Bekaî: Avrupalılar, Siyonist Rejim ve ABD’nin İsteği Üzerine Yaptırımları Devreye Sokma Sürecini Başlattı


Bekaî: Avrupalılar, Siyonist Rejim ve ABD’nin İsteği Üzerine Yaptırımları Devreye Sokma Sürecini Başlattı

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, üç Avrupa ülkesinin “tetik mekanizması”nı aktive etme girişimine tepki göstererek, bu ülkelerin Siyonist rejim ve ABD’nin isteği doğrultusunda yaptırımları devreye sokma sürecini başlattığını söyledi.

Tesnim Haber Ajansı - İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekaî, haftalık basın toplantısında medya mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bekaî, konuşmasının başında Yemen Başbakanı ve bazı bakanların, Siyonist rejimin askerî saldırısı sonucu şehit edilmesi ve Filistin halkının uğradığı kayıplar nedeniyle taziyelerini ileterek şöyle ifade etti: “Bu eylem açık bir suçtur ve tüm uluslararası hukuk ilkelerinin ihlalidir. Bu saldırgan eylem, Gazze’deki soykırımın yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmiştir.”

Bekaî, “Filistinlilerin gıda kuyruklarında ve açlık ve susuzluktan öldürüldüğüne tanık oluyoruz. Rakamlar sarsıcıdır; yaklaşık 2 bin 500 kişi gıda kuyruğunda öldürülmüştür. Ne yazık ki, Birleşmiş Milletler, ABD'nin Siyonist rejime verdiği sürekli destek nedeniyle soykırımı durdurmak ve savaş suçlularına karşı adaleti sağlamak için etkili bir önlem almakta başarısız oldu; ancak medya ve gazeteciler misyonlarını yerine getirmede ön saflarda yer aldılar. 250’den fazla uluslararası medya kuruluşu, dün birinci sayfalarını yayımlamadı. Bu durum, dünya kamuoyunun Gazze’deki soykırıma duyduğu öfkenin ifadesidir.” ifadelerini kullandı. 

ABD’nin 3 Avrupa ülkesinin girişimine desteği, İran’a yönelik yasa dışı baskı programının göstergesidir 

Bekaî, ABD’nin, baskıların yoğunlaştığı bir dönemde İran’la müzakere etmeye hazır olduğunu açıklamasına ilişkin olarak şunları açıkladı: “Bu şartların öne sürülmesi, diplomatik yaklaşım için iyi niyetin olmadığının göstergesidir. ABD ile ilgili olarak gerçek şu ki, müzakerelerin ortasında saldırıya uğradık.”*

Son on yılda ABD’nin diplomatik süreçleri baltaladığını hatırlatarak şöyle devam etti: “ABD hiçbir gerekçe olmadan Nükleer Anlaşma’dan (KOEP) çekildi. Son olarak, diplomatik bir süreç devam ederken, Siyonist rejim ABD’nin desteğiyle İran’a saldırdı. Bu durum başından itibaren ABD’nin iyi niyetli olmadığını gösterdi.”

Bekaî, “ABD’nin, üç Avrupa ülkesinin girişimine verdiği destek, yeni yönetimin başından itibaren ABD’nin planının nükleer anlaşmayı bozmak ve İran’a yasa dışı baskılar dayatmak olduğunu göstermektedir.” diye konuştu. 

Üç Avrupa ülkesinin “Tetik Mekanizması”nı devreye sokma eylemine tepki 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, üç Avrupa ülkesinin “tetik mekanizması”nı aktive etme girişimine tepki göstererek şunları söyledi: “Üç Avrupa ülkesi nükleer anlaşmadan (KOEP) söz ettiğinde sormak gerekir: Hangi anlaşmadan bahsediyorsunuz? İran’ın taahhütlerini yerine getirmediğini iddia ediyorlar ancak bu iddia kötü niyetlidir. Taahhütlerini yerine getirmeyen tarafların, İran’ı suçlayacak bir konumları yoktur. İran’ın adımları tamamen yasal ve KOEP çerçevesindeydi. Ancak, yasal yetkiye sahip olmadıklarını bilmelerine rağmen bu adımı attılar.”*

