Irevani: İran'ın açık saldırıya karşı kendini savunma hakkı saklıdır


Irevani: İran'ın açık saldırıya karşı kendini savunma hakkı saklıdır

İran’ın BM Temsilcisi, Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, ABD’nin 22 Haziran 2025’te İran’a düzenlediği saldırıyı ve 13 Haziran’daki İsrail saldırısını uluslararası hukukun açık ihlali olarak niteleyerek şiddetle kınadı.

Tesnim Haber Ajansı- İran’ın BM Temsilcisi Emirsaid İrevani, İran’ın uluslararası hukuka ve BM Şartı’nın 51. maddesine dayanarak kendini savunma hakkı bulunduğunu belirtti. İran’ın karşılık verme zamanını, yöntemini ve boyutunu kendi silahlı kuvvetlerinin belirleyeceğini vurguladı: ‘Şimdi, İran, uluslararası hukuka dayanarak, ABD ve onun vekili İsrail rejiminin bu apaçık saldırganlığına karşı kendini savunmak için meşru ve tam hakkını saklı tutuyor. İran'ın orantılı ve karşılıklı tepkisinin zamanlaması, türü ve boyutları silahlı kuvvetlerimiz tarafından belirlenecektir’ dedi.

‘Bugün, Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasi tarihine bir utanç lekesi daha eklendi’ diyen İrevani, İsrail’in ABD’yi yeni bir savaşa sürüklediğini ve ABD'nin Netanyahu'nun siyasi çıkarları için hareket ettiğini belirtti: ‘Gayrimeşru İsrail rejimi Batı'nın "kirli işlerini" yapmayı başaramayınca, Donald Trump, 22 Haziran 2025 Pazar gününün erken saatlerinde bu iğrenç senaryonun en utanç verici kısmını bizzat ve doğrudan uygulamaya zorlandı’ dedi.

Siyonist rejimin vahşi saldırısının son 10 günü boyunca, BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı da dahil olmak üzere uluslararası kurumlara gerekli tüm bilgiler ve uyarıların sağlandığını belirten İrevani, bu kurumların içi boş ve etkisiz olduğunu bir kez daha kanıtladığını belirtti.

ABD’nin geçmişte Irak, Afganistan ve Libya’daki askeri müdahalelerle bölgeleri istikrarsızlaştırdığına ve uluslararası hukuku ihlal ettiğine dikkat çeken İrevani General Kasım Süleymani'nin ABD tarafından şehit edilmesinin de, hukuka aykırı ve teröristçe bir eylem olarak tarihte yer ettiğini vurguladı.

İran’ın barışçıl nükleer programını defalarca şeffaf şekilde ortaya koyduğunu, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararı doğrultusunda taahhütlerine bağlı kaldığını söyledi.

İsrail’in yıllardır İran’ın nükleer silah geliştirdiğine dair asılsız ve delilsiz iddialar yaydığını ifade eden İrevani, BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA), İsrail’in ve ABD’nin eylemlerine karşı sessiz kalmasını çifte standart ve tarafgirlik olarak nitelendirdi.

Bu kurumların güvenilirliğinin zedelendiğini ve gelecekte diğer ülkelere de benzer saldırıların kapısını aralayabileceğini savunan BM temsilcisi İran’ın, 15 Haziran'da ABD ile yapılması planlanan yeni diplomatik görüşmelere hazırlandığını; ancak İsrail’in bu süreci bilerek sabote ettiğini belirtti. ABD’nin de bu sürece saygı göstermeyerek diplomasiyi baltaladığını söyledi.

İran’ın, Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi uyarınca sahip olduğu doğal ve yasal meşru müdafaa hakkı çerçevesinde hareket etmekte olduğunu belirten İrevani, ‘Uluslararası hukuka uygun olarak halkımızı, ulusal egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü, ulusal ve hayati çıkarlarımızı ve barışçıl nükleer programımızı korumak için gerekli ve uygun tüm önlemleri alacağız’ ifadelerini kullandı.

İrevani: ‘13 Haziran'daki İsrail saldırısı ve 21 Haziran'daki ABD hava saldırıları boşlukta gerçekleşmedi, ABD ve Avrupa ortakları olan Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya'nın yasadışı ve siyasi amaçlı eylemlerinin ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü'nün taraflı eylemlerinin doğrudan bir sonucudur’ dedi.

İrevani, BM Güvenlik Konseyi’nin, 7. Bölüm kapsamında acil harekete geçmesini ve şu adımları atmasını talep etti: İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı işlenen apaçık saldırıları, ihlalleri ve iğrenç suçları şiddetle kınamalı, Saldırganlara karşı etkili yaptırım önlemleri almalı ve Amerika Birleşik Devletleri ile Siyonist rejimin tam hesap vermesini talep etmeli, Siyonist rejimin nükleer tesislerini UAEA denetimi altına almalı.

Konuşmasını, BM'nin sessiz kalmasının bir tür suç ortaklığı olacağı ve eğer bu tutum sürerse uluslararası hukukun çöküşüne neden olacağı yönünde bir uyarıyla sonlandırdı. BM’nin bu kriz karşısında ya adaletin yanında durarak tarihî bir sınavı başarıyla geçeceğini ya da sessizliğe gömülerek itibarını sonsuza dek yitireceğini belirtti.

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler