Ekim 2020’de ABD’nin gayrimeşru bir şekilde “Snapback” mekanizmasını başlatmaya çalıştığı dönemi hatırlatmaktadır.
O dönemde Konsey Başkanı, 25 Ağustos 2020 tarihli mektubunda açıkça Konsey’in bu hususta harekete geçme konumunda olmadığını belirtmişti. Ardından 21 Eylül 2020 tarihli mektupta on üç üye, ABD’nin mektubunun 2231 sayılı kararın 11. paragrafı uyarınca Snapback sürecinin başlatılması anlamına gelmediğini, dolayısıyla hiçbir otomatik sürecin devreye girmediğini teyit etmişti. Ekim 2020’de BM Genel Sekreteri ve BM Sekretaryası da mevcut görüş ayrılığına ve Konsey’de uzlaşı bulunmamasına dayanarak yaptırım mekanizmalarının uygulanmasından veya yeniden canlandırılmasından imtina etmişlerdir.
Bu itibarla ve yukarıda zikredilen hususlar ışığında, ayrıca 26 Eylül 2025 tarihinde Güvenlik Konseyi toplantısındaki beyanlarımda da açıkça ifade ettiğim üzere, aşağıdaki hususları ilan ederim:
- Üç Avrupa ülkesi, KOEP ve 2231 sayılı karar kapsamındaki taahhütlerini ihlal etmekle, “esaslı ihlal” iddiasına dayanmaya ilişkin tüm yetkilerini kaybetmiştir. Onların snapback mekanizmasına atıfta bulunmaları, yalnızca KOEP'te öngörülen sürecin açık bir istismarıdır.
- 19 Eylül’de Konsey Başkanı tarafından oylamaya sunulan karar tasarısı, 2231 sayılı kararın gereklerini karşılamamakta olup daha önce süresi dolmuş yaptırımları yeniden yürürlüğe koyamaz.
- Üç Avrupa ülkesi ve ABD’nin süresi dolmuş yaptırımları yeniden canlandırmaya yönelik girişimleri yok hükmünde ve geçersizdir.

- 2231 sayılı karar uyarınca, ilgili kısıtlamalar süresi dolduğunda sona ermelidir. Bu çerçevede, nükleer konularla ilgili tüm kısıtlamalar 18 Ekim 2025 tarihinde kalıcı olarak sona erecektir. İran İslam Cumhuriyeti, bu tarihten sonra bunların uzatılması, yeniden canlandırılması veya uygulanmasına yönelik hiçbir girişimi tanımayacaktır.
Buna göre, İran İslam Cumhuriyeti, 2231 (2015) sayılı karar kapsamındaki feshedilen kararların yeniden yürürlüğe konulmasını kesin biçimde reddetmektedir; ne İran ne de hiçbir BM üyesi devlet bu tür gayrimeşru girişimlere uymakla yükümlü değildir.

Sayın Genel Sekreter,

Sorumluluk anlayışınız temelinde, bazı Batılı devletlerin hukukun dışında ve dar siyasi hesaplarla hareket ederek Sekretarya’yı İran’a siyasi baskı aracı olarak kullanmalarına izin vermemenizi beklemekteyiz. Böylesi bir istismar, BM’nin itibarını ve tarafsızlığını, ayrıca Güvenlik Konseyi’nin otoritesini zayıflatacaktır.
Bu nedenle, Yaptırımlar Komitesi ve uzmanlar heyeti de dahil olmak üzere yaptırım mekanizmalarını yeniden canlandırma girişimlerinden kaçınmanızı ısrarla rica ediyoruz. BM’nin hiçbir kaynağı bu tür gayrimeşru adımların desteklenmesi amacıyla tahsis edilmemeli veya kullanılmamalıdır.
İran İslam Cumhuriyeti, her zaman adil, dengeli ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmayı hedefleyen diplomasiyi tercih etmiştir. Ne yazık ki, üç Avrupa ülkesi ve ABD, İran’ın baskı ve tehditler karşısında boyun eğeceği yönündeki yanlış kanaatle çatışma yolunu seçmişlerdir. Tarih, bu kanaatin yanlışlığını göstermiştir ve yine gösterecektir.
İran İslam Cumhuriyeti, egemenlik haklarını ve ulusal çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edecektir. İran’a zarar verme yönündeki her türlü girişim, uygun karşılıklarla karşılanacak ve bunun tam sorumluluğu işbirliği yerine çatışmayı seçenlere ait olacaktır.
Bu mektubun BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi belgesi olarak dağıtılması memnuniyetle karşılanacaktır.

Saygılarımla,
Seyyid Abbas Arakçi
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler