İran'ın Saldırıları Sonucu Siyonistlerin Yaşadığı Göç Krizi/Haaretz: Her Şey Yok Oldu
İbranice Haaretz gazetesi, İran saldırıları sonucu yerlerini terk eden bazı Siyonist yerleşimcilerle yaptığı röportajda, İsraillilerin İran’ın saldırılarından kaynaklanan geniş çaplı ekonomik ve psikolojik krizden hâlâ acı çektiğini ancak kabinenin durumlarına yeterince önem vermediğini yazdı.
Tesnim Haber Ajansı- Siyonistlerin, İran’ın 12 günlük savaşta gerçekleştirdiği Gerçek Vaad-3 adı verilen operasyonşarı sonucu uğradıkları zarara dair damla damla bilgi vermeye devam ettiği bir ortamda, Haaretz gazetesi yeni bir haberinde İsraillilerin yaşadığı göç krizine değinerek şöyle yazdı: Geçtiğimiz Haziran ayında İran’ın gerçekleştirdiği füze saldırıları sonucu çok sayıda İsrailli aile evlerini kaybetti ve şu anda barınaksız durumdalar.
Her şey yok oldu
Altı yıl önce kocasıyla birlikte Fransa’dan işgal altındaki Filistin’e göç eden Fransız-İsrailli Meryem Kadore, Haaretz’e verdiği demeçte şunları söyledi: Geçen ay İran füzelerinin Tel Aviv’deki Ramat Gan yerleşiminde büyük hasara yol açmasından sonra evimiz tamamen yıkıldı ve bir anda her şeyimiz yok oldu.
Kadore şunları ekledi: Beni en çok üzen şey evimi kaybetmek değil, hayatımın yapısının tamamen mahvolması. Artık bir evimiz yok ve otelde yaşıyoruz.
Fransız vatandaşı olan bu İsrailli kadın, henüz hiçbir maddi tazminat alamadıklarını ve yardım almak için gerekli idari süreçlerin çok uzun sürdüğünü belirtti.
Siyonistlerin geniş çaplı göç hikâyesi
İran’ın yoğun füze saldırısı düzenlediği Beerşeva’daki Siyonist yerleşimcilerden Martin Kraus da şunları söyledi: 15 yıldır yaşadığımız evimiz İran’ın saldırısı sonucu tamamen yıkıldı ve gerçek anlamda mülteci olduk; bir süre akraba ve arkadaşlarımızın evinde kaldık, şimdi ise belirsizlik içindeyiz.
Kraus ayrıca, saldırıların işleri üzerinde de büyük etkisi olduğunu ve ana geçim kaynakları olan seramik atölyesinin yok edildiğini belirterek, bu savaş sonrası oluşan ağır maddi yükün hayatlarına yeniden istikrar kazandırmalarına engel olduğunu söyledi.
Kraus şöyle devam etti: Eşyalarımız farklı yerlerde dağılmış durumda, sabit bir günlük programımız yok, sürekli arabayla bir yerden bir yere taşınmak zorundayız. Ancak en acı veren şey, istikrarın yokluğu ve evimizi kaybetmiş olmamızdır.
Bet Yam yerleşimindeki apartmanı İran saldırılarında yıkılan 62 yaşındaki Siyonist yerleşimci Minda Ranglof ise şöyle konuştu: Saldırıdan sadece bir gün sonra hemen Bulgaristan’a, kızıma gittim ve durum sakinleştikten sonra bazı eşyalarımı toplamak için İsrail’e (işgal altındaki Filistin) geri döndüm; çünkü hiçbir şeyimi yanımda götürememiştim.
Bulgaristan’da yaşayan kızı Kristanya da Haaretz’e verdiği demeçte, maddi açıdan büyük sıkıntı içinde olduklarını, hiçbir birikimlerinin bulunmadığını ve şu anda kabineden maddi tazminat ve konut yardımı almaya çalıştıklarını, ancak bu süreçlerin çok uzun ve zor olduğunu, yetkililerin de mültecilerin durumuna yeterince ilgi göstermediğini belirtti.
Haaretz gazetesi haberinde şu ifadeleri kullandı: İran’ın İsrail’e yönelik şiddetli saldırılarından kaynaklanan kriz, ölümler ve yaralanmalarla sınırlı değildir. İsrailli ailelerin içine düştüğü kriz göz ardı edilmektedir; birçok aile evsiz kalmış durumda ve giderek artan ekonomik ve psikolojik krizlerden acı çekmekte ancak kabine onların durumunu ele almakta çok yavaş hareket ediyor.
Bu İbranice medya organı başka bir raporunda da şu ifadeleri kullandı: İsrailliler birçok savaştan geçti ve saldırı sirenlerine alışkınlar ancak İran’la olan savaş tüm savaşlardan farklıydı. Bu savaşta İsrail’e (işgal altındaki Filistin) fırlatılan ilk İran füzesi sadece Tel Aviv’in kalbine isabet etmedi; İsrail toplumuna ve kolektif ruhuna da büyük bir darbe indirdi ve onlara İsrail’in saldırılara karşı dokunulmaz olmadığını gösterdi.
Bu gazete şöyle devam etti: İran füzelerinin Ramat Gan, Tamra ve tüm İsrail şehirlerine (işgal altındaki Filistin) isabet etmesiyle İsraillilerin ödediği bedeli ve yaşadığı dehşeti görmek gerekiyor. İran füzeleri İsrail ile Gazze arasındaki farkı korkutucu şekilde azalttı. İran füzeleriyle vurulmuş İsrail şehirlerine baktığınızda, Gazze’deki yıkım manzaraları aklınıza geliyor.
Haaretz şu ifadelerle raporunu tamamladı: Tel Aviv ve Ramat Gan’daki yıkım görüntüleri, Beyt Laha ve Gazze şehrindeki yıkımları hatırlatıyor ve burada şunu anlıyorsunuz: Üzerinize bir buçuk ton patlayıcı yağması ne demek? Eğer İsrail, Gazze’ye tümüyle zafer hayalleri ve güvenlik kaygıları gözlüğünden değil, korku içindeki sivillerin gözünden bakabilseydi, savaşın yıkıcı sonuçlarını daha derin kavrayabilirdi.