Halepçe ve Gazze Katliamı; İnsan Haklarının Ölümü


Halepçe ve Gazze Katliamı; İnsan Haklarının Ölümü

36 yıl önce yaşanan Halepçe katliamı ile dünya, tarihin en büyük cinayetlerinden birine tanık oldu. Bugün de Gazze'de yüzyılın en acımasız savaşına tanık oluyoruz.

Tesnim Haber Ajansı- 16 Mart 1988 tarihi, insanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan birinin hatırlatıcısıdır. Halepçe katliamı ile devrik lider Saddam’ın siciline kara bir leke daha eklenmiş oldu.

Halepçe Katliamı

İran'ı bir haftada işgal edeceğini hayal eden Irak’taki Baas rejimi Kutsal Savunma (8 yıllık İran-Irak savaşı) döneminde kimyasal silah üretimine ve yayılmasına yönelmişti. Kaydedilen bilgilere göre Saddam ordusu ilk kez 13 Ocak 1981’de İran'la yapılan savaşta kimyasal silah kullanmıştır.

Bazı Batılı ülkelerden aldığı büyük destekle kimyasal, mikrobiyal ve radyoaktif silahlar alanında bilgi elde etmeyi başaran Baas rejimi Batının desteği sayesinde Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemde büyük oranda kimyasal silah kullanımı konusunda rekor kırmıştır.

Saddam'ın kimyasal silah kullanması sadece İran'la savaşta sınırlı kalmadı, Baas rejimi Irak vatandaşlarına bile kimyasal silah saldırısı düzenlemiştir ve 16 Mart 1988’de Halepçe ve çevre köylere kimyasal bombalar yağdı. Saldırı sonucu sadece 24 saat içinde yüzlerce Iraklı ölmüştü ve bölgedeki her canlı korkunç bir şekilde katledildi.

Halepçe cinayeti, Saddam'ın bu kez İran'da değil kendi ülkesinde işlediği suçlarından biridir. Bu cinayetle Saddam dünya tarihinin en acımasız liderleri listesine eklenmiş oldu.

O tarihte İranlı askerlerin Halepçe'nin Kürt bölgesindeki “Vel-Fecr 10” operasyonuyla eş zamanlı olarak Baas rejimi, Saddam'ın talimatı ile Halepçe bölgesinde kendi halkına yönelik kimyasal silahlarla saldırı başlamıştı. Saddam, Kimyasal Ali olarak bilinen kuzeni ve yardımcısı Ali Hasan el-Mecid'e bu Kürt bölgenin kimyasal bomba ile vurulmasını emretti. Daha yayımlanan Birleşmiş Milletler'in raporuna göre, bu saldırıda hardal gazı ve bilinmeyen bazı sinir gazı kullanılmıştı.

Halepçe Katiliamında çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 5 bin kişi hayatını kaybetti, 10 binden fazla kişi de yaralandı. Yıllar sonra zehirli gaz solumanın etkileri nedeniyle ölen veya fiziksel kusurlu çocuklar doğuran yüzlerce insanı da listeye eklemek lazım.

Tarihe “Halepçe Katliamı” olarak geçen bu saldırı, Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejiminin ülkedeki Kürt halkına karşı 1986-1989 yılları arasında sistematik olarak sürdürdüğü Enfal Soykırımı’nın en acı ve en son etabı olarak biliniyor.

İran sınırına 10-15 kilometre uzaklıkta bulunan Halepçe'ye kimyasal saldırı, İran güçlerinin Irak Kürdistan’ı cephelerinde yürütülen Vel-Fecr Harekatı'nda zafer kazanmasının ardından Saddam'ın talimatı ile gerçekleşti. İran kuvvetleri bu şehre girdikten sonra çevre il ve köylerin halkı onları karşılamaya geldi. Bundan rahatsız olan Baas rejimi uğradığı hezimetin intikamını almak için bölgeyi kimyasal bombalarlarla hedef aldı.

Irak Baas rejiminin, her biri 4 adet 500 kg'lık kimyasal bomba taşıyan 50 özel uçakla Halepçe ve çevresini vurduğu söyleniyor. Aslında Saddam 200 kimyasal bomba atarak kendi vatandaşlarını katletti.

Bu saldırıdan birkaç gün önce yaşanan tuhaf olaylardan biri de Saddam’ın pilotlarının sivil bölgenin üzerine bomba yağdırması ve ses duvarını aşmasıydı. Baas rejiminin evlerin camlarını kırarak kimyasal saldırıya direnme ihtimalini en aza indirmek için bunu yaptığı belirtiliyor.

İnsan Haklarının Ölümü; Halepçe'den Gazze'ye

İran'ın, Saddam rejiminin Irak halkına karşı işlediği insanlık karşıtı suça tepkisi takdire şayandı ve küresel çapta olumlu karşılandı. O dönemde ülkemizin hastaneleri Baas rejiminin saldırılarına hedef olan yaralılarla doluydu, İranlılar buna rağmen Halepçe’de yaralanan Iraklıları ülkedeki hastanelere nakletmişti. Ayrıca İranlı askerler, yerel halk ve Peşmerge güçlerinin işbirliğiyle kurbanları geçici toplu mezarlara gömdü.

Bu arada uluslararası toplum özellikle Batı ve ABD her zamanki gibi bu suça tamamen çifte standartla yaklaştı ve sanki önemli bir şey olmamış gibi davrandı. Halepçe trajedisi uluslararası medyada ve kamuoyunda pek yer bulmadığından, Baas rejiminin diğer suçlarıyla birlikte Halepçe katliamı da görmezden gelindi. 

Batılılar Baas rejimini kimyasal silahla donattığı için Halepçe katliamı Saddam’ın işlediği savaş suçları listesine dahil edilmedi.

Batı'nın Irak rejimine tam desteği öyle bir ortam yaratmıştı ki, kimyasal mağduru İranlılar Avrupa'daki hastanelere gönderilse de Baas rejiminin savaş suçlarından ve insanlığa karşı işlediği suçlardan hiç söz edilmiyordu.

Irak yönetmi, Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Bakteriyolojik Araçların Savaşta Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin 1925 tarihli Cenevre Protokolü ve biyolojik veya zehirleyici silahların yasaklanmasına İlişkin BM kararına imza atan 120 ülke arasında yer alıyor, ancak Baas rejimi buna rağmen kimyasal silahlar üretip yaygın şekilde kullanmıştır.

İlginç şu ki, Birleşmiş Milletler, yükümlülüklerini ihlal eden üyelerden biri olarak Irak'tan hiçbir zaman bahsetmedi.

Baas rejiminin işlediği savaş suçları konusunda uluslararası toplum sessiz kalmıştı; Bugün de Gazze'de yüzyılın en acımasız savaşına tanık oluyoruz ve insan hakları savunucuları Siyonist Nazilerin işlediği suçlara gözlerini, kulaklarını ve ağızlarını kapatmış durumdalar.

 

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler