Ortadoğu’daki Gerginlikler Arasında Pakistan ve Suudi Arabistan’dan Stratejik Savunma Anlaşması
Suudi Arabistan ve Pakistan, Riyad’da imzaladıkları stratejik savunma anlaşmasıyla güvenlik ve askeri işbirliklerini genişletme konusundaki kararlılıklarını vurguladılar. Gazze savaşı ve İsrail rejiminin saldırılarıyla artan bölgesel gerginlikler ortamında atılan bu adım, uluslararası gözlemcilerin dikkatini çekti.
Tesnim Haber Ajansı - Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Riyad'da stratejik karşılıklı savunma anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre, iki ülkeden birine yapılacak herhangi bir saldırı diğerine yapılmış sayılacak ve taraflar ortak tehditlere karşı tüm savunma ve askeri araçları kullanmayı taahhüt ettiler.
Bir Suudi üst düzey yetkili, Financial Times’a yaptığı açıklamada bu anlaşmanın amacının iki ülkenin “caydırıcılık kapasitesini güçlendirmek” olduğunu belirterek, “Her türlü saldırı birine karşı yapılmışsa, diğerine karşı yapılmış kabul edilecektir. Bu kapsamlı anlaşma, tehdidin niteliğine göre tüm savunma araçlarını kapsayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, anlaşmanın “on yıllardır süregelen tarihi ortaklık ve İslami dayanışma” temelinde imzalandığını ve amacının bölgesel güvenliği ve savunma iş birliklerini güçlendirmek olduğunu duyurdu.
Bakanlığa göre, yeni anlaşma Riyad ile İslamabad’ın bölge ve dünyada barış ve istikrara ulaşma konusundaki ortak taahhüdünü yansıtmaktadır.
Bu anlaşma, Ortadoğu’da İsrail’in Katar’ın başkentine yönelik hava saldırısı ve Gazze’de yoğunlaşan savaşın ardından artan gerginlikler sırasında imzalandı. Daha önce ABD ile savunma anlaşması arayışında olan Suudi Arabistan, şimdi nükleer güce sahip müttefiki Pakistan’a yaklaşarak güvenlik ortaklarını çeşitlendirme yoluna gitmektedir.
Pakistan Başbakanı’na Riyad ziyaretinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Asim Munir’in eşlik etmesi, anlaşmanın askeri önemini ortaya koymaktadır. Buna karşılık, eski ABD Afganistan Barış Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad gibi bazı gözlemciler, bu anlaşmanın motivasyonları ve olası sonuçları hakkında sorular gündeme getirmiştir.
Halilzad, anlaşmanın imzalanmasının Suudi Arabistan’ın ABD’nin savunma desteğine duyduğu güvensizliği mi yansıttığını, yoksa bölgedeki İsrail saldırılarına doğrudan bir yanıt mı olduğunu sorgulamıştır.
Her ne kadar anlaşmanın tüm ayrıntıları henüz açıklanmamış olsa da, Suudi yetkililer bu adımın hiçbir ülkeye karşı olmadığını, yalnızca Riyad ile İslamabad arasındaki stratejik ilişkilerin kurumsallaştırılmasını amaçladığını vurgulamışlardır.
Pakistan ve Suudi Arabistan uzun süredir yakın siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilere sahiptir. Riyad, her zaman İslamabad’ın başlıca ekonomik destekçilerinden biri olmuş ve kriz dönemlerinde bu ülkeye mali ve enerji yardımları sağlamıştır. Öte yandan, nükleer kapasiteye sahip olan ve İslam dünyasının en büyük ordularından birine sahip Pakistan, Suudi Arabistan için savunma alanında her zaman önemli bir ortak olmuştur.
Geçtiğimiz on yıllarda binlerce Pakistanlı asker Suudi Arabistan topraklarında eğitim görmüş ve konuşlandırılmıştır. İki ülke arasındaki askeri işbirliği ortak eğitim, istihbarat paylaşımı ve lojistik desteği kapsamaktadır. Ancak bu, iki taraf arasında ilk kez resmi bir stratejik karşılıklı savunma anlaşmasının imzalanması anlamına geliyor.
