İran’ın Sağlık Turizminde Üstünlüğü; Estetik ve Kısırlık Tedavisi Başlıca Tercih Sebepleri

Tesnim Haber Ajansı - Gelişmiş tıbbi altyapılara, uzman doktorlara ve donanımlı sağlık merkezlerine sahip olan İran, sağlık turizmi alanında yüksek potansiyele sahip ülkelerden biri olarak değerlendirilmektedir. Sağlık turizmi, tedavi, estetik ameliyat, organ nakli, saç ekimi ve kısırlık tedavisi gibi hizmetleri kapsamakta olup, İran için hem ekonomik bir fırsat hem de rekabetçi bir avantaj olarak görülmekte ve küresel sağlık turizmi pazarından önemli bir pay alabilecek kapasiteye sahiptir.
Küresel sağlık turizmi pazarı her yıl milyarlarca dolar değerindedir ve öngörülere göre tedavi amaçlı seyahatler yıllık yüzde 20 ila 25 oranında artış göstermektedir. Coğrafi konumu sayesinde İran, özellikle Irak, Afganistan, Pakistan ve Fars Körfezi ülkeleri gibi komşu pazarlara erişim kolaylığı ile bu turistlerin önemli bir bölümünü çekme potansiyeline sahiptir. Yabancı hastaların çoğu kaliteli ve daha düşük maliyetli sağlık hizmetleri arayışındadır. İran, standartlara uygun, güvenlik ve hijyen koşullarını sağlayan hizmetleriyle bu pazardaki yerini sağlamlaştırabilir.
İran’ın sağlık turizmindeki bir diğer avantajı ise tedavi deneyimini tarihî, kültürel ve doğal cazibe merkezleriyle birleştirme imkânıdır. Hastalar ve refakatçileri, tıbbi hizmet aldıktan sonra ülkenin şehirlerini, tarihî mekânlarını ve doğal güzelliklerini ziyaret edebilirler. Bu deneyim, birçok rakip ülkelerde daha sınırlı ölçüde mümkündür.

Bununla birlikte sağlık turizminin gelişimi süreçlere dikkat edilmesini, standartlaştırmayı, yasal yolların kolaylaştırılmasını ve donanımlı oteller ile uygun ulaşım hizmetleri gibi tamamlayıcı altyapıların oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu kapasitenin akıllıca değerlendirilmesi, ülkeye yalnızca önemli döviz gelirleri sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda İran’ı bölgesel ve küresel düzeyde saygın sağlık turizmi destinasyonlarından biri haline getirecektir.

Kültürel Miras Bakanlığı Yabancı Turizmi Pazarlama ve Geliştirme Dairesi Genel Müdürü Müslim Şucaî, Tesnim’e verdiği demeçte, sağlık ya da tedavi turizminin ülkenin turizm alanındaki en temel rekabet avantajlarından biri olduğunu belirtti. Ziyaret ve tarihî-kültürel turizmin yanında bu alanın, İran’ın dünyadaki birçok ülke ile rekabet edebileceği üç ana üründen biri olduğunu ifade etti.
Şucaî şöyle devam etti: “Elbette bazı alanlarda sorunlarımız var. İran'ın Sağlık Turizmi Yönlendirme Konseyi Sekretaryası, Kültürel Miras Bakanlığı Turizm Genel Müdürlüğü bünyesinde yer almakta olup, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık ve Tıp Eğitimi Bakanlığı, İstihbarat Bakanlığı ve Kültürel Miras Bakanlığı olmak üzere dört ana organdan oluşmaktadır.”

Şucaî, yapılan incelemelerin teknik bilgi açısından herhangi bir sorun olmadığını gösterdiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Doktorlarımız ve akademisyenlerimiz dünya standartları seviyesinde, hatta kimi zaman küresel ortalamanın üzerinde hizmetler sunuyorlar. Altyapı alanında da ciddi bir problemimiz yok. Hâlihazırda yaklaşık 300 uluslararası hasta (IPD) hastanesi ve uygun düzeyde hastane yatak kapasitemiz mevcut. Elbette bazı hastanelerin kalitesi Umman veya Türkiye seviyesinde değil; ancak özel sektörde son derece kaliteli hastanelere sahibiz.”

Şucaî, sağlık turizmindeki asıl sorunun süreçler ve sistem kurma olduğunu vurgulayarak, “Geçtiğimiz yıl toplam 7 milyon 400 bin turist girişimiz oldu. Bu sayının 1 milyon ila 1 milyon 200 bini sağlık turizmine aitti. Bu ziyaretçiler, saç ekimi, estetik cerrahi, organ nakli ve kısırlık tedavisi gibi hizmetlerden faydalandılar.” ifadesini kullandı.

Küresel pazarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Şucaî şunları aktardı: “Medical Tourism Association (MTA) gibi kaynaklara göre, dünya sağlık turizmi pazarının değeri yaklaşık 47 milyar dolar civarındadır. Her sağlık turisti ortalama 2 bin 500 ila 3 bin dolar harcama yapmaktadır. Küresel pazarın büyüklüğü ise yaklaşık 18 ila 20 milyon hasta olarak tahmin edilmektedir.”
Kültürel Miras Bakanlığı Yabancı Turizmi Pazarlama ve Geliştirme Dairesi Genel Müdürü, İran’ın mevcut koşullara rağmen bu pazardan aldığı payın fena olmadığını, ancak durumun korona öncesinde ve 2019 yılında daha iyi olduğunu dile getirdi. Ayrıca 12 günlük savaş gibi olayların da sağlık turizmine ve hasta girişine zarar verdiğini ifade etti.
Şucaî şöyle devam etti: “Yaklaşık yüzde 85 oranında turist, komşu ülkelerden gelmektedir. Bu oran sağlık turizmi için de geçerlidir. Ana önceliğimiz Irak’tır, ardından Afganistan, Pakistan, Türkmenistan, Bahreyn, Umman ve Fars Körfezi ülkeleri gelmektedir. Küresel trend, bu alanda yıllık yüzde 20 ila 25 oranında büyüme olduğunu göstermektedir.”
Şucaî, hedef pazarlarla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Başlangıçta 3 ila 4 ana ülke hedef seçilmişti, ancak 12 günlük savaş bu hedeflerin yeniden gözden geçirilmesine yol açtı. Şu anda 6 aylık, 1 yıllık ve orta vadeli dönemler için üç düzeyli pazar planlaması yapıyoruz. Afganistan, Pakistan ve Irak gibi daha dayanıklı ve daha az riskli pazarları öne çıkarıyoruz.”
Son olarak Şucaî, sağlık ve tıp turizmi ürününün doğrudan insanların hayatıyla ilgili olduğunu hatırlatarak şu uyarıda bulundu: “Bu nedenle standartların yüksek olması ve süreçlerin titizlikle yürütülmesi gerekir. Eğer bu alanda faaliyet gösteriyorsanız veya ilgi duyuyorsanız, mutlaka bu gelişen sektöre girin ve çalışın.”