PKK Feshedildi; Sıra Ne Zaman PJAK’a Gelecek?


PKK Feshedildi; Sıra Ne Zaman PJAK’a Gelecek?

PKK'nın fesih kararının ardından terör örgütü PJAK liderleri, faaliyetlerine bağımsız olarak devam edeceklerini açıkladı. Ancak PJAK'ın yabancı bir istihbarat servisinin desteği olmadan  varlığını sürdürmesi mümkün değil.

Tesnim Haber Ajansı- Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayan PKK, bu kongrede aldığı kararları kamuoyuna açıkladı.

İmralı Cezaevi'ndeki PKK lideri Öcalan 27 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yanı sıra Avrupa Birliği'nin (AB) ve ABD dâhil birçok ülkenin de terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'ya kendini feshetme ve silah bırakma çağrısında bulunmuştu.

PKK, Öcalan'ın çağrısının ardından düzenlediği olağanüstü kongresinde fesih ve silah bırakma kararı aldığını duyurdu.

Bu örgütün feshedildiği ve silahlı eylemlerine son verildiğinin açıklanmasının ardından, PKK’nın İran kolu PJAK terör örgütünün akıbeti hakkında sorular gündeme geldi.

PJAK'ın ortak komutanı Emir Kerimi, 19 Mayıs'ta Arian TV'ye (PJAK'ın medya kuruluşu) verdiği röportajda, "Ne kendimizi feshedeceğiz ne de silahlarımızı bırakacağız. Bu kararı herkesin anlaması için tam bir şeffaflıkla duyurulur" dedi.

PJAK'ın bu tutumu, bu terör örgütünün 90'larda (İran takvimine göre) ülkenin kuzeybatı bölgelerinde Devrim Muhafızları Ordusu'nun kara kuvvetlerinden aldığı ağır darbelere rağmen terör eylemlerini sürdürmek istediğini gösteriyor. Ancak temel soru şu; PJAK,  destek almadan İran'a karşı askeri eylemde bulunabilecek mi? Bu soruyu cevaplamak için PJAK'ın kuruluş ve faaliyetlerinin tarihine bir göz atmalıyız.

Kürdistan Özgür Yaşam Partisi veya PJAK, 2004 yılında İran Kürtlerinin haklarını savunma iddiasıyla faaliyetlerine başlayan bir terör örgüttür. Bu örgüt, ideolojik olarak kendisini terör örgütü PKK ve kurucusu Abdullah Öcalan'ın takipçisi olarak görmektedir, ancak yapı ve işlev açısından PKK'dan tamamen bağımsız olarak faaliyet gösterdiğini iddia etmektedir.

PJAK'ın kuruluş dönemi ve İran'a karşı silahlı faaliyetlerine başlaması, ABD'nin Irak'a saldırması ve Saddam rejiminin devrilmesi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) özerklik ilan etmesiyle aynı zamana denk geldi. Bu örgüt Saddam rejiminin Irak'ta devrilmesiyle oluşan atmosferden yararlanarak kurulmuştur.

İran'ın kuzeybatısındaki bazı bölgelerini ve yaylalarını işgal etmek ve bu bölgelerdeki varlığını genişletmeye devam etmek için faaliyetlerine başlayan PJAK'ın ilk aşamada başarılı oldu.

Ancak Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri, 2011 yılından itibaren PJAK terör örgütüne karşı bir dizi operasyon başlattı ve nihayetinde 2016 yılında işgal altındaki tepeler kurtarıldı ve zor durumda kalan terör örgütü ülkemizin sınırlarının ötesine çekildi.

Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri'nin başarılı operasyonları sonrasında PJAK'ın Dördüncü Kongresi'nde bu grubun liderlik sistemi değiştirildi ve bundan sonra örgütün liderliğinin bir erkek ve bir kadından oluşacak şekilde ortak olarak devam etmesi kararlaştırıldı.

Bu nedenle, PJAK'ı 2013'e kadar bağımsız olarak yöneten Abdurrahman Haci Ahmedi, Ovindar Rinas ile birlikte örgütün liderliğini üstlenmek zorunda kaldı. Daha sonra, 2015'te Beşinci PJAK Kongresi, Siamand Moini ve Zeylan Vejin'i PJAK'ın yeni liderleri olarak tanıttı. Şu anda, Emir Kerimi ve Peyman Vian terör örgütünün ortak liderleridir.

Ülkenin kuzeybatı bölgesi PJAK teröristlerinden temizlendikten sonra, PJAK güçlerinin Kuzey Irak'ta konuşlandırılması devam etti ve ABD ile Siyonist rejimin istihbarat servislerinin bu terör örgütüne verdiği destekle terör faaliyetlerinin dağınık bir şekilde devam etti.

