Mossad ve “Yinon Planı” İsrail’in Suriye’yi Bölme Projesi
Colani yönetiminin Suriye’yi siyonistlerin fetih arenasına dönüştürdüğü ve şimdi de bu rejimle resmi normalleşmenin eşiğine geldiği bir dönemde, İsrail açıkça Suriye’yi bölme projesini hayata geçirmiş ve “Yinon Planı” olarak bilinen projeyi uygulamaktadır.
Tesnim Haber Ajansı - Siyonist rejim, Amerika ve uluslararası taraflarla iş birliği yaparak ve Suriye’de Ebu Muhammed Colani yönetiminin pasifliği ve teslimiyetinden faydalanarak, bu ülkedeki işgal ve saldırılarına devam etmektedir. Bu bağlamda, bu rejimin parçalama projelerine dair birçok senaryo ve analiz gündeme gelmiştir.
Bu konuda Suriyeli yazar ve önde gelen analist Gazi Dehman, bir makalesinde İsrail’in Suriye’yi bölme projesini farklı boyutlarıyla ele almıştır.
Suriye’yi Bölmeye Yönelik İsrail’in “Yinon Planı”nın Boyutları
İsrail, açıkça ilan edilmiş ve duyurulmuş projesini, yani Suriye’yi küçük devletlere bölme planını hayata geçirmek için, Suriye’nin güneyindeki durumu patlatmak ve bu ülkede mezhepçi bir savaşı körüklemek istemektedir. Böylece Suriye’nin istikrarı ve toprak bütünlüğüne ilişkin bölgesel ve uluslararası mutabakatı bertaraf edebilecektir.
Suriye’nin bölünmesi, uzun zamandır siyonist rejim için stratejik bir hedef olmuştur. Bunun sebeplerinin bir kısmı bu ülkenin çok mezhepli ve çok etnisiteli toplumsal yapısına, diğer kısmı ise Arap bölgesinin kalbindeki jeostratejik konumuna dayanmaktadır. Suriye, hayati ulaşım yollarını, ticari koridorları ve bölgesel ittifakları kontrol etmekte ve Ortadoğu’nun şekillendirilmesinde önemli bir zemin oluşturmaktadır.
İsrail’in Suriye’yi bölme stratejisi, bu rejimin ifşa edilen iç belgelerinin de gösterdiği üzere, 1950’li yıllara dayanmaktadır. Ancak bu strateji, en belirgin şekilde, 1982’de Oded Yinon tarafından kaleme alınan ve “Yinon Planı” olarak bilinen net bir perspektifte somutlaşmıştır.
Bu plan, Suriye’nin dini ve etnik azınlıkların yaşadığı bölgelere ayrılmasını ve mezhebi/etnik bir kombinasyona dayalı birkaç küçük devletin kurulmasını öngörüyordu. Böylelikle bu küçük devletler İsrail’in müttefiki ve temsilcisi olacak, bu rejimin kontrolü altında bulunacaktı.
Açıktır ki bu plan, siyonist rejimin Suriye stratejisinin temel bir unsuru haline gelmiştir. Yine açıktır ki İsrail, Suriye’yi parçalama stratejisini uygulamada kaos yaratma taktiklerini devreye sokmuş, fakat artık mevcut koşullara uyum sağlamak için politikalarını değiştirmektedir. Buna göre İsrail, önce Suriye’nin güneyini tamamen işgal etmeyi, ardından da bu ülkenin parçalanması yönünde aşamalı adımlar atmayı hedeflemektedir.
“Dürzi Duvarı” Projesinin Ayrıntıları; Suriye’nin Bölünmesinin Kapısı Olacak
Siyonist stratejistler ve siyasetçiler daha önce, güney Suriye’yi doğuya bağlayan “Davud Koridoru”nun kurulmasına, Dürziler ve Kürtleri destekleme bahanesiyle ve onları Suriye coğrafyasında sabitleme amacıyla atıfta bulunmuşlardı. Ancak Suriye’deki son gelişmeler, bu ülkenin askeri altyapısının İsrail ordusu tarafından yok edilmesi ve ardından yeni Suriye yönetimi ile farklı mezhepler arasındaki iç krizden sonra, İsrail Suriye toplumuna nüfuz etmek için yeni fırsatlar buldu. Özellikle de yeni yönetim ile Dürzi toplumu arasındaki mevcut gerginliklerden faydalanarak.
Bu gelişmelerin ardından İsrail, geçici olarak Davud Koridoru projesinden ve Kürt ile Dürzi devletlerinin kurulmasından geri adım atmaya karar verdi. Bunun yerine, Suriye’nin bölümme projesinin ilk aşaması olarak güneyde “Dürzi Duvarı”nı inşa etmeyi ve ardından bu projeyi yukarıda belirtilen hedeflere ulaşmak için genişletmeyi planlamaktadır.
Dürzi Duvarı fikri, Hermon Dağı’ndaki Katana bölgesine bağlı Dürzi köylerinden silahlı gruplar oluşturulmasına, bunların en modern silahlarla donatılmasına, bu grupların liderlik ve yönetiminin İsrail ordusunda görev yapmış işgal altındaki Filistin’deki Dürzilere verilmesine ve nihayetinde işgal altındaki topraklarda söz konusu silahlı grupları koordine edecek bir operasyon odası kurulmasına dayanmaktadır.
Bir sonraki aşamada ise bu gruplar, Süveyda vilayetinden ve hatta işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki Dürzilerden katılacak yeni unsurlarla sayılarını artırdıktan sonra İsrail ordusunun bir parçasına dönüştürülecektir. Onlar, Suriye’nin güneyindeki Kuneytra’dan Yermuk Vadisi’ne kadar olan sınır hattını işgal eden tugaylarda yer alacaklardır. Böylece bu bölgelerde yaşayanların İsrail için oluşturabileceği her türlü tehdidi engelleyen bir “duvar” meydana getireceklerdir.
İşgal Altındaki Filistin Sınırından Suriyelilerin Yerinden Edilmesi Planı
Elbette bu tedbirler, işgal altındaki Filistin ile sınırı hattındaki Suriyelilerin yerlerinden edilmesi ve göçe zorlanmasını da kapsayan planları içermektedir. Bu süreç her ne kadar şu ana kadar sınırlı ölçekte başlamış olsa da, mezhep faktörünün çatışmalara dâhil olmasıyla muhtemelen şiddetlenecek ve yakın zamanda Süveyda’da yaşananları tamamlayacaktır; orada yüzlerce yıldır yaşayan Bedevilerin göçüne tanık olmuştuk.
Dürzi Duvarı, tehlikeli ve ciddi bir projedir. Lübnan Dürzi toplumu lideri ve bu ülkenin eski İlerici Sosyalist Partisi Başkanı Velid Canbolat, kısa süre önce Şam ziyareti sırasında bu konuda uyarıda bulunmuş ve İsrail’in böyle bir duvar inşa etme planlarına işaret etmiştir.
Açıktır ki bu açıklamalar havadan gelmemiştir; aksine, İsrail’in Suriye Dürzi toplumu ve tüm bölgeye dair planları hakkında geniş bilgiye sahip kişilerden gelen uyarılar çerçevesinde dile getirilmiştir. Ayrıca İsrail’in son dönemde Suriye Dürzileri arasına sızmak için yürüttüğü faaliyetler, bu rejimin “Dürzi Duvarı” projesini hayata geçirmek üzere hazırlık yaptığını göstermektedir.
Dürzi Duvarı’nın Altyapısının Hazırlanması; Ayrılıkçı Devletler Kurma Planı
İsrail, Suriye’deki mevcut gelişmeler üzerine bahis oynamakta ve mezhepsel ve etnik farklılıkların yeni bir gerçeklik yaratacağına inanmaktadır. Bu gerçeklikte İsrail, projelerini Suriye’de uygulamak için askerî maliyetlere ihtiyaç duymayacak; yalnızca bu farklılıklara müdahale ederek ve onları körükleyerek hedeflerine ulaşabilecektir.
Dolayısıyla Siyonistler şöyle inanıyor: Artık Suriye’nin yeni gerçekliğine uygun tedbirler gereklidir ve en önemlisi “Dürzi Duvarı”nın altyapısının hazırlanmasıdır. Bu ise şu hususları içermektedir:
-Suriye’nin farklı bölgelerinde özerklik fikrinin güçlendirilmesi ve aynı zamanda birçok zorlukla karşı karşıya olan, krizi yönetemeyen yeni hükümet için bir tuzak kurulması. Böylece, yeni Suriye hükümetinin işlerdeki yetersizliği ve krizlerle başa çıkamaması, çeşitli bölgelerde özerklik talebi için meşru bir gerekçe haline gelecektir.
Bu bağlamda, Suriye’de özerklik talep eden birçok konferans düzenlenecek ve ülkenin birliğini savunanlara karşı geniş çaplı medya baskısı uygulanacaktır.
-Dürzi azınlık ile ilişkiler için yeni bir yaklaşımın hazırlanması. Bu, Suriyeli Dürzilerin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde İsrail’in tarım projelerinde iş bulmalarını sağlamak üzerine kuruludur. Amaç, Suriyeli Dürziler ile İsrail arasında duygusal bir bağ oluşturmak ve bu rejimle ilişki kurmayı isteyen hareketleri güçlendirmektir; böylece Suriye’nin birliğini savunan milliyetçi güçler marjinalize edilecektir.
Bu çerçevede, İsrail Golan’daki Dürzilere vatandaşlık verme planı başlatmıştır. Görünüşe göre, Süveyda’daki son olaylar ve yeni Suriye hükümetinin Dürzi toplumunu baskı altına almasının ardından, onların birçoğu anavatanlarını terk etmeyi düşünmeye başlamıştır. Ayrıca İsrail, son zamanlarda Hermon Dağı’ndaki ve Süveyda vilayetindeki Dürzi köylerine gıda ve tıbbi yardım göndermeye başlamış ve onlarla ilişkileri güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
-Kuneytire ve Dera’a’daki sınır hattında yaşayan Suriyelilerin yaşam alanını daraltmak. Bu, onların tarlalarını ekmelerinden ve hayvanlarını otlatmalarından -ki bu bölgelerdeki halkın temel geçim kaynağıdır- mahrum bırakılarak yapılmaktadır. İsrail, özellikle Kuneytra vilayetinde şiddetli bir politika yürütmekte, sürekli saldırılar, halkı aramalar, tutuklamalar ve hatta sivil öldürmelerle onları kendi bölgelerini terk etmeye ve Dera’a veya Şam’a gitmeye zorlamaktadır.
Bu, Kuneytire halkının yavaş ama sürekli bir şekilde göçe zorlanması ve topraklarının gasp edilmesi sürecinin bir parçasıdır.
-İsrail, Güney Suriye’de geniş çaplı askerî altyapı kurmaya çalışmaktadır. Buna, Şam ve güney bölgeleri üzerinde istihbarat hâkimiyeti ve stratejik gözetim de dâhildir. Tüm bunlar, uzun vadeli bir süreç çerçevesinde, Suriye’nin büyük bir bölümünün güvenlik durumunu İsrail’in bölgeye dair stratejik vizyonuna uygun şekilde yeniden tasarlamak ve uyarlamak amacıyla yapılmaktadır.
Suriye’nin Bölünme Projesi, Mossad’ın Masasında
Dürzi Duvarı, Davud Geçidi ve ayrılıkçı devletler kurma hazırlıkları; İsrail’in Suriye’yi bölme stratejisini uygulamak için ilan edilmiş araçlardır. Çok açık ki, on yıllardır Mossad’ın çekmecelerinde tozlanan Suriye’nin parçalanması projesi artık masaya konmuştur ve fiilî araçlarla desteklenmektedir ki sahada uygulanması garanti altına alınsın.
Bu durum, İsrail’in tehlikeli ve yıkıcı planına karşı Suriye içinde bir strateji geliştirilmesini ve Suriyelilerin her mezhep ve etnik kökenden, ayrılıkçı seslere karşı birleşmesini gerektirmektedir; İsrail projesi, Suriye’nin duvarlarından uygulanmaya başlanmadan önce.