İsrail’de Protesto Mektubu Dalgası Hızla Yayılıyor: Büyük İsyan İşaretleri Var
Gazze’deki savaşın devam etmesine ve İsrailli esirlerin hayatlarının tehlikeye atılmasına karşı Siyonistlerin başlattığı protesto mektupları, rejim toplumunda giderek bir isyan dalgasına dönüşürken, Siyonist çevreler, askeri kurumdaki krizin kamuoyunun tahmin ettiğinden çok daha büyük olduğuna inanıyor.
Tesnim Haber Ajansı- Gazze saldırılarına karşı çıkan askerin imzaladığı mektup İsrail ordusunda krize yol açtı. Ardından İsrail’de protesto mektubu dalgası hızla yayılıyor. On binlerce askeri komutan, emekli pilot, subay ve yedek askerin yanı sıra askeri doktorlar, akademisyenler ve diğer sektörlerdeki seçkinler de isyana katılarak savaşın devam etmesine ve Gazze'deki İsrailli esirlerin hayatlarının tehlikeye atılmasına karşı çıkan mektubu imzaladılar.
Siyonist protesto dilekçelerinin muazzam boyutları
Mektuba imza atan Siyonist pilot J. Foren, bu protesto hareketinin başlatılmasının amacının İsrail siyasi yapısını şok ederek savaşı durdurmaya ve esirlerin hayatlarını kurtarmaya yönlendirmek olduğunu belirtti.
Foren, ‘’İsrail ordusunda görev yapan savaş pilotları ve hava kuvvetleri mensupları kamuoyunda çok yüksek bir yere sahiptir.’’ dedi.
Irak'taki nükleer tesislere düzenlenen saldırıya katılan 29 tuğgeneral, yüzlerce albay ve üs komutanı, düzinelerce muharebe komutanı ve dört pilot bu dilekçeleri imzaladı; Söz konusu mektuba İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve kabine üyelerinden sert tepki geldi.
"Savaşın sonu pahasına bile olsa esirleri serbest bırakın" başlıklı bu protesto mektubuna, İstihbarat ve Casusluk Birimi 8200, Deniz Kuvvetleri, Zırhlı Kuvvetler, Özel Kuvvetler, Ordu Tıbbi Departmanı, Piyade ve Paraşütçüler, Topçu Birimi, Özel ve Siber Görevler Birimi, Gözetleme Birimleri, İç Güvenlik Okulu mezunları ve hatta İsrail Ordusu Sözcülük Birimi bile imza attı.
İmzacılar arasında eski Mossad ve Şin Bet subayları, Shaldag, Moran ve 669 özel birimlerinin unsurları, eski Genelkurmay mensupları, Golani ve Iguz tugaylarının piyade erleri yer alıyor. Mektuba imza atanlar listesinde dört donanma komutanı, altı polis komutanı, üç Mossad şefi, bir dizi eski ordu genelkurmay başkanı ve bir savaş bakanı da dahil olmak üzere eski İsrail askeri komutanları da görülüyor. Bu kişilerin protesto mektubuna verdiği destek, Gazze savaşını eleştiren Siyonistlere daha fazla motivasyon sağladı.
İsrail Ordusunda İtaatsizlik Dalgası Mı Başladı?
Siyonist çevreler, bu mektupların, İsrail'de savaşın devamına karşı geniş bir toplumsal hareketin ortaya çıkışının göstergesi olduğuna inanıyor; Akademisyenler, elitler, aydınlar, yazarlar, öğretmenler ve eski büyükelçiler de harekete katılarak Netanyahu ve koalisyonuna yönelik protesto mektubu hazırladı. Bu, İsrail ordusu saflarında bir sivil itaatsizlik ve isyan dalgasının başlangıcını işaret ediyor.
Mektup krizi devam ederken, Netanyahu'nun davranışlarının İsrail için büyük bir tehlike oluşturduğu uyarısında bulunan ordu komutanları, komisyon üyeleri, Şin Bet, Mossad ve Aman başkanlarının yanı sıra eski güvenlik teşkilatlarının başkanları, geçen hafta perşembe günü rejimin başkanı Isaac Herzog ile bir araya geldi.
Bu isimlerin açıklamasında, “Gazze Şeridi'ndeki savaşın gereksiz gerekçelerle ve siyasi hedefler olmaksızın yeniden başlatılması ne İsrailli esirlerin serbest bırakılmasına ne de Hamas'ın yenilgisine yol açar. Tam tersine ordunun ve güvenlik güçlerinin savaştaki kazanımlarını yok eder.
Protesto mektuplarının organizatörleri, yüz binlerce İsraillinin, savaşın derhal sona ermesi ve esirlerin geri verilmesi talebiyle hazırlanan mektuplara destek verdiğini duyurdu.
İbranice gazete Haaretz, tüm anketlerin İsraillilerin en az yüzde 75'inin savaşı durdurup tutukluları serbest bırakmak istediğini gösterdiğini, ancak Netanyahu'nun bu taleplere kulak asmadığını bildirdi.
İsrail'in Omurgası Ordu ve Kabineye Karşı Ayakta
Gazze'deki savaşın devamına karşı protesto gösterilerine katılan birlikler, ordu ve güvenlik güçlerinin omurgasını oluşturuyor. Siyonist çevreler, onlara karşı alınacak herhangi bir kararın orduya darbe vurmak anlamına geleceğine inanıyor. İsrail Hava Kuvvetleri eski komutanı ve mektubun imzacılarından Nimrod Şafer, ordu komutanlığının protesto mektubuna imza atanlara yönelik tehditlerinden çok şaşırdığını söyledi ve “Bunlar, savaşın son bir buçuk yılında onlarca, yüzlerce gün orduda görev yapmış insanlar ve şimdi esirlerin geri gelmesini talep ediyorlar.” dedi.
Arap uzman İsmet Mansur, İsrail'de protesto mektuplarının sadece yayınlanma zamanlaması açısından değil, aynı zamanda rejimin en hassas askeri ve güvenlik birimlerini temsil eden imzacıların konumları ve kimlikleri açısından da benzersiz olduğuna inanıyor. İsmet Mansur, “Her ne kadar protestocuların birçoğu artık ordu ve güvenlik kurumlarında aktif olmasa da ordu ve güvenlik kurumları, özellikle de İsrail kamuoyu üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir.” ifadesini kullandı.
Mansur, sözlerine şöyle devam etti: “Protesto mektuplarının, savaşın ön saflarında yer alan yedek ve aktif birliklerin protestolara katılma motivasyonunu artıracaktır. Ayrıca, İsrail'in siyasi, askeri ve güvenlik liderleri arasındaki güvensizlik krizi, Netanyahu ve koalisyonunun en büyük endişesi olan yeni bir itaatsizlik ve firar dalgasına yol açan faktörler arasında yer alıyor.” dedi.
Arap uzman, "Bu dilekçelerin imzacılarının yüzde 20'si orduda aktif görev alan kişilerden oluşuyor. Mevcut protesto mektuplarının en önemli özelliği, İsraillilerin artık savaşa devam etme konusunda hemfikir olmadıklarını göstermesi ve hepsinin Gazze'deki esirlerin güçle serbest bırakılamayacağını vurgulamasıdır.
Protestocular, Netanyahu'nun kendi kişisel çıkarı ve iktidarda kalabilmek için İsrailli esirleri kurban ettiğini ve Gazze'de serbest bıraktığını söylüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail ordusundaki Yedek Asker Krizi Çok Vahim
Gazze’deki savaşın sona erdirilmesini isteyen yüzlerce yedek askerin protestoları üzerine İsrail ordusu, çatışma bölgelerindeki yedek askerlerin sayısını azaltma ve yeni göreve çağrı bildirimlerini sınırlama kararı aldı.
Haaretz’de yer alan habere göre ordu içinde yapılan değerlendirmelerde, yedek askerlerin mevcut savaş hedeflerine güvenmemesinin, savaş planlarını riske attığı ifade ediliyor.
Bu nedenle ordunun yedek birliklere olan bağımlılığı azaltmak adına, zorunlu hizmetteki düzenli birliklerden daha fazla askeri Gazze’ye sevk ettiğine dikkat çekiliyor.
Konuyla ilgili Haaretz gazetesine konuşan askeri kaynaklar, ordunun siyasi otoritelerin baskısı sonucu yedek askerlerin dolaylı yollarla işten çıkardığını, yedek askerlerle ilgili krizin kamuoyunun tahmin ettiğinden çok daha büyük olduğunu itiraf etti.
Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, protesto mektuplarına imza atan yedek askerleri kovma tehdidine rağmen, 14 Nisan'da yapılan kabine toplantısında yetkililere, yedek asker krizinin büyük bir sorun olduğu uyarısında bulundu.
Siyonist analist Avery Mesgav, Haaretz gazetesinde yayınlanan yazısında: "Eyal Zamir, kendisinin yozlaşmış bir siyasi lider tarafından genelkurmay başkanlığına atandığını çok geç fark etti ve Netanyahu ile kabinesi, yeni genelkurmay başkanının kamuoyuna karşı sahte bir siyasi savaş başlatmasını bekliyor. Bu savaşın kurbanları ise ordu güçleri ve Gazze'deki İsrailli esirler olacak." dedi.
Arap Uzman Mohaned Mustafa ise “Ordunun çağrısına cevap veren yedek askerlerin oranının yüzde 50'nin altında indiği bir dönemde yayınlanan mektuplar diğer yedek birlikleri de savaşa karşı protesto etmeye teşvik edebilir.” dedi.
Mustafa’ya göre bu mektuplar, Siyonist rejimin ordusu ile kabinesi arasındaki iç anlaşmazlıkları derinleştiriyor; zira tüm protestocular savaşın Netanyahu'nun kişisel hedef ve çıkarları doğrultusunda devam ettiğine inanıyor.
Ancak protesto mektubu krizinin yarattığı kriz büyürken, kabineye ve ordu komutanlığına olan güvenini tamamen yitiren yıpranmış yedek askerler arasında bir istikrarsızlık krizi ortaya çıkıyor.
İsrail rejiminin Kanal 12 televizyonu, savaşın başlamasından bir buçuk yıl sonra ordunun yedek kuvvetlerinin giderek büyüyen bir krizle karşı karşıya olduğunu ve orduda görev yapma motivasyonlarının her geçen gün azaldığını bildirdi. Yahudi ultra Ortodoksların askerlikten muaf tutulması konusu da yedek kuvvetler arasında ayrı bir tartışma ve zorluk yaratarak, protestolarını artırdı.
İsrail uzmanı Muhammed Mansur, bu durum rejim muhaliflerini, mevcut kabineye karşı İsrail protestolarını istismar etmeye teşvik edebileceği görüşünde. Mansur’a göre, ordunun "kutsal inek" olarak kabul edilmesi, protesto mektuplarına imza atanların çoğunlukla pilotlar ve hava kuvvetleri mensupları olması ve bunların İsrail kamuoyunda yüksek bir mevkiye sahip olmaları nedeniyle, işçi sendikaları da dahil olmak ekonomik sektörlerinin de hızla yayılan protesto hareketine katılması bekleniyor. Bu, ekonominin felç olması anlamına gelecek ve Netanyahu ve koalisyonu için en büyük kabus olacaktır.