Amerika Artık Batı için Güvenilir Bir Ortak Değil


Amerika Artık Batı için Güvenilir Bir Ortak Değil

Bir Avrupa medyası, Trump'ın başkanlığı döneminde Amerika'nın pozisyonlarındaki önemli değişikliğe değinen bir makalede, bu ülkenin artık Batı ve Avrupa için güvenilir bir ortak olmadığını değerlendirdi.

Tesnim Haber Ajansı - NTV konuyla ilgili yazısında şunları yazdı: "Avrupa Birliği ve Almanya'nın iç ve dış bağımsızlığı ve egemenliği, belki de 1945'ten bu yana hiç olmadığı kadar tehdit altındadır. Avrupa'nın artık bu konuya bir yanıt vermesi gerekiyor."
ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci döneminin ilk günleri ve haftaları, Avrupa'nın gelecekte ABD'den neler beklemesi gerektiğini açıkça gösterdi. Kısacası, Avrupa şantaja açık hale gelme riskiyle karşı karşıyadır ve demokrasimizi tehdit eden bir söylem alanına fazlasıyla bağımlıdır.
Bu iki tehditten ilki, Amerika'nın yeni dış politika ilişkilerinin doğasından kaynaklanmaktadır. Bu, Trump ve yönetiminin geleneksel koalisyon çizgisini değil, maliyet-fayda hesaplamalarını takip ettiği anlamına geliyor.
ABD artık Ortadoğu'da arabuluculuk yapmıyor. Trump ise Gazze Şeridi'ne hakim olmak ve burayı bir gayrimenkul projesine dönüştürmek istiyor. Trump bu eylemiyle ateşkesi teşvik etmiyor, tam tersine tehlikeye atıyor.
Ukrayna’da da benzer bir durum var. Trump ve Putin'in planladığı barış görüşmelerinin tamamen Rusya'nın çıkarına olması muhtemeldir. Ukrayna'nın çıkarları bu müzakerelerde yalnızca marjinal bir rol oynuyor. ABD, Ukrayna'ya sağladığı desteğin karşılığında para ve maden almak istiyor.
Trump ve ABD'nin Avrupa'ya nükleer kalkan için ücret yüklemesi de değerli olabilir veya koruyucu tarifeler ve ticaret avantajları veya doğrudan transferler yoluyla kendi çıkarlarını düşünebilir.
İkinci tehdit ise ABD'deki büyük dijital şirketlerin Trump yönetimine yakınlaşmaya veya açıkça işbirliği yapmaya çalışmasıdır. Ne bu şirketler ne de ABD hükümeti platformlarında liberal demokrasinin kurallarına dayalı bir söylemi dayatmakla ilgileniyor.
Aslında bu uğursuz ittifakın amacı tam tersidir: Tartışmaları polemikçi, kutuplaştırıcı, sağcı popülist bir şekilde ilerletmek istiyorlar. Bu durum dijital şirketlere fayda sağlıyor ve dolayısıyla reklam etkisi yaratıyor. Bu durum bir yandan Trump yönetiminin çıkarınadır, çünkü demokratik merkez partileri zayıflatır ve Trump'ın müttefiki olarak gördüğü aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif gibi sağcı popülist partileri güçlendirir.
Bu uğursuz ittifakın ortak çıkarları, Avrupa Birliği ve Almanya'daki liberal demokrasiye yönelik köklü bir saldırıdır.
Böylelikle Avrupa Birliği'nin ve bunun sonucunda da Almanya'nın iç ve dış egemenliği bugün, belki de 1945'ten bu yana hiçbir zaman tehdit altında değildir.
İlk kez Avrupa güvenliğine yönelik en büyük tehdit Çin veya Rusya'dan değil, Washington'ın tutumunu değiştirmemesi halinde mevcut ABD yönetiminden kaynaklanıyor.
Öte yandan bu tehdit bizim için çifte fırsat anlamına geliyor. Bugünlerde bu ihtiyaç her zamankinden daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor ve bu da Avrupa'nın sonunda kendisini ABD'den bağımsız olarak kurması gerektiği anlamına geliyor.
İyi haber şu ki bu zorluklara çözümler mevcut. Fransızlar bunu nasıl yaptıklarını şimdiden gösteriyorlar. Paris, son haftalarda dijitale ve yapay zekaya on milyarlarca dolar yatırım yapan bağımsız bir nükleer güçtür. Gelecek federal hükümetin de aynısını yapması gerekir.
Ayrıca Avrupa'nın nükleer caydırıcılık kabiliyetine ilişkin tartışmaların eskisinden tamamen farklı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor.

 
En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler