Faslı Uzman: Siyonist Rejim İçin İran Sadece Bir Düşman Değil


Faslı Uzman: Siyonist Rejim İçin İran Sadece Bir Düşman Değil

İslam dünyası uzmanı, “İran İslam Cumhuriyeti ile Siyonist rejim arasındaki 12 günlük savaş, Filistin’in kurtuluşu ve özgürlük isteyen halkların küresel istikbara karşı yürüttüğü mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. Siyonist rejim, dünya genelinde uluslararası sloganların ve yasaların ifşa edilmesine neden olmuştur.” diye konuştu.

Tesnim Haber Ajansı - Faslı İslam düşünürü ve İslami düşünce konularında uzman olan Muhammed el-Hassani, “Siyonist rejim ve Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne dayattığı savaş karşısında İslam ümmetinin ve âlimlerinin sorumlulukları” başlıklı ve Dinî Gelecek Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen konferansta şu açıklamalarda bulundu: “Öncelikle, hiçbir koşulda göz ardı edilemeyecek bir konuyu inceleme davetiniz için teşekkür etmek istiyorum; çünkü bu mesele, Aksa Tufanı operasyonunun başladığı andan itibaren İslam ümmetinin yaşadığı anların ve dönüm noktalarının ayrılmaz bir parçasıdır.”

El-Hassani, Siyonist rejimle gerçekleşen her savaşın önemine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Siyonist rejimle yaşanan her çatışma, ayrıntılı şekilde incelenmesi gereken bir dönüm noktasıdır. Bunlardan en önemlilerinden biri, İran İslam Cumhuriyeti ile Siyonist rejim arasında gerçekleşen 12 günlük savaştır. Çünkü bu savaş, Filistin’in ve tüm dünya özgürlerinin küresel istikbarın pençesinden kurtulma mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu küresel istikbarın en önemli aracı ise Siyonist rejimdir. Bu rejim, dünya genelinde uluslararası sloganların ve yasaların ifşa edilmesine neden olmuştur.”

El-Hassani, “İki önemli noktaya değinmek istiyorum; Çünkü siyasi kelimelerin göz ardı edilmemesi gereken birden fazla anlamı vardır. Bu kelimeler, her iki tarafın da eylemlerini meşrulaştırmak için kullandığı kelimelerdir.” diye konuştu.

Faslı düşünür ve İslam düşüncesi uzmanı, öncelikle varoluşsal savaş meselesine değineceğini belirterek, “Bu, Siyonist rejimin siyaset ve stratejilerini üzerine kurduğu bir yaklaşımdır. Adaletsizliği temsil eden bu savaş, tüm etik ve uluslararası normlara göre mahkûm edilmelidir. Dolayısıyla İran İslam Cumhuriyeti’ne yapılan saldırı bu çerçeveden ayrı düşünülemez. Düşman, İran’ı sadece bir düşman değil, varoluşsal bir tehdit olarak görmektedir. Bu da gösteriyor ki savaş henüz sona ermemiştir.” ifadesini kullandı.

El-Hassani ikinci önemli nokta olarak İran İslam Cumhuriyeti’nin iç yapısına dikkat çekerek, “Siyonist rejimin saldırısı, İran halkının liderliğin etrafında birleşmiş yekpare bir yapıya dönüştüğünü göstermiştir. Bu aidiyet duygusu güçlendirilmelidir ve bu kazanım kalıcı hâle getirilmelidir. Güvenlik açısından bakıldığında, güvenlik sızmalarının önlenmesi ve bunlarla mücadele edilmesi en önemli öncelik haline gelmeli ve nükleer teknoloji meselesi gibi ele alınmalıdır.” söylediğini aktardı.

Son olarak, İslam ümmetinin içindeki birlik konusuna değinen el-Hassani şöyle dedi: “İran İslam Cumhuriyeti, tarihî bir anı yaşamaktadır. Bu an, ümmetin ve farklı siyasi akımların birlik ve beraberliğini güçlendirmek için fırsata çevrilmelidir. Bu hedef, pratik, metodik ve stratejik bir adıma dönüştürülmelidir.”

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler