Aksa Tufanının Ortaya Çıkardıkları Gerçeklikler-1
İşgalci Siyonist İsrail zulmüne karşı başlatılan Aksa Tufanı operasyonu, batı ve İslam dünyası açısından birçok gerçekliği gün yüzüne çıkardı.
Tesnim Haber Ajansı- 7 Ekim’de Hamas Hareketinin askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugaylarının Siyonist işgalci İsrail rejiminin 75 yıldır Filistin halkına uyguladığı zulme karşı başlattığı Aksa Tufanı operasyonu 2. ayını doldururken batı ve İslam dünyasında birçok gerçekliği ortaya çıkardı.
Olayı batı dünyası açısından değerlendirecek olursak; Aksa Tufanı operasyonu başta Siyonist rejim olmak üzere ABD’nin başını çektiği emperyalist dünyada bir şok etkisi yarattı. Siyonist rejimi istihbarat servisleri ve Emperyalist güçler Hamas’ın İşgal topraklarına karşı bir saldırıda bulunacağını bilmelerine rağmen böyle bir operasyon gerçekleştireceğine ihtimal vermiyorlardı. Daha küçük çaplı bir operasyon olacağını öngörüyorlardı fakat zaman olarak ne zaman gerçekleşeceğini tam olarak bilmiyorlardı. Kassam Tugaylarının planlı ve kapsamlı operasyonu ilk gün şok etkisi yaratmıştı. Dünyanın gözü önünde aşılmaz denilen duvarlar aşılıp, delinmez denilen demir kubbe delinmişti. Üstelik, askeri üsler basılmış, tanklar imha edilmiş ve önemli sayıda esir alınarak Siyonist rejimin karizması ciddi manada çizilmişti. Bu olay Siyonist rejim ve emperyalist dünya için önemli bir durumdu. Çünkü bu tarz saldırının bir defa yapılması sindirilmiş tüm haklar için bir uyanış fişeği yakmış olabilirdi. Siyonizm ve emperyalizm karşıtı tüm halk ve grupları direniş ve saldırı konumuna taşıyabilirdi. Bu tehlikeyi gören emperyalist devletler yaşadıkları şokun etkisine rağmen hızlıca olaya müdahale ettiler. 8 Ekim sabahı ABD uçak gemisi Akdeniz’e doğru yola koyulurken ABD, İngiltere ve AB ülkesi başkanları, dışişleri bakanları, askeri üst düzey yetkilileri peş peşe işgal topraklarına seyahat düzenleyip Siyonist İsrail rejiminin yanında olduklarını ve sınırsız destek verdiklerini açıklıyorlardı. Aynı zamanda başta İran olmak üzere Batı Asya bölgesindeki direniş gruplarına mesajlar göndererek ve tehditler savurarak bu savaşa katılmamaları gerektiğini söylüyorlardı. Bununla birlikte ABD ve Siyonist İsrail’in sağımlık ineği konumundaki Arap ülke liderlerine de İsrail’e karşı herhangi bir girişimde bulunulmaması konusunda mesajlar gidiyordu. Emperyalist ve Siyonistler baskı ve korku politikasını uygulamaya koyuyorlardı. Nitekim muhatap ülke liderleri kınama mesajı yayınlamaktan öteye gidemediler.
Emperyalist ve Siyonistler korku yaratıp sindirme politikası doğrultuda Gazze halkına karşı bir soykırıma giriştiler, acımasızca ve tüm uluslararası kanunları hiçe sayarak çocuk, kadın, yaşlı demeksizin katlettiler, sivil yerleşim alanları, okullar ve hastaneleri bombardımana tuttular. Tam anlamıyla bir sindirme saldırısı gerçekleştirdiler. Siyonistlere ve emperyalistlere saldırmanın karşılığı dünyanın gözü önünde çocuklarınız, kadınlarınız, hastalarınız katledilir diyorlardı. Aksa Tufanı bu yönüyle Emperyalist ve Siyonistlerin korktuğunu ortaya çıkarıyordu. Halkların uyanışına sebep olacak operasyona karşı korku psikolojisiyle katliam yapılıyordu.
Emperyalist ve Siyonistlerin Aksa Tufanı operasyonu karşısındaki saldırısı aynı zamanda insan hakları söyleminde bulunan batının gerçek yüzünü de ortaya çıkarıyordu. Uluslararası tüm kanunlar yok sayılarak gerçekleştirilen katliamlarla Gazze’nin suyu, elektriği, interneti kesilip, sınır kapıları kapatılıp şehre insani yardımların dahi ulaşması engelleniyordu. İnsan haklarından bahseden emperyalist ve Siyonistler tüm dünyanın gözü önünde bir insanlık katliamı gerçekleştiriyorlardı. Fransa’da, Ukrayna’da geçerli olan ve yaygarası koparılan insan hakları Gazze’de geçerli sayılmıyordu. Ve Batının çirkin iki yüzlülüğü ortaya çıkıyordu. Almanların Yahudi halka karşı Holokost yaptığını iddia eden Siyonistler, Filistin halkına karşı soykırım gerçekleştiriyor ve bunu kendilerini savunma olarak lanse ediyorlardı.
İşgalci Siyonist İsrail rejiminin katliamları ABD, İngiltere başta olmak üzere Emperyalist ülkelerde protesto gösterilerine yol açtı. ABD senatosunda eylemler düzenleniyor, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da sokaklar Siyonist İsrail rejiminin katliamlarına karşı çıkıp Gazze halkına destek veren insan seline sahne oluyordu. Asya’da, Avrupa’da, Amerika’da, Afrika’da halkların zulme karşı haykırıyorlardı. Aksa Tufanı halkların uyanışını gerçekleştirerek toplumların yönetimlerden farklı olduğunu ortaya çıkarıyordu.
Aksa Tufanı operasyonu, Siyonist rejimin gerçek gücünü de ortaya çıkarmış oldu. Şöyle ki Siyonist İsrail rejimi demir kubbesi, hava, kara ve deniz gücüne rağmen Gazze’ye saldırı düzenlerken ABD’li komutanların planları doğrultusunda hareket etti. Savaşın ilk haftalarında sadece hava saldırıları düzenleyen işgalci rejim İsrail, ABD ve İngiliz komutanların Tel Aviv’de kurdukları operasyon odası sonrası kara harekatına başlayabildiler. İki ayı aşkın süredir karadan denizden ve havadan yapılan ağır saldırılara rağmen hiçbir esiri kurtaramadıkları gibi Hamas’ı yok edeceğiz yönündeki hedeflerine de ulaşamadılar. Üstelik savaşın ilk anından beri ABD ve İngiltere tarafından düzenli olarak askeri malzeme, maddi destek ve istihbarat desteği sağlanıyor. Emperyalistlerin sınırsız destek verdiği Siyonist rejim kime karşı savaşıyor örgüt dedikleri Hamas’a karşı. Karşılarında bir devlet bir ordu yok, Siyonist ve Emperyalist güçlerle kıyaslanamayacak bir şehir halkının oluşturduğu silahlı bir güç var gerçeği göz önünde alındığında Siyonist rejimin verdiği maddi ve askeri kayıplar bu rejimin güçsüzlüğünü göstermekte. Yani Siyonist İsrail, ABD’nin başını çektiği emperyalist batılı devletler olmaksızın kendi başına bir hiç olduğu gerçeğini ortaya çıkardı.