Arakçi: Amerika'nın amacı zenginleştirmeyi engellemekse anlaşma olmaz

Tesnim Haber Ajansı - İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi, İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakerelerin beşinci turundan önce, özel bir haber programında İran'ın dış politikası hakkında konuştu.

Eyaletler dış politikanın kollarıdır

Arakçi, Şiraz kentinde düzenlenen bölgesel eyalet diplomasisi konferansı hakkında şunları söyledi: Parlamentoya sunduğum programlardan biri de eyalet diplomasisinin tartışılmasıydı. Bu, ülkenin eyaletlerinin, özellikle sınıra bitişik olanların kapasitelerini kullanmaları gerektiği anlamına geliyor. Bazı eyaletler dış ilişkiler seviyesinde etkili ancak bunun artırılması gerekiyor.

Arakçi şunu ekledi: Dış politika merkezi bir konudur ve ademi merkeziyetçilik kabul edilemez. Amacımız eyaletlerin dış politikanın bir kolu olarak dış ilişkilere katılmasıdır. Bazı eyaletler komşu iller seviyesinin ötesinde kullanılabilecek bir kapasitesi vardır.

İran Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: Bu konferansa Fars Körfezi ülkelerinin büyükelçilerini ve başkonsoloslarını davet ettik ve bu kişilerle birlikte eyalet yetkilileri de davet edildi.

ABD ile müzakereler konusunda komşularımızla istişare edeceğiz

İran'ın iyi komşuluk politikasına atıfta bulunan Arakçi şunları söyledi: Bu politika her zaman gündemimizdeydi ve bu bağlamda Şehit Reisi ve Şehit Emir Abdullahiyan'dan bahsetmek yerinde olur. Komşuluk ilişkilerimiz şu anda çok iyi durumda. İran-ABD müzakereleri konusunda komşularımızla düzenli olarak istişare ediyoruz.

Arakçi: ‘Bu eyalet işbirliği, sınırların diğer tarafıyla ekonomik, politik ve kültürel operasyonları güçlendiriyor’ dedi.

Müzakerelerde haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz

Arakçi, İran-ABD müzakerelerinin beşinci turu ve İran'ın anlaşmadaki imtiyazları hakkında şunları söyledi: Benim söylemim, KOEP’in artık etkili olmadığı ve yeniden canlandırılmasının bize hiçbir faydası olmadığı yönünde. Hem yaptırımların kaldırılması dönüşüm gerektiriyor hem de İran'ın nükleer programı KOEP’ten önceki haline geri dönemeyecek bir durumda.

Arakçi: ‘O zamandan çok daha gelişmiş bir programımız var. KOEP’i bir şekilde unutmalıyız. Hala yaşıyor ancak KOEP mantığı hala geçerli. Mantık, yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın kendi programına güven inşa etmesiydi. İran bir dizi güven artırıcı önlem almayı kabul ediyor. Karşılığında yaptırımlar kaldırılmalı. Bu formül hala geçerli ve temeli aynı. Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve zenginleştirme dahil programımız devam etmeli’ ifadelerini kullandı.

Yaptırımların kaldırılmasına ilişkin garantilere değinen İran Dışişleri Bakanı şunları söyledi: Müzakerelerin amacı yaptırımları kaldırmaktır. Daha sonra garantilerin nasıl alınacağına geleceğiz. Amerika'nın KOEP’teki sözünü tutmadığına dair deneyimimiz var. Henüz bu noktaya gelmedik. Aramızda hala temel farklılıklar var. Amerikan tarafı İran'da zenginleştirmenin devam etmesini istemiyor. Eğer hedefleri buysa, anlaşma olmayacak.

Arakçi: ‘Amaçları İran'ın nükleer silaha doğru ilerlememesi ise, bu başarılabilir. Biz nükleer silah peşinde değiliz’ dedi.

İran Dışişleri Bakanı şunları kaydetti: Nükleer silah üretme niyetimiz yok. Yüce Lider bir fetva yayınladı ve savunma doktrinimizde nükleer silahlara ihtiyacımız yok. Zenginleştirme nedeniyle bize yaptırım uyguladılar, yıllarca yaptırım altındaydık, ancak nükleer silah üretme peşinde ilerlemedik. Bilim insanlarımızı öldürdüler ancak silahlara başvurmadık.

Arakçi şöyle devam etti: Müzakere etmeye geldik ve müzakerelerde bir anlaşmaya vardık, ancak onlar gitti ve biz silahlara başvurmadık. Politikamız ilkelere ve temellere dayanmaktadır ve nükleer silahların savunma doktrinimizde yeri yoktur.

Arakçi uranyum zenginleştirme konusu hakkında şunları söyledi: Bu konu henüz çözülmedi ancak müzakerelerin devam etmemesi için hiçbir neden yok. Diplomasi asla durmaz. Umman çok çaba sarf etti ve bir çözüm bulunabilmesi için başka bir tura katılmamızı istedi.

‘Zenginleştirme konusu geri adım atacağımız bir konu değil’ vurgusunda bulunan Arakçi: ‘Bu gerçeği kabul edene kadar müzakerelere devam edeceğiz. Zenginleşmemiz durdurulamaz. Amerikan tarafı medya taktikleri çerçevesinde fikrini ifade etmeye gelmiş olabilir. O zamanlar zenginleşmenin anlaşma olsun ya da olmasın devam edeceğini de söylemiştim. Müzakereler bu şekilde devam edecek ve diğer tarafın görüşünü yeniden gözden geçirmek isteyip istemediğine bakmalıyız’ dedi.

Amerika ve İsrail'i ayrı görmüyoruz

Arakçi, Witkoff ile Mossad başkanı arasındaki görüşme hakkında şunları söyledi: Amerika ve Siyonist rejimi ayrı görmüyoruz. Bugün Sayın Guterres'e bir mektup yazdım. Rejimin İran'a saldırmaya hazırlandığı yönündeki haberlerin ışığında bir mektup yazdım ve tesislerimizi savunduğumuzu ve hızlı bir şekilde yanıt vermeye hazır olduğumuzu vurguladım.

Arakçi şunları söyledi: Tehditler devam ederse nükleer tesislerimizi ve materyallerimizi korumak için özel düzenlemeler uygulamak zorunda kalacağız ve bu özel düzenlemelerin ne olduğunu anlamaları gerekenler kesinlikle anlayacaktır.

Arakçi şöyle devam etti: Siyonistler baskı ve lobi faaliyetlerine kesinlikle devam edecekler. Amerika ile İsrail'in uyum içinde olduğu aşikar.

Avrupalıların görüşü ve snapback tartışmasına değinen İran Dışişleri Bakanı şunları söyledi: Avrupalılar devre dışı. Avrupa'nın bizim müzakerelerimizde hiçbir rolü yok ve bazen onlarla randevular ayarlayan ve onlarla görüşen biziz. Amerikalılar bunu onlarla yapmıyor. Biz Avrupa ile müzakerelere devam ettik. Avrupa'nın bu yılın Ekim ayına kadar snapback'i etkinleştirebileceği doğru ve bu, onların bunun oyuna girmek için ellerinde bir araç olduğunu düşünmelerine neden oldu.

Avrupa ve diğerleri İran'ın ‘snapbacke’ tepkisini biliyor

Arakçi: ‘Avrupa bunu kullanmakla ne kadar çok tehdit ederse, kendini İran'ın nükleer programından o kadar çok soyutluyor. Hem Avrupalılar hem de diğerleri İran'ın snapback'e tepkisinin ne olacağını biliyor. Bunu kullanırlarsa, nükleer silahsızlanma sistemi bir krize girecek ve bu birçok şeyi etkileyebilir’ dedi.

Arakçi şunları vurguladı: Avrupa bir rol oynamak istiyorsa, bu çatışmacı yaklaşımdan vazgeçmeli.

Avrupa'nın İran'ın dış politika önceliğinde yeri yok

İran Dışişleri Bakanı şunları vurguladı: Avrupa, politikalarını düzeltmediği sürece dış politika önceliklerimizde yeri yok. Bir rol oynamak istiyorlarsa, düşmanca politikalarından vazgeçmeliler. İyi niyetle müzakere ederlerse diyecek bir şeyimiz yok, ancak geri tepme kılıcını kullanmak isterlerse, sonuçlarını görecekler.

Müzakerelerde ilerleme olup olmadığı yarın belli olacak

İran Dışişleri Bakanı müzakerelerin metni hakkında şunları söyledi: Şimdi yargılamak için çok erken. Yarın herhangi bir ilerleme kaydedip kaydedemediğimiz belli olacak. Henüz metni yazma aşamasına gelmedik.

Nükleer yakıt İran dışında üretilse bile zenginleştirme durdurulmayacak

Nükleer konsorsiyum fikriyle ilgili bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: Bu fikir ortaya atıldığında, konsorsiyumun özü, bir dizi ülkenin katılımıyla bir nükleer yakıt üretim merkezi kurmaktı. Bizim pozisyonumuz net ve katılmaya hazırız. İran toprakları dışında olsa bile, bu zenginleştirmemizi durdurmanın bir alternatifi değil. Zenginleştirme İran toprakları içinde devam edecek.

Arajçi, Trump'ın İran'ın zenginleştirme kullanmak yerine petrol varlığından faydalanabileceğine ilişkin iddialarına yanıt olarak şunları söyledi: ABD Enerji Bakanı nükleer santral hakkında konuşmak için Suudi Arabistan'a gitmedi mi? Suudi Arabistan'da daha fazla petrol var. Bunun nedeni cehalet ve bilgi eksikliğidir. Nükleer enerjinin avantajları vardır ve en temiz enerjidir. Ayrıca riskleri de kontrol altına alınabilir.

Arakçi, anlaşma olmaması durumunda İran'ın B Planı olup olmadığına ilişkin şunları söyledi: Biz nükleer programımıza devam edeceğiz ve onlar B Planını takip etmeli. Bir reaktör inşa etmek ve ağır su üretmek için çalışıyoruz ve nükleer endüstri yoluna devam edecek. Yaptırımlar da bir baskıdır ancak biz birkaç yıldır devam ediyoruz. Yaptırımların kaldırılması İran ulusunun başarılarını kaybetme pahasına olmamalıdır!

Filistin'deki duruma ilişkin konuşan Arakçi şunları söyledi: Filistin sorunu derin bir yara haline geldi ve Siyonist rejimin cinayetleri günlük bir olay haline geliyor ve bu tehlikeli. Bir soykırım gerçekleşiyor. Bugün 105 kişi öldürüldü, bu soykırımdır. Güvenlik Konseyi ve bazı ülkeler bu konuya dikkat etmeden bakıyorlar. Filistin meselesi artık eskisinden daha canlı.