Aksa Tufanının Ortaya Çıkardıkları Gerçeklikler-2
İşgalci Siyonist İsrail zulmüne karşı başlatılan Aksa Tufanı operasyonu, batı ve İslam dünyası açısından birçok gerçekliği gün yüzüne çıkardı.
Tesnim Haber Ajansı- Aksa Tufanı operasyonu emperyalist ve Siyonistlerin çirkin yüzlerini göstermekle kalmadı bundan daha acı bir gerçekliği de ortaya çıkardı. Müslüman görünümlü satılmış yöneticiler…
İslam dünyasının önemli davlarından biri olan Filistin davası 75 yıldır devam etmekle birlikte başlangıcından günümüze İslam ülkeleri Filistin davasını sahiplendiklerini ve Filistin halkına destek verdiklerini ileri sürmekteler.
İslam ülkeleri yöneticileri Filistin halkına destek verdiklerini ileri sürmekteler diyorum çünkü Aksa Tufanı operasyonu sonrası Emperyalist ülkelerin sınırsız destek verdiği Siyonist İsrail rejimi Gazze’de tama anlamıyla bir soykırım gerçekleştirirken İslam ülke yöneticileri Siyonist vahşeti durdurmak için hiçbir somut adım atmadılar.
Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 20 bine yakın şehit ve 50 bine yakın yaralının olduğu Gazze’de bir insanlık yok edilirken Müslüman yöneticiler ne yaptı?
Evet Aksa Tufanı operasyonunun hemen ertesi gününden başlayıp 2. ayını aşan Siyonist İsrail katliamları karşısında Müslüman ülke liderleri Suudi Arabistan’da ve Mısır’da toplantılar düzenlediler ve telefon diplomasisi yürüttüler, ABD’ye ve uluslararası topluma seslendiler en sonunda sadece ve sadece KINADI’lar...
İşgalci Siyonist rejimle normalleşen ve normalleşme yolunda olan Müslüman ülke liderleri bırakın Siyonist rejime karşı savaş açmayı, ateşkes olmasını dahi sağlayamadılar. Sınır kapılarının açılmasını, insani yardımların Gazze’ye ulaşması için dahi somut bir adım atmadılar. Cidde ve Kahire’de toplanıp dağıldıktan sonra dışişleri bakanlarını Çin’e Moskova’ya ve Washington’a yolladılar fakat buralarda da sadece ve sadece kınama mesajı yayınlamaktan başka bir şey yapmadılar. Hiçbir Müslüman ülke yönetimi savaşın başından beri büyükelçilerini geri çekip Siyonist rejimle ticaretlerini askıya almadı, Siyonist rejime karşı yaptırım uygulama yoluna gitmediler. Bir taraftan kınama mesajları yayınlarken diğer taraftan ticaretlerine ve ilişkilerine son sürat devam ettiler. Aksa Tufanı Operasyonu, Müslüman ülke yöneticilerinin İslam davasında samimi olmadıklarını ve tıpkı batı gibi iki yüzlü olduklarını ortaya çıkardı.
Aksa Tufanı Operasyonu, İslam dünyasında bağımsız bir devletin olmadığını, İslam dünyasında birliğin olmadığını, Müslüman ülke yöneticilerinin korkak ve Filistin davasını sattıklarını ortaya çıkardı.
Aksa Tufanı operasyonu İslam dünyasının bu gerçekliğini ortaya çıkarmakla birlikte İran ve direniş gerçeğini de ortaya çıkardı. İslam İnkılabının gerçekleşmesinin hemen akabinde Tahran’daki Siyonist Rejim Büyükelçiliği Siyonistlerden temizlenip Filistin Büyükelçiliğine tebdil edildiği günden itibaren açık bir şekilde Filistin davasına sahip çıkılmış ve Filistin halkına destek verilmiştir. Ki İran tarafından Filistin halkına ve direnişine verilen destek tüm Filistinli liderler tarafından açık bir şekilde beyan edilmekle birlikte Siyonist rejim ve emperyalist devletler tarafından da ifade edilmektedir. Siyonist rejime karşı taşlarla sopalarla yapılan direniş bugün füzelerle ve tank savar silahlarla gerçekleşmekte. İranlı ve Lübnanlı komutanların öncülüğünde yapılan tüneller bugün Siyonist teröristleri yutmakta.
Aksa Tufanı Operasyonunun ilk günden itibaren başta İran olmak üzere direniş güçleri Filistinli savaşçıları tebrik ederek desteklerini açıklamaya başladılar. İran’ın verdiği maddi destekle birlikte Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’deki direniş güçleri fiili olarak Siyonist rejim ve ABD’nin işgal üslerine saldırı düzenlemekte ve Filistin davasına sahip çıktıklarını somut bir şekilde göstermekteler.
İslam dünyası ve emperyalist devletlerle Siyonist İsrail rejimi direniş liderlerinin açıklamalarına pür dikkat kesilirken Müslüman halklar İran, Hizbullah ve direniş güçlerinin tüm güçleri ile savaşa girmesini beklemekte. Hatta ilginç bir şekilde bazı ülkelerde bazı gruplar İran ve Hizbullah’ın tam kapasite savaşa girmediği için İran ve Hizbullah’a saldırmaktalar. Sanki düşman ABD’nin başını çektiği emperyalistler ve Siyonist rejim değil de İran ve direniş güçleriymişçesine.