Devamında, “Avrupa Birliği ve bir zamanlar KOEP'ye giden yolda irtibat görevlisi olarak hareket eden üç Avrupa ülkesi, İran'ın ABD ile müzakerelere başlamasıyla birlikte rollerini küçümsemeye başladı. ABD Dışişleri Bakanı’nın açıklaması da ifşa ediciydi. O açıklama, Avrupalıların attığı adımı, ABD Başkanı’nın talimatı doğrultusunda gerçekleştirilen bir hareket olarak nitelendirdi. Gelen raporlar da, üç Avrupa ülkesinin Siyonist rejim ve ABD’nin isteği üzerine yaptırımları devreye sokma sürecini başlattığını ortaya koymaktadır.” açıklamada bulundu. 

BM 2231 sayılı kararının uzatılması Güvenlik Konseyi’nde ele alınmalı 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Rusya ve Çin’in “tetik mekanizması”na karşı hazırladığı taslak karar hakkında yaptığı açıklamada, Moskova ve Pekin’in üç Avrupa ülkesinin girişimine açıkça karşı çıktığını hatırlattı. Sözcü şunları söyledi: “İran, Rusya ve Çin’in ortak mektubu yayımlandı.

Biz Avrupalıların uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvurma konusunda yasal yetkileri olmadığına inanıyoruz. Bu nedenle, konunun uzatılması meselesi de bu çerçevede değerlendirilmelidir.”
Bekaî ayrıca, 2231 sayılı kararın uzatılmasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ele alınması gerektiğini vurgulayarak, “Çin ve Rusya ile yaptığımız istişarelerde, İran’ın çıkarları doğrultusunda hareket edilmesi için çaba gösteriyoruz.” söyledi. 

Gazze konusunda Tony Blair’in rolü 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Gazze meselesinde Tony Blair’in olası rolüne ilişkin bir soruya ise şu yanıtı verdi: “Medya ve kamuoyunun Tony Blair’in rolüne karşı duyarlılığı, bu kişilerin bölge ülkelerindeki yasa dışı müdahalelerdeki geçmişini göstermektedir. Blair döneminde Irak’ta yaşananlar, kitle imha silahları yalanı ve Irak’a saldırı onun bölgemize bıraktığı miraslardan biridir.”

Bekaî, Filistin’deki durumun çok daha vahim olduğunu vurgulayarak, “Bugün bir soykırım yaşanıyor. Bu durum, Batılı ülkelerin yönetim anlayışında derin bir ahlaki krizin göstergesidir. Bir milleti kendi topraklarından tamamen yok etmeye yönelik böylesine açık bir yaklaşım bunun en somut örneğidir.” ifadelerini kullandı. 

Şu anda İran’da UAEK herhangi bir denetimi bulunmuyor 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile işbirliği hakkında yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Şu ana kadar Ajans’la yürütülen iki tur müzakerelerin devamına dair bir karar alınmadı. Kesinlikle üç Avrupa ülkesinin attığı adımın diğer alanlarda da yansımaları olacaktır. İki tur görüşmede Dışişleri Bakanlığı ve Atom Enerjisi Kurumu temsilcileri yer aldı ancak nihai bir sonuç çıkmadı.”

Bekaî, iki denetçinin sadece Buşehr reaktörüne yakıt yüklemesi için giriş yaptığını belirterek, “Bu işlem yapılması gereken bir konuydu. Şu anda İran’da herhangi bir denetim bulunmuyor ancak Ajans ile temaslarımız devam ediyor. Son gelişmelerin ardından etkileşim protokolünün hazırlanması konusunda nihai karar alınmadı, değerlendirmeler sürüyor.” dedi. 

ABD’nin Gazze’yi işgal planı 

Bekaî, ABD’nin Gazze’yi işgal planına ilişkin soruya şu cevabı verdi: “Gazze’de yaşananlar soykırımın devamıdır. Filistin halkına yönelik susuzluk ve açlığın dayatılmasıyla bu komplonun sürdürülmesi, her birey ve ülkenin sorumluluk üstlenmesini gerektirir. Bu plana ortak olan herkes hesap vermek zorundadır.” 

Fars Körfezi İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndaki açıklamaya tepki 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi dışişleri bakanlarının ortak bildirisini de eleştirerek şunları söyledi: “Biz zaten bir bildiri ile tutumumuzu açıkladık. Bağımsız bir devlete karşı toprak iddialarının tekrarlanması kabul edilemez. Bu iddiaların yeniden gündeme getirilmesi, karşı tarafa herhangi bir hak kazandırmaz.”

Bekaî, Areş sahası hakkındaki iddialara da değinerek, “Tarihî haklarımız çerçevesinde bu iddiaları kabul etmiyoruz. Biz her zaman Kuveyt ile diyalogdan yana olduğumuzu vurguladık.” ifadelerini kullandı. 

İran Cumhurbaşkanının Çin Ziyareti ve Şanghay Zirvesi 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Cumhurbaşkanının Çin ziyaretine ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve “Şanghay zirvesi önemlidir. İran olarak üçüncü kez tam üye sıfatıyla katılım sağlıyoruz. Uluslararası gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda bu zirve ve yürütülen istişareler ayrı bir önem kazanıyor. Dün liderler zirvesi ve Şanghay Plus toplantısı düzenlendi. Cumhurbaşkanımız ile mevkidaşları arasında görüşmeler gerçekleştirildi.” ifadelerini kullandı.

Bekaî, zirvenin en önemli gelişmelerinden birinin alınan kararlar olduğunu belirterek, “Bu kararlar birçok açıdan önem taşıyor ancak İsrail rejimi ve ABD’nin İran’a yönelik saldırılarının kınanması ile 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına vurgu yapılması bizim için öne çıkan hususlardı.” dedi.

Sözcü, görüşmelerin bugün de süreceğini kaydederek, “Bugün öğleden sonra Çinli mevkidaş ile istişare yapılacak. Zirvenin sonuç bildirgesi de yeni ortaya çıkan meydan okumalar ve ekonomik işbirliği açısından önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu. 

Almanya Dışişleri Bakanı’nın iddiaları ve 30 günlük müzakere süresi 

Bekaî, Alman Dışişleri Bakanı’nın iddiaları ve müzakereler için verilen 30 günlük süreye ilişkin Tesnim’in sorusuna şu şekilde cevap verdi: “Diplomasi bir top oyunu değildir. Onlar bu süreçte güvenilir ve iyi niyetli bir aktörmüş gibi davranıyorlar. Oysa Avrupalıların ihtiyaç duyduğu şey, ahlaki cesaret ve sorumluluk bilincini güçlendirmektir ki, diplomatik süreçlerde olumlu ve yapıcı bir rol oynayabilsinler.”

Bekaî, Avrupalıların tüm haklarını Amerikalılara devrettiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Avrupa ülkeleri hâlen KOEP'nin tarafı olmalarına rağmen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının geri dönmemesi için en önemli şartlardan birini başka bir aktörle müzakere ederek yerine getirmeleri, onların iyi niyet taşımadıklarının açık bir göstergesidir. Eğer gerçekten müzakere istiyorlarsa, birkaç aylık fırsat sürecini değerlendirebilirlerdi. Kamuoyu şunu bilmelidir: Aynı anda hem tehdit edip askeri araçları kullanmak hem de ardından diplomasiden söz etmek, iyi niyetin ve müzakereye inancın olmadığını gösterir.” 

ABD tarafsız değil 

Bekaî, ABD’nin Lübnan konusunda İran’a yönelttiği iddialara da şu sözlerle yanıt verdi: “Deneyimlerimiz bize ABD’nin tarafsız olmadığını göstermiştir. ABD bizzat Siyonist rejimin bir parçasıdır. Ayrıca başkaları hakkında konuşabilecek ahlaki bir konuma da sahip değildir.” 

ABD’nin İran’a yönelik tutumuna ve Rubio’nun iddialarına tepki 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD’nin İran’a yönelik tutumu ve Rubio’nun iddialarına ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mevcut çelişkiyi fark etmek için diplomat olmaya gerek yok. Bu söylemler hiçbir şekilde tutarlı değil. Amerikalı tarafın müzakerelerde ciddi olmadığını kanıtlamak için geçmişe gitmeye de gerek yok. Sayın Rubio, iki gün önce İran’a saldırı düzenleyen bir ülkenin dışişleri bakanıdır. Bir yandan baskı ve yaptırım araçlarını kullanıp diğer yandan ‘diplomasiye bağlıyız’ demek, ikiyüzlülükten ve iyi niyet eksikliğinden başka bir şey değildir.” 

Çin ile ilişkileri güçlendirmekte kararlıyız 

Sözcü, Çin ile enerji alanındaki işbirliğine ilişkin olarak ise şu ifadeleri kullandı: “Bizim Çin ile dostane ilişkilerimiz var. Çin ile imzaladığımız 25 yıllık anlaşma farklı alanları kapsamaktadır ve bu anlaşma diğer gelişmelerden etkilenmeden devam edecektir. Ayrıca Çin ve Rusya, üç Avrupa ülkesinin siyasi yaklaşımına karşı kendi tutumlarını açıkladılar. Biz Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS üyesiyiz ve işbirliklerinin dış baskılar olmaksızın sürmesini bekliyoruz. Çin ile ilişkileri güçlendirmekte kararlıyız.” 

Ajans ile ilişkilere dair henüz karar alınmadı 

Bekaî, Grossi’nin İran’da denetim yapılmasına ilişkin iddialarına cevap vererek şunları söyledi: “Biz çalışmalarımızı Meclis kararı ve Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’nin görüşü çerçevesinde yürütüyoruz. Şu an için Ajans ile nasıl bir ilişki kurulacağına dair herhangi bir karar alınmış değildir.” 

Venezuela’ya karşı güç kullanımının sonuçlarına dair uyarı 

Bekaî, ABD’nin Venezuela’ya yönelik baskıları hakkında ise şu ifadeleri kullandı: “Latin Amerika’daki gelişmeleri bir açıdan sömürgeci politikalara dönüş olarak yorumlayabiliriz. ABD’nin Latin Amerika’daki müdahaleleri yeni değil, ancak bu kadar açık olmamıştı. Oraya ordu göndermesi hiçbir şekilde meşru değildir. Biz bu girişimleri kınıyoruz ve Venezuela’ya karşı güç kullanımının sonuçlarına dair uyarıda bulunuyoruz.”

Devamında, “Uyuşturucu kaçakçılığı meselesi sadece bir örtüdür. ABD’li yetkililerin Jeffrey Epstein dosyasıyla ilişkilerine dair elimizde raporlar var. Bu da göstermektedir ki, sözde uluslararası suçlarla mücadele iddiası sadece bir kılıftır.” diye sözlerine ekledi. 

Çin karşıtı açıklamalara tepki

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Çin karşıtı açıklamalara ve İran Cumhurbaşkanı ile Çinli mevkidaşının görüşmesinin kısa sürdüğü yönündeki iddialara da şöyle yanıt verdi: “Bu iddialar yalandır. Medyanın olgunluğa ulaşması gerekir; her habere inanıp yaymamak lazım. Ortaya atılan bu iddialar yanıt vermeye değmez.” 

Mısır’ın İran ve Ajans ile temasları 

Bekaî, Mısır’ın İran ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile temasları ve Mısır’ın arabuluculuk yaptığına dair iddialar konusunda şunları söyledi: “Bu doğru değil. Bizim Ajans ile doğrudan ilişkimiz var ve böyle bir şeye ihtiyaç yok. Ancak siz dinamik diplomasiden yararlanıyorsunuz; bölge ülkeleriyle istişareler artırılmıştır ve Mısır da bu çerçevede ele alınmalıdır.” 

Avrupalılar ABD ve Siyonist rejimin etkisinden uzak, bağımsız bir tutum sergilemeli 

Bekaî, Avrupalıların KOEP'ye (Nükleer Anlaşma) dair tutumuyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Gerçek şu ki, görünüşe göre kendileri de ne istediklerini bilmiyorlar. Onlar müzakere tarafıydılar ve KOEP'nin tarafıydılar ama şartlarından biri ABD ile müzakere etmek oldu! Bir dönem ‘sıfır zenginleştirme’ önerdiler fakat böyle bir şeyin mümkün olmadığını ve uranyum zenginleştirmenin İran’ın hakkı olarak KOEP'te yer aldığını anlayınca bu öneriden vazgeçtiler. Avrupa ülkeleri kendi tutumlarını gözden geçirmeli ve ABD ile Siyonist rejimin etkisi altında kalmadan bağımsız bir yaklaşım sergilemeye çalışmalıdır.” 

“Büyük İsrail” fikri bölgedeki tüm ülkeler için alarm zili olmalıdır 

Bekaî, Barak’ın Filistin toprakları hakkındaki iddiaları ve “Büyük İsrail” planına ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Büyük İsrail fikri bölgedeki tüm ülkelerin tepkisiyle karşılaştı. Açıkça görülüyor ki bu tür bir politika, rejimin savaş kışkırtıcılığının bir parçasıdır. Bölgedeki tüm ülkeler, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi dâhil, bu konuları kınadılar. Ancak bu tepkiler yeterli değildir; bu mesele, bölgedeki tüm ülkeler için bir alarm zili olmalıdır.” 

Pakistan ile Ermenistan arasında ilişki kurulmasına tepki 

Bekaî, Pakistan ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasına yönelik olarak ise şu ifadeleri kullandı: “Bizim Pakistan ve Ermenistan ile iyi ilişkilerimiz var. Bu gelişmeyi olumlu değerlendiriyoruz ve iki komşumuz arasındaki ilişkilerin tesis edilmesinin bölge ülkelerinin güçlenmesine katkı sağlayacağını umuyoruz.” 

İran Sözcü’den Guardian röportajına dair açıklama 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Guardian’a verdiği röportajda uranyum zenginleştirme oranlarına ilişkin ifadelerine dair şu açıklamada bulundu: “Benim ne söylediğimi anlamak için röportajın tamamına bakmak gerekir. Soru, neden İran’ın yüzde 20 ve üzeri seviyede zenginleştirme kararı aldığı yönündeydi. Ben de muhabirin dikkatini tarihe çektim. Dedim ki, KOEP çerçevesinde yüzde 3,67 oranını kabul ettik. Ancak ABD’nin anlaşmadan çekilmesi ve Avrupalıların yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine biz de taahhütlerimizi azaltma kararı aldık. O zamandan beri açıkça ifade ettik ki, karşı taraf yükümlülüklerini yerine getirirse biz de KOEP'teki taahhütlerimize geri döneriz. Fiiliyatta biz o noktadan oldukça uzaktayız ve karşı taraf İran’a karşı açık bir suç işlemiştir.” 

BM Güvenlik Konseyi uluslararası hukuk ve ahlaka göre karar almıyor 

Bekaî, BM Güvenlik Konseyi’nin İran’ın nükleer meselesine dair pasif tutumuna da şu sözlerle tepki gösterdi: “Güvenlik Konseyi, uluslararası hukuk ve ahlaka göre karar almıyor. Eğer böyle olsaydı, Siyonist rejimin Filistin’deki suçlarına karşı kararlar alırdı. Biz meseleyi basitleştirmiyoruz ve Konsey’de hâkim olan ilişkilerin BM Şartı’na dayanmadığını biliyoruz. Ancak bu durum, bizim kendi haklarımızı dile getirmekten vazgeçmemize neden olmamalıdır.” 

Afganistan ile Helmend Nehri’nin su hakkı üzerine görüşmeler 

Bekaî, Afganistan ile Helmend Nehri’nin su hakkı konusunda yürütülen görüşmelere ilişkin olarak şunları söyledi: “Su meselesi, ister Helmend’den gelen su hakkı olsun ister Afganistan’dan diğer girişler, görüşmelerin daimi konularından biridir.”

ABD’nin rolünü kötüye kullanması nedeniyle uluslararası toplum çıkmazda 

Bekaî, Gazze’ye doğru hareket eden yardım gemisine dair ise şu değerlendirmede bulundu: “Bu, çok önemli bir gelişmedir ve halkların yöneticilerinden harekete geçmelerini isteyen uluslararası kamuoyunun ciddi talebinin bir yansımasıdır. Uluslararası toplum, ABD ve bazı Batılı ülkelerin kendi rolünü kötüye kullanması nedeniyle çıkmazdadır. Ancak bu, uluslararası toplumun hiçbir şey yapmadığı anlamına gelmez. Aynı kamuoyu Gazze ablukasını kırmak için çaba göstermektedir.” 

Amerikan tarafında hiçbir iyi niyet görmüyoruz 

Bekaî, İran’ın müzakere talebine ABD’nin yanıt vermediğine ilişkin iddialara şu şekilde tepki gösterdi: “Böyle bir şey söz konusu değildir. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı’na atfen dile getirilen iddiaların hiçbir belgesi yoktur. Amerikan tarafında hiçbir iyi niyet görmüyoruz. Aracılar bazı konuları gündeme getirdi ancak Amerikalıların tutumunda iyi niyetin hiçbir emaresi yoktur. Bu, son üç ayda sergiledikleri tavrın devamıdır.”

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ayrıca International’ın ABD’nin İran’a yanıt vermediğine dair iddialarına da değinerek şöyle dedi: “Dışişleri Bakan Yardımcısı’na atfedilen sözlerin belgesi yoktur. Bu iddianın Siyonist rejimin propaganda organı tarafından gündeme getirilmesi, kendi planlarını ilerletmeye dönük olduğu açıktır. Mekanizma tetikleme sürecinin durdurulması için şartlar öne süren üç Avrupa ülkesinde hiçbir iyi niyet görmüyoruz. ABD’nin de böyle bir iyi niyete sahip olduğunu düşünmüyoruz. Müzakere süreci devam ederken zor kullanmaya başvurmak, diplomasiden söz etmeyi anlamsız kılar.” 

İran’ın Üç Avrupa ülkesine karşı atacağı adımlar ve mecliste sunulan tasarılar 

Bekaî, İran’ın üç Avrupa ülkesinin eylemlerine karşı atacağı adımlar ve Meclis’te sunulan tasarılar hakkında şunları söyledi: “Meclis, karar alma sürecinde önemli bir organdır. Sonuçta Meclis’in diğer kurumlarla birlikte hangi kararı alacağını bekleyip görmek gerekir.” 

Grossi’nin BM Genel Sekreterliği adaylığı talebine tepki 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, bazı grupların Grossi’nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne aday olmasını istemelerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Birkaç husus açıktır. Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi tarafından en az dokuz üyenin oyu ile önerilmelidir. Biz İran olarak Genel Kurul’da tek bir oy hakkına sahibiz ve uygun zamanda kararımızı vereceğiz. Genel Sekreter, BM hiyerarşisinde en önemli kişidir ve kritik görevleri vardır. Bu yüzden BM Şartı, böyle bir kişinin özelliklerine ilişkin açık ölçütler koymuştur. Bunların başında da etkinlik ve BM dışındaki baskılardan etkilenmeme gelir. Bizim kararımızda da bu ölçütler esas alınacaktır.” 

Çin, çok taraflılığın geliştirilmesinde öncü rol oynayabilir 

Bekaî, Çin Cumhurbaşkanı’nın Şanghay İşbirliği Örgütü’nün küresel yapıda rolüne dair önerisi hakkında ise şunları söyledi: “Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kurulması BM Şartı doğrultusundadır. Barışı güçlendirmek için bölgesel örgütlerin kurulması BM Şartı’nda öngörülmüştür. Şanghay ve BRICS’in çok taraflılığın korunmasında ve Güney ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde rolü çok önemlidir. Çin, hem Şanghay hem de BRICS’te kilit bir role sahiptir. Çin, çok taraflılığın geliştirilmesi, tek taraflılığa karşı mücadele ve Güney ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi konusunda öncü bir rol oynayabilir.”

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler