Arakçi: Karşı tarafın müzakere konusunda gerçek iradesini görmeliyiz

Tesnim Haber Ajansı - İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, Çin’in "CGTN" televizyonuna verdiği röportajda, Siyonist rejim ve ABD'nin İran'a yönelik saldırganlığıyla ilgili olarak şunları söyledi: "Bu bir çatışma değil; bir saldırganlık eylemi; İsrail'in İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik haksız bir saldırısı. Bu yüzden ülkemizi savunduk.

Arakçi şunları ekledi: Burada, kendi topraklarımızda cesurca durduk ve işgalcileri saldırganlıklarını durdurmaya ve koşulsuz ateşkes talep etmeye zorladık; bu da bizim tarafımızdan kabul edildi. Elbette bu ateşkes kırılgan ve nedeni de açık; Bu rejimin (Siyonist rejimin) ateşkesine güvenemeyiz, çünkü çok kötü bir sicili var, bu yüzden bu ateşkes bozulursa tamamen tetikte ve hazırız.

Arakçi şöyle devam etti: Ama bu bizim arzumuz değil; başından beri böyle değildi, bu savaşı istemiyorduk ama hazırdık. Bu savaşın devam etmesini istemiyoruz ama tekrar söylüyorum; tamamen hazırız.

Bu röportajın metni şöyle:

Askeri seçenek terk edilmeli

Geçtiğimiz günlerde İran'ın ABD ile nükleer müzakereleri yeniden başlatma olasılığına karar vermek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söylediniz, İran'ın tam olarak neyi incelemesi gerekiyor?

Arakçi: Henüz ikna olmadıysak, bunun nedeni karşı tarafın gerçek iradesini, kazan-kazan çözümüne ulaşma iradesini görmemiz gerektiğidir. Nükleer programımız tamamen barışçıl amaçlıdır ve bundan yüzde yüz eminiz. Bu kesinliği başkalarıyla paylaşmaktan çekinmiyoruz; Ancak bu ancak müzakerelerle mümkün.

Bunu 2015 yılında yaptık; sözde P5+1 ülkeleriyle müzakere ettik, bir anlaşmaya vardık ve bu anlaşma sonuçlandı. Hatırlarsanız, o dönemde dünya bu anlaşmayı büyük bir diplomatik başarı olarak kutladı ve biz de buna bağlı kaldık. Ancak ABD aniden anlaşmadan çekilme kararı aldı - çok üzücü bir karardı - ve bugün tanık olduğumuz her şey bu çekilmenin sonucudur.

Müzakere yoluyla bir anlaşmaya geri dönmek mümkün mü?

Arakçi: Öyle düşünüyorum, ancak dediğim gibi, bu karşı tarafın ciddi ve gerçek bir iradesini gerektiriyor; askeri seçenek terk edilmeli, ilerlemeli ve müzakere yoluyla bir çözüm aramalıyız.

Tesislerimize yapılan son saldırının, askeri bir yöntemle İran'ın nükleer programına ilişkin bir sonuca varamayacaklarını, yalnızca diplomatik ve müzakere yoluyla bir çözümün etkili olabileceğini ve bunun ancak askeri hırslarından vazgeçip bize verdikleri zararı telafi ettiklerinde mümkün olduğunu kanıtladığını düşünüyorum. O zaman müzakerelere katılmaya hazır olacağız.

İran'ın nükleer tesislerine saldırı affedilemez bir ihlaldi

Arakçi: Bildiğiniz gibi, her türlü askeri saldırı uluslararası hukukun ve BM Şartı'nın açık bir ihlalidir. Ancak nükleer tesislere saldırı daha da büyük ve affedilemez bir ihlaldir, çünkü böyle bir eylem kesinlikle yasak olmakla kalmaz, aynı zamanda insanlık için yıkıcı çevresel sonuçlara da yol açabilir. Dediğim gibi, örgüt üyelerinin, özellikle de İran'a destek ve dayanışma konusunda güçlü bir duruş sergileyen ve mağdur olan kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere İran halkına başsağlığı dileyen Çin'in desteğini takdir ediyoruz. Son olarak, yaklaşan ŞİÖ toplantısında İran'ın tutumuna tam siyasi destek bekliyoruz.

ŞİÖ'ye büyük önem veriyoruz

Arakçi: İran, ŞİÖ'ye resmi üye olarak katıldı. Bu örgüte büyük önem veriyoruz ve daha önce de söylediğim gibi, Güney ülkelerinin uluslararası düzende hak ettikleri yeri bulma çabalarını çok değerli buluyoruz.

Aynı zamanda, birçok ülkenin bu örgüte katılmaya istekli olduğunu görüyoruz ki bu başlı başına olumlu bir işaret. Ancak daha da önemlisi, bu yolu izleme ve üye ülkelerin güvenlik, ekonomik ve hatta kültürel sorunlarını Batılı ülkelerin alışılmışın dışında bir şekilde ele alma konusundaki gerçek irademiz.

Bu bağlamda, Şanghay İşbirliği Örgütü Sekreterliği'ne ve tüm üye ülkelere, özellikle ülkemizin nükleer tesislerine yönelik saldırı olmak üzere, İsrail ve ABD'nin İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik saldırgan eylemlerini kınadıkları için minnettar olduğumuzu belirtmek isterim.