Doha Olağanüstü Zirvesi | İsrail, Bölge ve Dünya Barışına Yönelik En Büyük Tehlikedir
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin liderlerinin olağanüstü zirvesi, kısa bir süre önce Katar Emiri’nin konuşmasıyla Doha’da başladı. Zirve, Siyonist rejimin Katar’a yönelik son saldırısını ele aldı ve hayal kırıklığı yaratan bir bildiriyle sona erdi.
Tesnim Haber Ajansı - Şeyh Temim bin Hamad Es-Sani, zirvenin açılışında şöyle konuştu: “Ülkem haince bir saldırıya maruz kaldı. Bu saldırıda Hamas liderlerinin ailelerinin ikamet yerleri ve müzakere heyeti hedef alındı.”
Şöyle devam etti: “Halkımız ve tüm dünya, bu saldırıdan ve korkakça gerçekleştirilen terör eyleminden derin bir şekilde sarsıldı.”
Şeyh Temim ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Eğer İsrail Hamas siyasi hareketinin liderlerini suikastla ortadan kaldırmak istiyorsa, onlarla neden müzakere ediyor?”
Şeyh Temim şu şekilde devam etti: “İsrail, Suriye’yi parçalamak için girişimlerde bulunuyor, fakat bu planları asla sonuç vermeyecek.”
Katar Emiri, “Netanyahu, Arap bölgesini İsrail’in nüfuz alanına dönüştürme hayali kuruyor. Bu, son derece tehlikeli bir yanılsamadır.” diye sözlerine ekledi.
Ayrıca, “İsrail’deki aşırılık yanlısı hükümet, eş zamanlı olarak ırkçı ve terörist politikaları da yürütüyor.” dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri’nin vurgusu: Siyonist rejime karşı kararlı duruş şarttır
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, Doha’daki zirvede yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu zirve, İsrail’in vahşi saldırılarına karşı birleşik ve kararlı bir tutum sergilemek için uygun bir zemindir.”
Taha şöyle devam etti: “Katar’a, onun egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bu açık saldırıyı şiddetle kınıyoruz.”
Taha şu çağrıda bulundu: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden, İsrail’i işlediği suçlardan dolayı sorumlu tutma görevini yerine getirmesini istiyoruz.”
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'da konuşmasında, İsrail’in Katar’ın egemenliğine saldırısının tüm sınırları ve insani ilkeleri çiğnediğini ifade etti.
Sudani’nin Doha Zirvesindeki Önerisi
Irak Başbakanı Muhammed Şiya Es-Sudani, Doha’da yaptığı konuşmada Siyonist rejimin son saldırısını kınayarak şunları söyledi: “İsrail’in politikalarının herhangi bir caydırıcılık olmaksızın sürdürülmesi, istikrarsızlığı artıracak ve hiçbir taraf için güvenliği sağlamayacaktır.”
Şöyle devam etti: “Herhangi bir Arap veya İslam ülkesine yönelik saldırının, tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir tehdit olarak değerlendirilmesini öneriyorum.”
Es-Sudani ayrıca şunları dile getirdi: “Gazze Şeridi’nde tam kapsamlı ateşkes için kapsayıcı bir yol haritası hazırlanmasını teklif ediyorum.”
Ayrıca, İslam ve Arap ülkelerinin tutumunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ve uluslararası taraflara iletmek üzere ortak bir Arap-İslam komitesi kurulmasını önerdi.
Ürdün Kralı: Katar’a Saldırı, İsrail Tehdidinin Sınır Tanımadığını Gösteriyor
Ürdün Kralı II. Abdullah da konuşmasında şunları söyledi: “Katar’ın güvenliği bizim güvenliğimiz, onun istikrarı ise bizim istikrarımızdır. Bu ülkeye tam desteğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”
Devamında “İsrail’in Katar’a saldırısına vereceğimiz yanıt, açık ve kararlı olmalıdır.” belirtti.
Ürdün Kralı ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Katar’a yönelik saldırı, İsrail tehdidinin hiçbir sınır tanımadığını göstermektedir.”
Sisi’den Siyonist Rejimin Dizginsiz Saldırganlığına Karşı Uyarı
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ise şunları söyledi: “İsrail’in dizginsiz davranışlarının, çatışmanın boyutunu genişletebileceği ve bölgedeki istikrarı bozabileceği konusunda uyarıda bulunuyorum.”
Devamında, “İsrail şunu anlamalıdır ki güvenliği asla zor yoluyla sağlanamayacak, ancak hukuk ve devletlerin egemenliğine saygı gösterilerek mümkün olacaktır.” diye sözlerine ekledi.
Es-Sisi, “İsrail’in zorbalığı ve baskısı, bizim bölgesel güvenlik ve iş birliği konusunda ortak bir vizyon geliştirmemizi gerekli kılmaktadır.” ifadesini kullandı.
Mısır Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle devam etti: “Mısır, Filistinlilerin topraklarından zorla göç ettirilmesini amaçlayan her türlü teklife kesin bir şekilde karşı çıkmaktadır.”
Es-Sisi ayrıca vurguladı: “Artık Filistin meselesini çözmek için ciddi ve kararlı bir tutum ortaya koyma zamanı gelmiştir.”
Son olarak şu ifadeleri kullandı: “Mesajımız bugün nettir: Asla ülkelerimizin egemenliğine yönelik ihlal ve saldırıları kabul etmeyeceğiz.”
Es-Sisi, Siyonist rejimin bölge ülkelerine yönelik sürekli saldırılarına rağmen, İsrail ile uzlaşma yaklaşımını sürdürme konusundaki ısrarını da yineledi.
Erdoğan: İsrail’in Artan Saldırıları, Bölge Ülkelerine Doğrudan Tehdittir
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doha’daki konuşmasında Siyonist rejimin son saldırısını kınayarak şöyle dedi:
“İsrail’in artan saldırıları, bölgemize doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır.”
Erdoğan şöyle devam etti: “Bugün İsrail’in saldırıları, barış için çaba gösteren bir arabulucu olan Katar’ı hedef aldı.”
Türkiye Cumhurbaşkanı, Arap ve İslam ülkelerinin İsrail’in saldırılarına karşı pratik adımlar atmaları gerektiğini vurgulayarak şunları ekledi: “İsrailli siyasetçiler, ‘Büyük İsrail’ diye adlandırdıkları hayallerini tekrar etmektedirler.”
Erdoğan ayrıca şu ifadeleri kullandı: “İsrail ekonomik baskı altına alınmalıdır. Geçmişteki deneyimler, bu baskıların başarılı olduğunu kanıtlamıştır.”
Türkiye Cumhurbaşkanı şunları söyledi: “Filistin halkının göçe zorlanmasını, soykırımı ve topraklarının parçalanmasını kabul etmiyoruz.”
Filistin, Cibuti, Lübnan ve Diğer Liderlerin Tepkileri
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas (Ebu Mazen) konuşmasında şunları dile getirdi:“İsrail’in Katar’a saldırısını şiddetle kınıyoruz ve uluslararası toplumu İsrail’i hesap vermeye çağırıyoruz.”
Ayrıca sözlerine şöyle ekledi: “Herhangi bir Arap veya İslam ülkesine yönelik saldırı, ortak güvenliğimize yönelik bir saldırıdır.”
Ebu Mazen, İsrail saldırılarının tekrarını önlemek için pratik adımlar atılması gerektiğini belirterek, “İsrail’deki aşırı sağcı hükümet bölgemizde güvenliğin ortağı olamaz.” dedi.
Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh de şunları söyledi: “Katar’a yönelik İsrail saldırısı, tüm Arap ve Müslümanlara yapılmış bir saldırıdır ve uluslararası hukuka açık bir meydan okumadır.”
Bu saldırıya karşı gerçek ve pratik adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn konuşmasında şöyle ifade etti: “Kardeşlerimizden herhangi birine saldırı, bize yapılmış sayılır.”
Ayrıca, “Doha’ya saldırıyla hedef alınan aslında arabuluculuk kavramı ve diyalog yoluyla çözüm ilkesidir.” ifadesini kullandı.
Avn, uzlaşmacı tutumunu vurgulayarak, “Biz, Arap Barış Girişimi temelinde barışa hazırız.” dedi.
O ayrıca, “BM Genel Kurulu’na tek bir birleşik tavırla katılmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muiz şöyle dedi: “Şunu kendimize sormalıyız: İsrail’in saldırıları ne zaman sona erecek?”
Siyonist rejimin Katar’a saldırısını tüm Arap ve İslam ülkelerine yapılmış bir saldırı olarak nitelendirdi.
Moritanya Cumhurbaşkanı da şunları söyledi: “Katar’a saldırıyı kınıyoruz ve bunu bize yapılmış bir saldırı olarak kabul ediyoruz. Bu saldırı, duygularımızı derinden incitti.”
O ayrıca, İslam ümmetinin birlik içinde ortak zorluklarla mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.
Somali Cumhurbaşkanı da şunları dile getirdi: “Katar’a yönelik terör saldırılarından dolayı şok olduk. İsrail’in Doha’ya yaptığı terörist saldırı, uluslararası hukuk ve Katar’ın egemenliğinin açık bir ihlalidir.”
Komorlar Cumhurbaşkanı ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Filistin halkına desteğimiz ve Katar devletine olan dayanışmamız konusundaki sabit tutumumuzu vurguluyoruz.”
Suriye’nin sözde geçiş dönemi başkanı Ahmed el-Şaraa (Colani) de şunları söyledi: “İsrail’in Gazze ve Suriye’ye yönelik saldırıları devam ediyor. Biz, Katar devletinin yanındayız.”
Kuveyt, Libya, Sudan’dan Tepkiler
Kuveyt Veliaht Prensi, Emir’in Doha zirvesine katılamaması üzerine yaptığı konuşmada şöyle açıkladı: “İsrail’in Katar’a saldırısı, bölgesel güvenliğe karşı açık bir tehdittir. İsrail’in saldırıları bölgeyi kaosa sürüklüyor. Bu hedefli saldırıları durdurmak için ciddi adımlar atılmalıdır.”
Ayrıca, “Katar devletinin güvenlik ve istikrarını korumak için aldığı tüm önlemleri tam olarak destekliyoruz.” dedi.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı konuşmasında şunları dile getirdi: “İsrail’in Katar’a saldırısı, tüm İslam ümmetine ve Arap ülkelerine yapılmış bir saldırıdır.”
Katar’a yönelik saldırıya karşı BM Güvenlik Konseyi’nde birleşik bir tutum sergilemenin ve Gazze’ye karşı savaşı durdurmak için ciddi adımlar atmanın gerekliliğini vurguladı.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan ise şunları söyledi: “Doha’ya saldırı, sadece Katar’ın egemenliğinin açık ihlali değil, aynı zamanda tüm dünyaya kaygı verici bir mesajdır.”
Siyonist rejimin saldırılarına karşı ciddi bir Arap ve İslam hareketinin gerekliliğini vurguladı.
El-Burhan son olarak şunları ifade etti: “Saflarımızın birliği ve tutumumuzdaki bütünlük, güvenliğimizi ve egemenliğimizi korumanın tek yoludur.”
Malezya Başbakanı: İsrail ile Ticari ve Diplomatik İlişkiler Kesilmelidir
Malezya Başbakanı Enver İbrahim, Doha’daki konuşmasında Siyonist rejimin saldırısını vahşi olarak nitelendirerek şiddetle kınadı.
Ayrıca, “İsrail’in sürekli saldırılarına karşı pratik bir tavır almak için gerekli cesareti göstermeliyiz.” ifadesini kullandı.
Malezya Başbakanı ayrıca vurguladı: “Sadece kınama, saldırıları durdurmaz ve Filistin’in özgürlüğünü sağlamaz; bunun yerine İsrail’e yaptırımlar uygulanmalıdır.”
İsrail ile tüm ticari ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi gerektiğini belirtti.
Pakistan, Kazakistan, Umman ve Diğer Liderlerin Tepkileri
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, İslam ve Arap ülkeleri liderlerinin acil zirvesinde şunları söyledi: “Katar’a yapılan açık saldırıyı, ülkenin egemenliğine yönelik ihlal olarak şiddetle kınıyoruz.”
Ayrıca, “İsrail’in Katar’a saldırısı, bu rejimin hırslarını ortaya koymaktadır. Pakistan, İsrail’e karşı pratik adımlar almak üzere Arap-İslam eylem grubunun kurulmasını desteklemektedir.” ifadesini kullandı.
Şerif ayrıca şunları belirtti: “İsrail’in BM üyeliğinin durdurulmasını ve iki devletli çözümün uygulanmasını talep ediyoruz.”
Kazakistan Parlamentosu Başkanı da şunları söyledi: “İsrail’in Katar’a saldırısını şiddetle kınıyoruz. Tutumumuz nettir: tüm krizlerin barışçıl ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun şekilde çözülmesini istiyoruz.”
Umman Başbakan Yardımcısı, Sultan’ın Doha zirvesine katılamaması nedeniyle yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Katar’ın güvenliği, sadece Fars Körfezi bölgesinin değil, tüm Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğidir.”
Şöyle devam etti: “Bu konferansın, işgalciliği sona erdirmek ve saldırıları durdurmak için ciddi bir başlangıç olmasını istiyoruz.”
Azerbaycan, Bangladeş, Cezayir ve Diğer Tepkiler
Azerbaycan Dışişleri Bakanı da, geniş ve utanç verici bir şekilde kendi yönetiminin İsrail rejimi ile olan ilişkileri nedeniyle ve İsrail rejiminin devam eden vahşi suçları ve saldırıları yüzünden yoğun eleştiriler aldığı için İlham Aliyev’in anlamlı yokluğunun gölgesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Katar devletini tamamen desteklediğimizi ve Birleşmiş Milletler Şartı’na tam saygı gösterdiğimizi vurguluyoruz.”
Bangladeş Dışişleri Bakanı ise yaptığı konuşmada şunları belirtti: “İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı olarak görüyoruz ve İsrail’in sorumlu tutulması, yargılanması ve eylemlerine karşı önlemler alınması gerektiğini vurguluyoruz.”
Cezayir Dışişleri Bakanı da, İsrail rejiminin Katar’a yönelik saldırısını kınayarak, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’in mesajını okudu. Mesajda şu ifadeler yer alıyordu: “Katar’a yapılan saldırı, tüm Arap ülkelerine yapılan bir saldırıdır.”
Bakan ayrıca şunları ekledi: “İsrailli işgalciler, bölgedeki tüm sınırları yeniden çizmeyle tehdit ediyor ve herkes için açık ve net hale gelmiştir ki İsrailli işgalciler, bölge ve dünya barışı ile güvenliği için en büyük tehdit teşkil etmektedir.”
Kırgızistan Dışişleri Bakanı ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Katar’a yapılan saldırı, hepimizi derinden endişelendirmekte ve uluslararası hukuk ihlal edilmektedir. Bu saldırı, uluslararası barışın sağlanması çabalarını baltalamaktadır.”
Endonezya Dışişleri Bakanı da yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Katar’a yönelik saldırıyı kınıyoruz, bu saldırı uluslararası hukukun açık bir ihlalidir.”
Bakan ayrıca şunları ekledi: “Doha’ya yapılan saldırı kabul edilemez, Katar hükümetinin arabuluculuk çabalarını takdir ediyoruz.”
BAE ve Suudi Arabistan’a bağlı Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı da İsrail rejiminin Katar’a yönelik saldırısını kınadı.
Toplantının devamında, Tunus Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı Kays Said’in yokluğunda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bir kez daha Katar ile dayanışmamızı vurguluyor ve bu ülkeye yapılan saldırının, İsrail rejiminin Filistinlilere yönelik katliamları durdurmaya yönelik tüm barışçıl çabalara karşı olduğunu gösterdiğini ilan ediyoruz.”
Bakan ayrıca şunları ekledi: “Güvenlik Konseyi’nden, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmak için derhal harekete geçmesini talep ediyoruz.”
Özbekistan Dışişleri Bakanı da yaptığı konuşmada uluslararası toplumu, bölgedeki durumun kötüleşmesini önlemek için gerekli önlemleri almaya çağırdı.
Doha’daki Arap ve İslam Zirvesi Sonuç Bildirisinin Onayı
El Cezire, Doha’da düzenlenen Arap ve İslam ülkeleri liderlerinin acil toplantısının sonuç bildirgesinin onaylandığını bildirdi.
Doha zirvesinin sonuç bildirgesi hayal kırıklığı yaratan ve etkisiz kaldı: Sadece kınama, teşekkür ve dayanışma!
İsrail rejiminin son saldırısını incelemek ve buna ilişkin tutum belirlemek amacıyla Doha’da düzenlenen Arap ve İslam ülkeleri liderlerinin acil toplantısı, hayal kırıklığı yaratan ve oldukça zayıf bir sonuç bildirgesi ile sona erdi. Bildiride, uygulama garantilerinin olmaması ve İsrail rejimi ile ilişkisi bulunan ülkelerin ilişkilerini kesmek veya azaltmak gibi tek bir somut adım atmaktan kaçınmaları dikkat çekti. Bildirgede ayrıca, “İsrail saldırısına karşı Katar’ın medeni ve bilgece tutumuna” teşekkür edildi.
Doha’daki Arap ve İslam ülkeleri acil toplantısı sonuç bildirgesinden bazı bölümler:
*En sert ifadelerle, İsrail’in Doha’ya yönelik korkakça ve hukuka aykırı saldırısını kınıyor, Katar ile dayanışmamızı ifade ediyoruz ve bu ülkenin yanıt olarak almayı düşündüğü her türlü önlemi destekliyoruz.
*Bu vahşi saldırıya karşı Katar’ın bilge ve medeni tutumunu takdir ediyoruz.
*İsrail’in Katar’a saldırı tehdidini yeniden gündeme getirmesini kınıyoruz ve İsrail saldırılarını gerekçelendirmek için her türlü bahaneyi kesin bir şekilde reddediyoruz.
*İsrail’in bölgeden yeni bir gerçeklik dayatma planlarına karşı durulmalıdır.