Laricani: Bölgedeki Kardeşlerimizin Yanında Olmak Görevimizdir
İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri, “Tahran, Tel Aviv” programına verdiği röportajda büyük güçlerin bölgedeki müdahalelerine işaret ederek, “Eğer bölge ülkeleri bizden yardım isterse, biz yardım ederiz ve yanlarında oluruz; fakat onlara emir vermeyiz.”
Tesnim Haber Ajansı - Ali Laricani, İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri, İran Devlet Televizyonu’nun 2. kanalında yayımlanan “Tahran, Tel Aviv” programının ikinci bölümünde Lübnan ve bu ülkenin koşulları hakkında şöyle konuştu: “Bugün Lübnan bazı tartışmalar yaşamaktadır ve çözüm yolları aramaktadır. Bizim Lübnan ile konumuz şudur: Her durumda yanınızdayız. Elbette karar verici Lübnan halkıdır ve biz Lübnan’ın içişlerine müdahale etmiyoruz; ancak bugüne kadar hep yanlarında olduğumuz gibi bugün de yanlarındayız.”
Lübnan’ın silahsızlandırılması için bölge dışı aktörler tarafından belirlenen süre hakkında şunları söyledi: “Büyük ülkelerin başkalarına süre koymasını hoş görmüyoruz. Bu, köklü bir medeniyete sahip bir milletle konuşma dili değildir. Trump da bir zamanlar bizim için süre koymuştu, fakat bu doğru bir yöntem değildir ve kimse de buna aldırış etmez. Binlerce kilometre öteden gelip ‘şu zamanda şu işi yapacaksınız’ diyorlar. Siz kimsiniz? Sonra da ‘şu işi yaparsanız size bir şeker vereceğiz’ diyorlar. Biz bunu bir hakaret sayıyoruz ve hoş karşılamıyoruz.”
İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri, ülkelere yaklaşım tarzlarını şu sözlerle ifade etti: “Yöntemimiz şudur ki ülkeler kendi hâkimiyet ve otoritelerine sahip olmalıdır. Eğer Amerikalılar istiyorlarsa yardım etsinler, emir vermesinler. Eğer bölge ülkeleri bizden yardım isterse, biz yardım ederiz ve yanlarında oluruz, elbette gücümüz yettiği ölçüde. Bu nedenle ister Irak’ta olsun ister diğer ülkelerde, sözümüz şudur ki görevimiz kardeşlerimizin yanında olmaktır, fakat onlara emir vermek değildir.”
Laricani, savaş ve müzakere konusundaki görüşünü şu sözlerle açıkladı: “Önemli mesele şudur ki artık savaş o eski şekliyle mevcut değildir. Ancak dikkatli olunmalı ve zihinler bu konuya hassasiyet göstermelidir. Özellikle askeri birimler, çünkü azılı bir düşmanla karşı karşıyayız.”
Laricani, 12 günlük zorunlu savaşın ardından gerçekleştirilen yeniden inşa çalışmaları hakkında da şöyle konuştu: “Yeniden imar savaş döneminde başladı, fakat burada en önemli mesele iç iradedir. Doğrudur, başkalarından yardım almak gerekir, ancak asıl önemli olan kendi iç kapasitemizdir ve bu güçlendirilmelidir.”
Laricani, Amerika ile müzakereler hakkında şunları söyledi: “Müzakere bir taktiktir ve bazı durumlarda gereklidir. Fakat müzakereye güçlü bir şekilde girmelisiniz; aksi takdirde kimse size cömertlik yapmaz. Elinizde ne kadar güç varsa, o ölçüde pazarlık yapabilirsiniz.”
İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri, ulusal güvenliğin önemine dikkat çekerek, “Ulusal güvenlik birbirine bağlı bir olgudur. Bu konuda başarılı bir bakış açısının sonucu şudur ki halk öngörülebilir bir yaşam sürdürebilsin. Bu meselede birçok farklı etken rol oynamaktadır; yani eğer ülke içinde milli birlik sağlarsanız, müzakerelerde başarı elde edersiniz. Eğer milli birlik olmazsa, zararlar da görürsünüz.” açıklamada bulundu.
Laricani şu ifadeleri de ekledi: “Uluslararası meselelerde müzakere yürütürken ve bölgede diğer ülkelerle uyumlu ilişkileriniz olduğunda, bu durum müzakerelerin niteliği ve başarınız üzerinde etkili olur. Dolayısıyla birçok sosyal, kültürel ve ekonomik mesele, görünüşte ulusal güvenlik üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olmasa da, bütüncül bir yapı içerisinde ulusal güvenlik ya da hatta çok teknik bir müzakere üzerinde etkili olabilir.”
Laricani ayrıca, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği ve onun rolü hakkında da şöyle dedi: “Konsey sekreterliği mevcut koşullarda milli birlik konusunda ciddidir. Halk, savaş sırasında kendilerinden yeni bir yüz gösterdiler ve bu onların büyüklüğünün bir tezahürüydü. Bu değer korunmalıdır.
Devletin farklı kurumları, halk ve sivil toplum kuruluşları bu meseleye dikkat etmelidir, çünkü bu küçük bir kazanım değildir ve ben de bu konuyu korumaktayım.”
Devamında, “Bu sermayeye zarar verilmesine izin verilmemelidir. Elbette zarar verme ihtimalleri az değildir; bazen düşman sorunlar çıkarır, bazen de içerideki ilgisizlik ve kararsızlık buna neden olur.” ifadesini kullandı.