Siyonistlerin Gerçek Vaad Operasyonu Korkusu: Askeri üsler şehirlerden çekiliyor
Yedioth Ahronoth gazetesi, Siyonist rejimin 12 günlük savaştan sonra askeri üsleri şehirlerden ve toplum merkezlerinden çekme yönündeki aceleci kararını belirtti.
Tesnim Haber Ajansı - Siyonist rejimin stratejik derinliğinin zaafiyeti İran'ın cezalandırıcı Gerçek Vaad-3 operasyonu sırasında ortaya çıktıktan sonra, rejim yetkilileri paniğe kapılarak askeri üsleri şehir merkezlerinden çekme planı formüle ettiler ve şimdi bunu uygulamakla meşguller.
Yaklaşık 60.000 yeni konut biriminin inşasını kapsayan bu plan, gelecekteki hassas saldırılardan duyulan korkuyu açıkça ortaya koyuyor.
Cezalandırıcı Gerçek Vaad-3 Operasyonu ve ve Demir Kubbe hava savunma sisteminin zayıflıklarının net bir şekilde ortaya çıkmasının ardından, siyonist kaynaklar, işgal altındaki Filistin’in merkezi bölgelerindeki kalabalık şehirlerden askeri üslerin acil tahliyesine başlandığını duyurdu. İsrail Arazi İdaresi, bu hareketin yaklaşık 60.000 yeni konut birimi inşa etmek için değerli arazileri serbest bırakmayı ve marjinal ve uzak bölgeleri güçlendirmeyi amaçladığını duyurdu.
Bu aceleci karar, Gerçek Vaad-3 operasyonunun 22. dalgasında Tel Aviv'in kalbindeki İsrail ordusu genelkurmay başkanlığı (Kiriya) dahil olmak üzere hassas askeri üslerin yakınındaki binalara çok sayıda füze isabet etmesinden sonra alındı.
Bu, rejim liderleri arasında bu merkezlerin gelecekteki herhangi bir çatışmada hedef alınabileceği konusunda derin bir korku yarattı.
Üslerin taşınması planı rejimin kabinesi tarafından 2011'den beri onaylanmış olsa da ve ordunun genel karargahının taşınması gibi bazı planlar 2030 için planlanmıştı ancak şimdi, yeni zaafların baskısı altında, Siyonist yetkililer bunu acilen ve planlanandan önce uygulamaya koymaya çalışıyor.
Örneğin, sırasıyla 2027'de işgal altındaki Kudüs'e ve güneye taşınması planlanan Ramat Sharon'daki istihbarat üssü ve bitişiğindeki askeri akademi, şimdi acil taşınma için ilk sıraya alınmış durumda. Rejimin yetkilileri, önümüzdeki iki yıl içinde bu üslerin bulunduğu yerlere 7.500 yeni konut birimi inşa edilmesine izin vermek için belediyeyle bir anlaşma imzalamayı planlıyor.
Dikkat çekici nokta, siyonist rejimin Maliye Bakanlığı’nın, özellikle işgal altındaki Filistin’in merkezindeki üslerin hızla tahliye edilmesi için yoğun baskı yapmasıdır. Bunun nedeni ise, bu üslerin bulunduğu çok değerli arazilerin satışından elde edilecek devasa mali kâr ve rejim karar alıcıları için ekonomik çıkarların diğer tüm hususlara üstün gelmesidir.
Rejim Arazi İdaresi, Savaş Bakanlığı'nın işgal altındaki Filistin'deki üsler ve eğitim alanları için en büyük arazi miktarını elinde bulundurduğunu kabul etti. Yetkililer, üslerin kenar bölgelere taşınmasının bu bölgelerde nüfus yoğunluğunu artıracağını iddia ediyorlar. Oysa bu hamle, gerçekte, askeri hedefleri merkezden uzak bölgelere dağıtarak gelecekteki savaşlarda yaşanacak kayıpları azaltmaya yönelik bir girişim.
Siyonist rejimin şehir merkezlerinden askeri üslerini çekme kararı, her ne kadar konut inşası ve kenar bölgeleri güçlendirme gibi ekonomik ve imar projeleriyle gerekçelense de, özünde İran’ın misilleme saldırıları karşısında bu rejimin savunma ve güvenlik doktrininin başarısızlığını ve savunmasızlığını açıkça itiraf etmektedir.
Gerçek Vaad-3 operasyonu net bir şekilde gösterdi ki, bir zamanlar siyonist rejimin en büyük gücü olarak görülen stratejik derinliği, artık onun zayıf noktasına ve en büyük kırılganlığına dönüştü.
Hayati askeri altyapıların şehir dokusuyla iç içe geçmiş olması nedeniyle, bu tür yıkıcı ve nokta atışı saldırıların tekrarlanması korkusu, rejim liderlerini pahalıya mal olacak, aceleci bir geri çekilmeye zorlamaktadır.
Bu kapsamlı çekilme, güçten kaynaklanan stratejik bir adım değil, aksine korkudan kaynaklanan taktiksel bir kaçış ve gelecekteki olası bir çatışmada kayıpları azaltmak için çaresizce askeri hedefleri dağıtma girişimidir.