PJAK terör örgütü hakkında dikkat çeken bir nokta da bu örgütün Komala, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP)  ve Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) gibi diğer ayrılıkçı gruplarla işbirliği yapmamasıdır. Yukarıda adı geçen ayrılıkçı gruplar, ABD ve Siyonist rejimin desteğiyle 2022’de İran karşıtı eylemler için ortak bir işbirliği odası oluşturduklarında bile PJAK bu odaya üye olmadı ve İran karşıtı faaliyetlerini bağımsız olarak sürdürdü.
Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri Ekim 2022’de ülkenin kuzeybatı bölgesindeki PJAK ve diğer ayrılıkçı terör gruplarına karşı "Rebii’’ adlı bir dizi operasyon yürüttü. Bu operasyonlar sırasında ayrılıkçı grupların çeşitli karargahları, füze ve insansız hava araçları saldırılarıyla hedef alındı ve ciddi hasar gördü.
Rebii operasyonlarının başarılı bir şekilde uygulanmasının ardından, Tahran ve Bağdat arasında ayrılıkçı ve terör gruplarının Kuzey Irak’tan silahsızlandırılması ve kovulması için bir güvenlik anlaşması imzalandı. Şimdiye kadar anlaşmanın örgütün sınır yakınındaki üsleri ile komuta merkezlerinin tahliyesi, grup üyelerinin ailelerinin IKBY’nin derinliklerine nakledilmesi ve bir dizi teröristlerin silahsızlandırılması gibi bazı kısımları uygulandı. Erbil hükümeti, bu bölgenin topraklarının İran karşıtı güvenlik eylemleri için kullanılmasına izin vermeyeceğine söz verdi.

Şimdi, PKK'nın fesih kararıyla birlikte, PJAK'ın ideolojik dayanağını yitirdiği ve İran'a karşı terör faaliyetleri, güvenlik karşıtı eylemler ve ayrılıkçı operasyonlar yürütmede eskisinden çok daha fazla sorunla karşı karşıya olduğu anlaşılıyor ancak yine de PJAK’ın akıbeti ve faaliyetleri hakkında farklı görüşler gündeme getiriliyor. Çoğu uzman, PKK'nın dağılmasıyla birlikte, güçlerinin ve ekipmanlarının bir kısmının PJAK'a devredileceğine, ancak PJAK'ın gücü eğitme ve örgütleme konusundaki zayıflığı nedeniyle İran'a karşı bağımsız operasyonlar yürütmesini engelleyeceğine inanıyor.

Bu konuda Mersad düşünce kuruluşunun Kürt masasında uzman olan Muhsin Emini, şunları kaydetti:
‘’PKK'nın dağılmasından sonra, büyük bir değişiklik olmadığı sürece PJAK'ın gelecekteki rolü ve etkisinin azalması öngürebilir.

Emini şunları belirtti: Bu örgünün etkisi neden azalır? Çünkü PJAK örgütsel ve lojistik yapısı PKK'ya bağımlı hale geldi. Bu örgüt, ideolojik ve askeri eğitim (Kandil Dağları ve benzeri bölgelerde) açısından Abdullah Öcalan'ın öğretileri ile PKK'nın Marksist-milliyetçi yaklaşımlarına bağlıdır.’

İranlı uzman şöyle devam etti: ‘Askeri eğitim ve örgütsel destek azalır ve Kandil üsleri yok edilirse, PJAK'ın gerilla gücü doğal olarak azalacaktır. Ayrıca örgütün unsur devşirme gücü de azalacaktır zira bu sürecinin büyük bir kısmı terör unsurlarının Kandil'e taşınmasına ve oradaki ideolojik ve askeri eğitimlere dayanıyor. Bu ortam olmadan, yalnızca askeri eğitim kesintiye uğramakla kalmaz, aynı zamanda ‘ideolojik eğitim’ süreci de kaybolur.

Bu uzman: 'İran, Türkiye ile diplomasi yoluyla veya bağımsız olarak, boş alanı doldurabilir ve PJAK'ın yerini pratik olarak sınırlayabilir. Bu nedenle, yakın bir gelecekte PJAK'ın manevra gücünde bir azalma yaşanabilir.' değerlendirmesinde bulundu.

Artık PJAK yabancı istihbarat servisler tarafından desteklenmezse, bu grubun İran'a karşı bağımsız olarak operasyonlar yürütmesi mümkün değil. Bu durum İran ve Irak'ın bu örgütü dağıtması için önemli fırsat yaratacaktır.

Ancak, Kürt ayrılıkçı gruplarının Siyonist rejimle ilişkilerinin tarihi, onlarla mücadele sürecinde herhangi bir ihmalin Siyonist rejimin lehine olacağını gösteriyor.

Mevcut durum ve PJAK terörist cephesinde oluşan zayıflık göz önüne alındığında, Türkiye'nin yürüttüğü çaba ve baskı yoluyla PKK'yı dağıtabildiği gibi, İran İslam Cumhuriyeti'nin de PJAK’ı bölgeden söküp atması gerektiği anlaşılıyor. Böylece gelecekte bu örgütün ABD ve İsrail tarafından güçlenmesi engellebebilir. Elbette, bu konuda Erbil ve Bağdat hükümetleri de iki ülke için güvenlik sağlama rollerini ve görevlerini ve ortak güvenlik anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmelei şarttır.

En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler