Garibabadi: Masaya, karşı tarafa körü körüne güvenerek oturmadık, silahlı kuvvetlerle koordinasyondaydık


Garibabadi: Masaya, karşı tarafa körü körüne güvenerek oturmadık, silahlı kuvvetlerle koordinasyondaydık

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı bir televizyon programında şunları vurguladı: İran'ın nükleer mesele ve yaptırımların kaldırılması konusundaki hakları var ve İran aşırı talepleri kabul etmeyecek; müzakere masasına asla rehavet ve karşı tarafa körü körüne güvenerek gitmedik.

Tesnim Haber Ajansı - Pazar gecesi, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi özel bir haber programında, Siyonist rejimin müzakereler konusunda İran'a karşı aldığı yenilgiye atıfta bulunarak şunları söyledi: Eğer mağlup olarak müzakere masasına oturursanız, taleplerinizi yerine getirebilecek durumda olmadığınız anlamına gelir. Belki de ABD ve rejim bunu saldırganlıkla denedi, ancak başaramadılar ve biz kazandık.

Garibabadi şunları ekledi: Müzakereler için ilkeli tutumlarımız var ve bunlar hala devam ediyor. İran'ın nükleer mesele ve yaptırımların kaldırılması konusundaki hakları var ve İran aşırı talepleri kabul etmeyecek. Müzakere masasına asla rehavet ve karşı tarafa güven duygusuyla gitmedik ve her zaman her duruma hazırız. Siz müzakere masasındayken, savunma sektörünüz de mutlaka hazırdır.

Garibabadi şunları vurguladı: Kendi yolumuzu çizme konusunda daha kararlıyız. Bir görüşme olacaksa, ilkelerimizin hayata geçirilmesi gerekir. İran, görüşmeye zayıf bir konumdan girmeyecektir. Zaferin göstergesi, 12 günlük savaşın ardından birlik ve beraberliğe tanık olmamızdır.

İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı şöyle devam etti: Ateşkes talebini ABD yaptı. İran'ı bölge için bir tehdit olarak görenler, şimdi Siyonist rejimi bölge için asıl tehdit olarak görüyorlar. Bu bir zafer ve bir başarıdır.

Garibabadi ayrıca şunları söyledi: Bölge ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar, İran'ı destekleyen ve rejime karşı açıklamalarda bulundular. Arap ve İslam ülkelerinden gelen bu açıklamalar neyi gösteriyor? Elbette, bir kısmı stratejik değişimlerinden kaynaklanıyor. İran, rejime yalnızca nükleer programını savunmak için değil, bağımsızlığını ve egemenliğini savunmak için kararlı bir şekilde karşılık verdi. İslam ülkeleri de İran'ın tepkisinden faydalandı ve bölgedeki asıl tehdidin Siyonist rejim olduğunun farkına vardı.

Sessiz kalan ülkelerle ilgili olarak Garibabadi şunları söyledi: Siyonist rejimi taraflı olarak destekleyen birkaç ülke vardı ve özellikle üç ülkeden bahsediyorum: Almanya, İngiltere ve Fransa. Rejimin saldırganlığını destekleyen başka bir ülke görmedim. Amerika Birleşik Devletleri de saldırganlığa ortak oldu. İran'ın nükleer programını bir tehdit olarak gördüklerini ve önleyici savunma hakkına sahip olduklarını söylediler. Bu, hukuki açıdan tamamen yanlıştır.

Garibabadi şunu ekledi: İran'ın nükleer programı hiçbir zaman askeri bir nitelik taşımadı ve Ajans'ta İran'ın nükleer programının bir bomba inşa etmeye doğru saptığına dair hiçbir rapor yok. Nükleer silah sahibi olan iki rejimin İran'a nükleer silah peşinde olduklarını söylemeleri saçma değil mi! Argümanlarının ne teknik ne de hukuki bir dayanağı yok.

İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı, Ajans ile iş birliği konusunda şunları söyledi: Meclis kararına göre iş birliği askıya alınmış durumda ve karar mercii Milli Yüksek Güvenlik Kurulu. Bunu Ajansa da bildirdik ve şu anda İran'da herhangi bir denetim yok.

Müzakerelerin yeniden başlatılması yönündeki mesajlar konusunda şunları söyledi: Evet, saldırının başlangıcından bu yana müzakerelerin yeniden başlatılması yönünde mesajlar gönderiliyor. Savaş sırasında müzakereleri düşünmenin hiçbir anlamı yoktu. İran'ın stratejisi, saldırı devam ettiği sürece müzakere masasına oturmanın bir anlamı olmadığı yönündeydi ve mesajlara hiçbir yanıt verilmedi. Mesajlar şu anda devam ediyor. Bunlar inceleniyor ve şimdilik bir kenara bırakmış değiliz. Diyalog ve müzakere önerisi şimdiye kadar mesajlarda yer aldı ve bu öneriler mutlaka gündeme getirilecek.

Garibabadi şöyle devam etti: Müzakereler için bir dizi ilkemiz var ve ilgili makamlar tarafından bir karar alındığında, bu karar uygulanacaktır. İran son saldırıyı kazandı ve kazanan konumda olmak, haklarını savunmak için en iyi fırsattır ancak tüm sorunların müzakere masasında çözüleceği konusunda rehavete kapılmamalıdır.

Garibabadi şunu ekledi: Müzakereler iki ay sürmeseydi, bu savaş daha erken çıkabilirdi ve dünya ülkeleri size bu hakkı vermezdi. Mantıklı yolu seçtik ve aldanmakla ilgi sözler yanlış ve yersizdir. Biz müzakereler için toplantı yaparken, silahlı kuvvetlerimiz de ülkeyi savunmak için hazırlık toplantıları yapıyordu ve tamamen koordineliydik.

Garibabadi: ‘Dini Lider'in bu ülkenin başında olmasından çok mutluyum. Savaş sırasında Amerikalılar müzakere mesajı gönderdiler ve bu reddedildi. O zamanlar en iyi kararlar alındı. Hem savaşta müzakere önerisini hem de özverili savunma politikasını reddettiler. Devrim Liderinin kıymetini bilmeliyiz’ vurgusunda bulundu.

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler