Arakçi: Uranyum zenginleştirme milli bir iftihardır ve kesinlikle korunacaktır

Tesnim Haber Ajansı – İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, Amerikan CBS kanalına verdiği röportajda, Fordo’daki zararların boyutuyla ilgili şöyle dedi: Şu anda Fordo’da ne olduğu hakkında kimsenin kesin bir bilgisi yok. Bildiğim kadarıyla hasar çok büyük ve çok ciddi. Ancak İran Atom Enerjisi Kurumu durumu inceliyor ve sonuçları hükümete bildirecek.

Arakçi, İranlı denetçilerin Fordo’ya erişip erişemediği sorusuna ise şu yanıtı verdi: Bu soruyu Atom Enerjisi Kurumu yanıtlamalı, onlar durumu değerlendiriyorlar.

Arakçi, Trump’ın defalarca dile getirdiği, “ABD saldırılarında İran’ın nükleer tesislerinin yok edildiği” iddiaları hakkındaki soruya ise şu cevabı verdi: Görünen o ki zarar çok ağır ve çok ciddi. Tekrar ediyorum, elimde kesin bilgi yok ama şu an için kullanılamaz durumdalar. Ne kadar sürede yeniden faaliyete geçerler ya da geçebilirler mi, bunun incelenmesi gerekiyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürünün, İran’ın önümüzdeki birkaç ay içinde yeniden zenginleştirme yapabileceği yönündeki açıklamasına ilişkin olarak Arakçi şöyle konuştu: Bakınız, onun değerlendirmesi İran’daki zenginleştirme teknolojisi ve bilgisine dayanıyor. Bu açıdan evet, bence haklı çünkü bizim zenginleştirme endüstrimiz yerli bir endüstri. Dışarıdan alınan bir şey değil ki bombardımanla yok edilebilsin.

İran Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: Nükleer enerji artık İran’da bir bilim ve teknolojiye dönüşmüştür ve açıktır ki teknolojiyi bombalayarak yok edemezsiniz. Bu nedenle eğer yeniden ilerleme irademiz olursa – ki bu irade kesinlikle vardır – tüm bu zararları hızla onarıp telafi edebiliriz. Bu da tesislerin dokunulmaz olduğundan değil, teknolojinin dokunulmaz olmasından kaynaklanıyor; çünkü bu teknoloji bilim insanlarımızın zihninde ve bilgisinde mevcuttur.

Arakçi, İran’ın gelecekteki zenginleştirme planlarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: İsrail ve Amerika rejimlerinin saldırılarından sonra durumu değerlendiriyoruz, politikalarımız şekilleniyor. Gerçek şu ki, biz zenginleştirme sanayisi için çok çaba sarf ettik. Bilim insanlarımız büyük emek verdi, halkımız sabretti, bu uğurda 20 yılı aşkın süredir çok ağır yaptırımlara maruz kaldık. Bizi BM Güvenlik Konseyi’ne taşıdılar, bilim insanlarımızı suikastle öldürdüler, tesislerimize sabotaj düzenlediler. Ancak tüm bu yıllar boyunca, zenginleştirme programımızın barışçıl kalması için uğraştık ve uluslararası topluma bunun tamamen barışçıl olduğunu kanıtlamaya çalıştık. Hatta bir kez anlaşmaya vardık ve bu, tüm dünyada diplomatik bir başarı olarak kutlandı ama maalesef ABD anlaşmadan çekildi.

Arakçi sözlerini şöyle sürdürdü: Tüm bu yıllar boyunca sabrettik. Zenginleştirme, İran halkı için bir gurur ve ulusal onur meselesine dönüştü. Şimdi bunun için savaştık da yani çok önemli bir unsur daha eklenmiş oldu o da 12 günlük ağır bir savaşa girmiş olmamız. Bu nedenle hiç kimse bu sanayiyi bir kenara koyacağını düşünmesin. Bu bir onur ve ulusal gurur meselesidir, mutlaka korunacaktır ve bunu korumak için kesinlikle çaba göstereceğiz. Elbette nükleer programımız hala barışçıldır ve nükleer silah üretme niyetimiz yok.

İran Dışişleri Bakanı ayrıca şunları ekledi: Bu silahlar, Liderimizin fetvasına göre haramdır ve güvenlik doktrinimizde hiçbir yeri yoktur. Umarım dünya, özellikle Batı, şunu anlar ve kabul eder ki İran halkı, barışçıl amaçlar için nükleer haklarından yararlanma hakkına sahiptir ve bu haktan asla vazgeçmeyecektir.