İsrail İşgalcilerinin Gazze Kentine Üç Cepheden Saldırı Planı
İşgalci İsrail ordusu, Gazze kentine yönelik vahşi hava saldırılarının yanı sıra, üç ana cepheden kara harekâtına da başlamış ve Gazze halkını tamamen göçe zorlamak için bir dizi suç niteliğinde yöntem ve taktiğe başvurmuştur.
Tesnim Haber Ajansı - Siyonist rejim ordusu, bir aydan fazladır “Gideon’un Arabaları 2” adı verilen suç planı çerçevesinde Gazze’ye yönelik vahşi saldırılarını yoğunlaştırmış, bu şehirde yıkım ve kanlı katliamlarını sürdürmektedir. Bu süreçte işgalci rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze kentine yönelik saldırıların hızlandırılması, geniş çaplı göçün sağlanması ve en sert yıkım, katliam ve kuşatma yöntemlerinin uygulanması için orduya baskı yapmıştır.
İşgalcilerin Gazze Kentine Kara Saldırısı Üç Cepheden Başlatıldı
İbranice kaynakların bildirdiğine göre, Netanyahu’nun talimatıyla İsrail tankları Gazze Şeridi’nde hareket etmektedir. Netanyahu’nun, 7 Ekim’e yani Gazze savaşının ikinci yıldönümüne kadar Gazze kentinin tamamen işgal edildiğini ilan etmeyi planladığı belirtilmektedir.
Söz konusu haberlere göre, İsrail ordusu Gazze kentine kara saldırısını üç cepheden başlatmıştır: İlk cephe, kuzeydoğudan Ebû İskender En-Nefak ve Cibaliya mahallelerinden El-Cela Caddesi’ne doğru ilerlemektedir. İkinci cephe ise kentin kuzeybatısından başlamakta; İsrail tankları El-Kirame ve En-Nasr mahallelerinden Şati mülteci kampının çevresine doğru hareket etmektedir.
Üçüncü cephe ise güneyden açılmıştır. İşgalci ordu, yakın zamanda yeni bir sızma hattı oluşturmuş ve 8 numaralı cadde üzerinden Tel el-Havi mahallesine girmiştir. Siyonist orduya ait tanklar, üç gün içinde kentin merkezindeki üniversitelerin bulunduğu eğitim ve mali bölgelerin kavşaklarına kadar ulaşmıştır.
Siyonistlerin Bir Milyon Kişiyi Yerinden Etmek İçin Uyguladığı Suç Yöntemleri
* Kuzeybatı Gazze'deki ve Gazze Limanı'ndaki binlerce çadırla dolu mülteci kamplarının kasıtlı hedef alınması.
* En hayati yaşamsal hatların ve bütün yaşam belirtilerinin, özellikle su ve sağlık altyapısının hedef alınması; Örneğin İsrail ordusunun Tel el-Havi mahallesinde Ürdün sahra hastanesini bilerek bombalaması. Ayrıca El-Kirame mahallesinde gerçekleştirilen bir saldırıda bir aileden 80 kişinin katledilmesi.
* Siyonist düşmanın bu suçları, Gazze kentinin diğer sakinlerine göstererek onların şehirlerinde kalma kararında tereddüt yaratmaya çalışması.
500 Bin Kişinin Yerinden Edilmesi
İsrail rejiminin değerlendirmelerine göre, bu rejimin kara saldırısının başlamasından bu yana yaklaşık 500 bin kişi Gazze şehrini terk etmiş, yaklaşık 500 bin kişi ise direniş göstermeye devam ederek şehirlerini terk etmeye razı olmamıştır. Filistinlilerin Gazze’den kitlesel göç etmesine yol açan başlıca faktör, yoğun bombardımanlar ve sürekli yıkımlar olup, bu durum yaşam belirtilerini teker teker ortadan kaldırmakta ve şehirde kalmayı imkânsız hale getirmektedir.
Ayrıca, özellikle El-Şifa Hastanesi olmak üzere sağlık merkezleri ve hastanelerin bina ve ekipmanlarının hedef alınması ve Siyonist ordu tanklarının şu anda bu hastaneye bir kilometre uzaklıkta olduğu kuşatma, şehirde kalanları her türlü istikrar ve hayatta kalma olanağından mahrum bırakıyor.
Buna karşılık, güvenilir kaynaklar, direnişin henüz gerçek anlamda başlamadığını bildirmektedir. Önceki tecrübeler, direnişin düşmana karşı yıpratma operasyonlarının, işgalci ordunun ilk ateş gücü aşamaları tamamlandıktan sonra, yani İsrail askerlerinin kendilerini güvende hissetmeleri ve sıkı güvenlik protokollerinin gevşetilmesinden sonra başlayacağını göstermektedir.
Bu yoğun saha koşulları eşliğinde, müzakereleri yeniden canlandırmak için arabulucuların yürüttüğü diplomatik çabalar devam etmektedir. Ancak İsrail düşmanı engellemeye devam etmekte, herhangi bir müzakere arayışında bulunmamakta ve şimdiye dek her türlü müzakere ve anlaşma fırsatını ortadan kaldırmıştır.
Bu işgal ordusunun kara ilerleyişi, Gazze kentine yönelik ilk savaş günlerinden bu yana görülen en şiddetli hava saldırıları ve yoğun ateş gücüyle eş zamanlı gerçekleşmiş olup, Siyonistler Gazze kenti ve kuzeyindeki bu şeridin sakinlerini tamamen yerinden etmek amacıyla çok sayıda suç niteliğindeki taktik ve yönteme başvurmaktadır. Bunların en öne çıkanları aşağıdaki şekildedir:
* Sakinlerin telefonlarına gönderilen kısa mesajlar ve sesli mesajlar aracılığıyla sürekli psikolojik baskı uygulamak ve tahliye ilanları dağıtmak. Onlarca İbranice medya kuruluşu da bu yıldırma kampanyasına katılarak ordu komutanlarının tehditlerini yayımlıyor, Gazze sakinlerini yerinden etmeyi övüyor ve Gazze kentini yerle bir edecekleri tehdidinde bulunuyorlar.
* Uyarı yapmaksızın, yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerini yıkmak için patlayıcı robotlar ve bomba yüklü araçlar kullanılması.
* Hangi evlerin hedefleneceğini belirtmemek suretiyle aynı anda birden fazla yerleşim bölgesini bombardımana tutmakla yoğun nüfuslu mahallelere yönelik ateş gücünü yoğunlaştırmak; Bu durum yüz binlerce sakini evlerini terk etmeye, günlerce ve gecelerce tehdit edilen evlerin bombardımanını bekleyerek sokaklarda kalmaya zorlamakta; dolayısıyla insanlar hiçbir güvenlik ve istikrar bulamayıp sürekli endişe ve korku içinde yaşamaktadır.
* Çok katlı konut bloklarının ve yüksek binaların kasıtlı olarak tahrip edilmesi; Bu sayede yüzlerce kişi aynı anda evlerini kaybediyor. Tekrar eden bu saldırılar ve yıkımlar, şehirde kalma motivasyonunu ortadan kaldırıp halkı, en azından patlama ve bombardıman seslerinin daha az olduğu başka bir yere gitmeye zorlamaktadır.
*Quadkopterler (dörtlü pervaneli insansız hava araçları) ve keskin nişancılar kullanılarak ateş hattı (ateş duvarı) dayatılması; İsrail dronlarının sürekli olarak sivillere ateş ettiği, mahallelerin hayalet şehirlere dönüştüğü ve sakinlerin içme suyu için bile evlerinden çıkamadığı bir ortam oluşturulması.