Arakçi: Amerika saldırganlığıyla diplomasi yolunu tıkadı / İran karşı önlem alacak

Tesnim Haber Ajansı- İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye giden İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, ABD’nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarına yanıt olarak İstanbul'da bir basın toplantısına katıldı.

Müzakere yolunun hala açık olup olmadığı konusunda Arakçi şunları söyledi: Tahran ile iletişime geçtim, ancak hasar seviyesi hakkında bilgim yok ancak hasar seviyesinin önemli olduğunu düşünmüyorum. İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırının kendisi yasaların ihlalidir ve kınanması gereken bir ihlaldir.

Haklarımızı gerektiği kadar savunacağız

Dün gece bölgesel düzeyde dışişleri bakanlarıyla görüştüm ve hepsi endişeli ve İsrail rejiminin saldırganlığının sona ermesini talep ediyorlar. Müzakerelerin kapısı her zaman açık olmalı, ancak ülkem işgal edildi ve kendimizi hakkımıza dayanarak savunmalıyız ve gerektiği kadar bunu yapmaya devam edeceğiz.

Bu saldırı, Amerika'nın İran halkına karşı düşmanlığını yansıtıyor

Avrupalılarla Cenevre'de ilk bakanlar düzeyindeki toplantıyı yaptım ve dün Türkiye'deki mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştirdik. Birdenbire Amerikan güçlerinin saldırganlığıyla karşı karşıya kaldık. İran, nükleer tesislerine yönelik bu Amerikan saldırganlığını en güçlü şekilde kınıyor. Bu, uluslararası hukukun açık bir ihlalidir ve Amerika bu açık saldırganlıktan sorumludur.

Birleşmiş Milletler üyesi bir devletin egemenliğine saldırgan Siyonist rejimle işbirliği içinde yapılan Amerikan saldırısı, Amerika'nın İran halkına karşı düşmanlığını yansıtıyor. Ulusal egemenliğimizden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz ve gerekli tüm araçları kullanarak önlemler alacağız.

Güvenlik Konseyi ve UAEA harekete geçecek

Trump savaşları sona erdirme vaatlerine dayanarak seçildi ancak bu vaatleri çiğnedi ve bir suçlunun taleplerine boyun eğdi. Ulusların haklarına saldıran bir suçlu. İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı, Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı Kararı'nın ihlali ve saldırganlık olarak kabul edilir ve bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu saldırganlığı, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi sisteminin ihlalidir.

Güvenlik Konseyi ve Atom Enerjisi Ajansı, uluslararası hukukun bu açık ihlaline yanıt olarak harekete geçmelidir.

Amerika Birleşik Devletleri bu saldırganlıkla diplomasiye giden yolu tıkadı

Bu saldırganlık, barış ve istikrara karşı düşmanca bir eylemdir ve İran, Güvenlik Konseyi'ni acil bir toplantı toplamaya ve bu saldırganlığı şiddetle kınamaya çağırıyor. Bu konudan Ajans ve Genel Müdürü sorumludur. Savaş peşindeki ülkelere ve İsrail rejimine yeşil ışık yakan müdür, İran'ın nükleer tesislerine saldırılması konusunda sorumluluklarını yerine getirmelidir.

İran'ın nükleer tesisleri Ajans'ın gözetimi altındaydı ve ABD bu saldırganlıkla diplomasiye kapıyı kapattı. ABD'nin bu kötü niyetli eylemi uluslararası barış ve istikrara aykırıdır ve İran'ın BM Sözleşmesi'ne dayanarak kendini savunma hakkı vardır. Yasal dayanak İran'a çıkarlarını, egemenliğini ve halkını savunma hakkı vermiştir.

Tahran ile iletişime geçtim ancak hasar seviyesi hakkında bilgim yok ancak hasar seviyesinin önemli olduğunu düşünmüyorum, daha ziyade İran'ın nükleer tesislerine yapılan saldırı yasaların ihlali olarak kabul ediliyor. Kınanması gereken bir yasa ihlali. Dün gece bölgesel düzeyde dışişleri bakanlarıyla görüştüm ve hepsi endişeli ve İsrail rejiminin saldırganlığının sona ermesini talep ediyorlar. Müzakere kapısı her zaman açık olmalı ancak ülkem saldırıya uğradı ve kendimizi hakkımıza dayanarak savunmalıyız ve gerektiği sürece bunu yapmaya devam edeceğiz.

İran müzakerelere başlamıştı ve müzakerelerin ortasında İsrail müzakereleri mahvetti ancak bu sefer Amerika müzakereleri mahvetmeye karar verdi. Saldırıya uğradığımızda diplomasi sürecindeydik. Müzakerelere ve diplomasiye ihanet eden Amerika'ydı. İsrail'e yeşil ışık yakan Amerika'ydı. Bence onlar diplomasi adamı değiller ve sadece güç ve tehdit dilinden anlıyorlar ve bu kötü. Amerika, BM Şartı'na saygı duymadığını ve bu konuda hiçbir yasaya uymadığını gösterdi.

Amerika'nın çiğnemediği kırmızı çizgi yok. Daha dün gece bir kırmızı çizgiyi daha çiğnedi. Kayıplarımız sadece nükleer tesislerde değil, aynı zamanda hedef alınan BM Şartı ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması için de daha büyük bir kayıp.

ABD'nin tehditlerine yanıt

Tepki sadece İran için değil, uluslararası toplum ve BM Şartı tehdit edildi. İran'ın programının barışçıl olduğunu göstermek için yirmi yıldır çabalıyoruz ve 5+1 dahil diğer taraflarla diyaloğumuz oldu ve bir anlaşmaya varıldı ancak onlar diyaloğu terk etti ve tehditlere yöneldiler. Amerika bizi tehdit etmeye devam ediyor ve uluslararası toplum bu tehditleri kınamalı aksi takdirde uluslararası hukuktan geriye hiçbir şey kalmayacak. Güvenlik Konseyi sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Egemenliğimizi ve milletimizi savunacağız ve İran milleti kendilerine karşı adaletsizlik yapıldığını biliyor ve egemenliklerinin yanında duruyorlar.

İran nükleer bir süper güç (Amerika) ve nükleer silahlara sahip bir rejim tarafından saldırıya uğradı, oysa İran'ın nükleer silahı yok. Bu saldırı kınanmalı, aksi takdirde Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması hedef alınmış olur. İran gibi bir ülke ve barışçıl nükleer enerjiye sahip olmaya çalışan herhangi bir ülke neden saldırıya uğrasın? Almanya Cumhurbaşkanı'nın İsrail'in Avrupa için kirli işler yaptığını açıklaması utanç verici bir tutum ve İsrail'in bu eylemlerini kendi savunmalarıyla uyumlu olarak görüyorlar.

Rusya ve Çin'in tutumları

Bu öğleden sonra Moskova'ya gidip Sayın Putin ile görüşeceğim. Rusya, İran'ın dost bir devleti olarak kabul ediliyor ve stratejik bir ortaklığımız var. Her zaman birbirimizle istişare ediyor ve tutumlarımızı koordine ediyoruz. Rusya ile müzakerelerde kaydedilen ilerlemeleri paylaştık. Yarın Sayın Putin ile ciddi görüşmelerim var ve Rusya ve Çin'in düşmanca eylemleri önlemek için bir çözüm sunmaya çalıştığını biliyoruz. Gelecekteki eylemler hakkında onlarla istişare edeceğim.

Bu saldırı dünya barışına yönelik

Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüştüm ve bazı ülkeler olumlu bir rol oynamak istiyor ve İran'a yönelik saldırıları durdurmak için arabuluculuk yapmaya çalıştıklarını duyurdular. Türkiye ve diğer ülkeler, özellikle tüm İslam ülkeleri bu suçları kınadı. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir üyesi olarak, muhataplarımızla istişare ettik ve bu konuda ortak bir bildiri yayınlandı ve saldırganlığı durdurmak için yayınlandı. Dün geceki saldırı sadece İran'a yönelik bir saldırı değil, ihlal edilen Birleşmiş Milletler yasalarına yönelik bir saldırıydı.

ABD’nin saldırısı Siyonist rejimin hedeflerine ulaşamadığını gösteriyor

Bu saldırı dünya barışına yönelik büyük bir saldırıydı ve ABD davranışlarına bakmalı ve bu eylemler barış ve istikrarı yıkıcıdır. Dün geceki saldırılar, Siyonist rejimin İran'a karşı hedeflerinden hiçbirine ulaşamadığını ve İran’a karşı krizde olan bir rejim olduğunu gösterdi. Rejim ABD tarafından destekleniyor ve ABD rejimin suçlu başbakanına yardım etmeye çalışıyor. Bu, Amerika'nın İsrail rejiminin etkisi altında olduğunu gösteriyor. İran ordusu hazır ve biz de çıkarlarımızı, egemenliğimizi ve ulusumuzu savunmaya hazırız. Onurumuzu savunmalıyız.

Saldırılar durursa bir karar vereceğiz

Batılı ülkelere hiçbir zaman güvenmedik ve şimdi onlara güvenmemek için birçok neden var. Elbette diplomasiye giden kapı açık, ancak şu anda müzakerelere nasıl kapı açacağımıza karar verecek durumda değiliz. Bekleyip saldırılara karşılık vermeliyiz ve saldırılar durursa bir karar vereceğiz.

Witkoff ile yaptığım müzakereler dolaylıydı ve görüşmeler Umman Dışişleri Bakanı aracılığıyla gerçekleşti ve müzakereler durduğunda, özellikle Umman ve diğer ülkeler aracılığıyla çeşitli kanallardan mesajlar almaya devam ediyoruz ve gerekirse bu mesajlara cevap vereceğiz.