Yemen’in Kızıldeniz’deki Operasyonlarının Kapsamı Genişliyor; Gazze’yi Kurtarmak için Yeni Denklem


Yemen’in Kızıldeniz’deki Operasyonlarının Kapsamı Genişliyor; Gazze’yi Kurtarmak için Yeni Denklem

Yemen’in Kızıldeniz’de oluşturduğu yeni denklem artık yalnızca halihazırda ve doğrudan Siyonistlerle iş birliği yapan gemileri hedef almakla sınırlı değil; işgalcilerle herhangi bir şekilde bağlantısı olan tüm denizcilik şirketleri endişe duymalı.

Tesnim Haber Ajansı- Gazze Şeridi’ne destek kapsamında Yemen’in siyonist rejime karşı yeni aşamaya geçen deniz ablukasının ardından Kızıldeniz’de hızlı ve kritik gelişmeler yaşanıyor. Önemli bir adım olarar Sana'da bulunan İnsani Operasyonlar Koordinasyon Merkezi, önemli bir adım atarak, Siyonist rejime uygulanan ablukada Yemen'in talimatlarını ihlal ettikleri gerekçesiyle 64 nakliye şirketine yaptırım uygulandığını duyurdu.

Siyonistlerle iş birliği yapan uluslararası denizcilik şirketlerine Yemen yaptırımı

El-Ahbar gazetesine göre söz konusu merkez, bu şirketlere ait gemilerin Kızıldeniz, Babülmendep Boğazı, Aden Körfezi ve Umman Denizi’nden geçişini yasakladı. Yasak, 27 Temmuz’dan sonra Filistin’in işgal altındaki limanlarına yanaşan gemiler için geçerli olacak. Karardan etkilenen önde gelen şirketler arasında Alman Hapag-Lloyd, Japon Ocean Network Express, Tayvanlı Yang Ming ve Fransız CMA CGM yer alıyor.

Avrupalı denizcilik analisti Dustin Ozogur, Yemen’in Siyonist rejimle iş birliği yapan denizcilik şirketlerine yönelik yaptırım kararının Kızıldeniz’deki çatışmalarda kritik bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Ozogur’a göre bu tehdit, artık yalnızca şu anda İsrail limanlarına giden değil, geçmişte bu limanlara hizmet veren ve dolaylı bağlantıları bulunan gemileri de kapsıyor. Bu tehditler, alt charter anlaşmalarıyla işletilen gemilere de sıçrayabilir ve İsrail ile bağlarını kesseler bile daha fazla gemiyi riske atabilir.

Yemen’in tehdit ve hedef yelpazesi genişliyor

Bu gelişmelerin ardından bazı büyük şirketler gerginliği azaltmak için rotalarını yeniden düzenlemeye başladı. Fransız CMA CGM, Ensarullah hareketinin Mayıs ayında saldırılarını askıya almasının ardından Süveyş Kanalı üzerinden hizmete dönmüştü. Ancak şirket, Siyonist rejim İsrail’le bağlantılı Maersk gibi firmalarla iş birliği nedeniyle yeniden Yemen’in hedef listesine girdi.

Yemen'in geniş ortaklıklara dayalı hedef listeleri oluşturduğuna veya hatta açık uydu verileri aracılığıyla gemileri izlemek ve takip etmek için yapay zeka teknolojilerini kullandığına dair veriler de mevcut.

IOS Risk Group danışmanlık birimi başkanı Martin Kelly, Kızıldeniz’de durumun giderek daha karmaşık hale geldiğini, işgal rejimi İsrail’le doğrudan ya da dolaylı her türlü bağlantının gemileri doğrudan tehdit altına sokabileceğini söyledi. Bu nedenle denizcilik şirketleri, yüksek ekonomik ve lojistik maliyetlere rağmen rotalarını Ümit Burnu’na yönlendirmek zorunda kalıyor.

Bu eğilim, özellikle son haftalarda Kızıldeniz'de ABD uçak gemilerinin bulunmaması (ki bu durum 2023 sonlarından beri nadir görülen bir durumdur) göz önüne alındığında, ABD'nin bölgedeki caydırıcılığının sınırlı olduğu ortaya çıktıktan sonra daha da belirginleşti. Amerikan medyası, bu durumu ülke için aşağılayıcı olarak değerlendiriyor ve Kızıldeniz'deki yoğun ABD askeri varlığına rağmen Washington'ın Yemen operasyonlarının devamını engelleyemediğini veya uluslararası nakliyeyi etkileme kabiliyetini sınırlayamadığını vurguluyor.

Yemen’in Kızıldeniz’de yeni denklemi

Kızıldeniz’de güvenlik durumunun kötüleşmesi, özellikle Mısır gibi bölge ülkelerini doğrudan etkiliyor. Kahire, bu hayati su yolunun güvenliğinin diplomasi ve bölgesel iş birliği yoluyla sağlanması gerektiğini belirtiyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Yunan mevkidaşıyla Atina’daki ortak basın toplantısında, Süveyş Kanalı gelirlerindeki kaybın 8,5 milyar doları aştığını söyledi.

Bakan’ın bu açıklaması, Yemen’in Mısır ve Türkiye’den hareket eden gemileri işgal altındaki Filistin limanlarına gittikleri takdirde hedef alacağı uyarısından iki gün sonra geldi. Sana’daki Yemen resmi ajansı ise uydu verilerinin, Mısır ve Türkiye limanlarından Hayfa ve Aşdod’a doğru gemi hareketliliğinin sürdüğünü gösterdiğini bildirdi.

Kızıldeniz’deki yeni denklem basit ama karmaşık bir önermeye dayanıyor: Gazze soykırım ve açlık tehdidi altında olduğu sürece, deniz taşımacılığı için güvenli rota olmayacak ve bu durum, siyonist rejimin saldırı ve ablukası sona erene kadar devam edecek.

 

 

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler