Arakçi: Devrim Lideri, ülkeyi krizden çıkaracak yolu açtı / İran snapback mekanizmasına karşılık verecek
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “Tahran, İran, Dünya” programına katılarak dış politika ve son gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu.
Tesnim Haber Ajansı- İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Meclis’in Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğini sınırlandıran yasasını değerlendirerek şunları söyledi: “Bu yasa, İran’ın Ajans’a yönelik yaklaşımında önemli bir değişikliğe işaret ediyor. Çünkü maalesef UAEA son dönemde İran’a karşı iyi bir sicil ortaya koymadı. Nükleer tesislerimize yönelik saldırılar ve sabotajlar karşısında sessiz kaldı. Bizim açımızdan ajansın bu olaylar karşısındaki sessizliği ve bazı üye ülkelerden gelen baskılarla aldığı tutumlar kabul edilemezdir. Bu nedenle ajansla iş birliğimiz, artık Meclis'in yasası ve sahadaki yeni şartlara göre yeniden tanımlanmalıdır. Ajans da bu yeni koşulları kabul etmek zorundadır. Bu bir gerçekliktir.”
İran-Rusya ve İran-Çin ilişkileri
Arakçi, İran’ın BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olan Çin ve Rusya ile ilişkilerinin her zaman dostane ve stratejik düzeyde olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Bugün İran ile bu iki ülke arasında birçok önemli anlaşma imzalanmış durumda. Çin ile 25 yıllık iş birliği anlaşması ve Rusya ile uzun vadeli stratejik anlaşmalar gündemdedir. Cumhurbaşkanımızın yakında Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi için Çin'e yapacağı ziyaret de bu bağlamda önemlidir. Bu ziyaretin İran-Çin ilişkilerine önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda İran, Rusya ve Çin arasında üçlü toplantılar da gerçekleştiriliyor ve bu temaslar da bölgede önemli gelişmelere neden olacaktır.”
ABD ile müzakere meselesi
Arakçi, ABD ile müzakere konusu hakkında ise şunları söyledi: “Bugün için Amerika ile doğrudan bir müzakere kararı alınmış değildir. Ancak mesajlar çeşitli kanallardan iletilmeye devam ediyor. Diplomasi, her zaman taraflar arasında doğrudan konuşma anlamına gelmez. Diplomasi, farklı araçlar ve yollarla ilerleyebilir. İran, her zaman gerektiğinde savaşmaya da müzakereye de hazır olduğunu göstermiştir. Bu millet, aynı anda hem savaşır hem de diplomasi yürütür.”
“Geçmişte de böyleydi; biz müzakerelere katıldığımızda da her zaman güçlüydük. 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma da bu gücün göstergesiydi. O zaman İran, hakkını savunmak için masadaydı. Karşı taraflar bizimle masaya oturmak zorunda kaldılar çünkü başka çareleri yoktu. İran, uluslararası arenada meşruiyet kazanmıştı ve bu, diplomasi yoluyla elde edildi. Biz, müzakereyi zayıflık değil, gücün bir yansıması olarak görüyoruz.”
Rehberin belirleyici rolü
Abbas Arakçi şöyle devam etti: “Bütün bu süreçlerde Sayın Rehberimizin (İmam Hamenei) bilgece ve cesur liderliği çok etkili olmuştur. Onun net ve kararlı tutumu, hem savaş alanında hem de diplomatik masada bize yol göstermiştir. Bizler de onun rehberliğinde, halkın direnişiyle birlikte düşmanın hedeflerini boşa çıkardık. Düşman, İran İslam Cumhuriyeti’ni yıkmak istiyordu ama başaramadı. Bu başarısızlık, İslam İnkılabı tarihinin altın sayfalarından biridir.”
Laricani’nin göreve gelişi
Arakçi, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’nin yeni sekreteri Ali Laricani’nin göreve başlamasına dair şöyle konuştu: “Sayın Laricani, İran dış politikasında çok büyük tecrübeye sahiptir. Nükleer müzakerelerde ve başka konularda çok önemli sorumluluklar üstlenmiştir. Onun bu alandaki birikimi, dış politika alanında bize güç verecektir. Dışişleri Bakanlığı olarak onunla yakın iş birliği içinde olacağız.”
Mısır ve Ürdün ile ilişkiler
Mısır’la diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasına yönelik soruya cevaben İran Dışişleri Bakanı şu değerlendirmeyi yaptı: “Mısır ile ilişkilerimizde son bir yıl içinde çok önemli gelişmeler yaşandı. Cumhurbaşkanımız, Mısır Cumhurbaşkanı ile şimdiye kadar dört kez görüştü. Dışişleri Bakanlarımız da ondan fazla görüşme yaptı. Bu, uzun yıllar sonra ilk defa oluyor. Mısır’daki bazı isim değişiklikleri (örneğin sokak ve meydan isimleri) sembolik ama olumlu adımlardır. Bu gelişmeleri sürdürmek istiyoruz. Mısır’la tam diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması artık uzak bir ihtimal değil.”
Arakçi şöyle devam etti: “Ürdün ile de maslahatgüzar seviyesinde ilişkilerimiz sürüyor. Bu ilişkileri de geliştirmek için adımlar atıyoruz. Ayrıca, İran’a karşı geçmişte alınan bazı bölgesel kararlar da artık değişiyor. Örneğin, İslam İşbirliği Teşkilatı son bildirisinde İsrail’i kınayan güçlü bir açıklama yayımladı ve bu İran’ın diplomatik zaferidir. Bu tür bildiriler, İran’ın bölgesel meşruiyetini artırıyor.”
Snapback mekanizması
İran Dışişleri Bakanı, İran'ın müzakerelerin yeniden başlaması için öne sürdüğü koşullara ilişkin açıklamalarına dair söyledi: Amerikan taahhütlerine güvenemeyiz, ancak müzakerelere başlarsak savaşın bir daha yaşanmayacağına ve gerçek müzakerelere başlayacaklarına dair bize güvence vermeleri gerekir. Bu henüz bizim için garanti değil. Eğer savaşta elde edemedikleri bir şeyi elde etmek için müzakerelere gireceğimizi düşünüyorlarsa, durum hiç de öyle değil. Bizim tutumumuz güçlendi ve daha önce de söylediğim gibi tesislerimiz zarar gördü, ancak irademiz zarar görmedi.
Arakçi, snapback mekanizması (tetik mekanizması) hakkında şunları söyledi: “Bu mesele çok fazla abartılıyor. Snapback aslında karşılıklı bir mekanizmadır. Biz daha önce, anlaşmanın 36. maddesine dayanarak yükümlülüklerimize uymayan taraflara karşı bazı taahhütlerimizi askıya almıştık. Ama Avrupalılar bu maddeye başvurmadılar. Şimdi bazı söylentiler var, Ekim ayının sonuna kadar bu maddeye başvurabilecekleri yönünde. Eğer 28 Ekim’e kadar başvurmazlarsa, bu hakkı kaybedecekler. Ama biz de buna hazırlıklıyız. Eğer bu maddeye başvururlarsa, buna karşı İran da güçlü ve kararlı bir tepki verecektir. Bu konu ekonomik değil, siyasi anlamda önemlidir. Çünkü Amerika zaten bize karşı maksimum yaptırımı uyguluyor. Snapback uygulanırsa yeni bir şey olmayacak ama bunun siyasi anlamı olacaktır. Biz de gerekli tepkiyi veririz.”
Lübnan ve Hizbullah’ın silahsızlandırılması hakkında
Arakçi son olarak, Lübnan ve Hizbullah ile ilgili şu ifadeleri kullandı: “Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusundaki baskılar yeni değil. Ancak herkes sahada kimin güçlü olduğunu gördü. Direniş hattı, bölgedeki en güçlü aktörlerden biri haline geldi. Hizbullah’ın liderliği güçlüdür, halk desteği vardır. Biz onların kararını destekliyoruz ama onların iç işlerine karışmıyoruz.”