Türkiye-Suriye Normalleşmesindeki Zorluklar
Bölge ülkelerinin Suriye ile normalleşme furyası yaşanırken Türkiye-Suriye normalleşmesinde Türkiye’yi zora sokan durumlar ve olası iktidar değişikliğindeki normalleşmenin kaderi.
Tesnim Haber Ajansı- 10 Mayıs 2023’te Moskova’da Rusya, İran, Suriye ve Türkiye Dışişleri Bakanları Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi gündemiyle bir araya geldiler.
İşgalci Siyonist İsrail Rejiminin hamisi ABD eski başkanı Trump’ın Abraham Anlaşmaları diye Siyonist İsrail ile Arap ülkeleri arasında başlattığı normalleşme girişimleri eksik kalırken ABD’nin oyununa gelen Arap ülkeleri yıkamadıkları Suriye ile normalleşmeye başladılar. Batı Asya bölgesinde yaşanan ve ABD’nin planlarını boşa çıkaran bir normalleşme de İran-Suudi Arabistan normalleşmesi oldu. Beklenmedik bir zamanda ve beklenmedik bir arabulucunun vasıtasıyla gerçekleşen İran-Arabistan normalleşmesi bölgedeki dengeler üzerinde şok edici bir etki bıraktı. Bölgedeki bütün planlar bozulup dengeler değişiyordu.
Normalleşme furyasında bir diğer şok etkisi yaratacak girişim ise Türkiye-Suriye normalleşmesi oldu. Suriye savaşı başladığında Esad rejimini yıkacağız, Emevi Camii’nde namaz kılacağız diyen, ABD ve işbirlikçilerinin yarattığı IŞİD ile mücadele bahanesi adı altında ülke topraklarından ağır silahlarla donatılmış YPG-SDG unsurlarının Suriye’ye geçişini sağlayan Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla Suriye ile normalleşmenin adımını attı. Fakat Türkiye-Suriye normalleşmesi Arap ülkeleri ile Suriye normalleşmesi kadar kolay olmayacaktır. Suriye’yi Arap Birliğinden dışlayan, büyükelçilik ve temsilciliklerini kapatan, Suriye’ye karşı yaptırım uygulayan Arap ülkeleri ikili görüşmelerle normalleşmeyi gerçekleştirip, büyükelçilik ve temsilciliklerini tekrar açarken Türkiye için iş bu kadar kolay değil.
Türkiye-Suriye normalleşmesinin zor olmasının sebeplerine bakacak olursak en başta ABD ile hareket eden Türkiye’nin bir anda ve her şeye rağmen Suriye ile normalleşmesi gerçekleşemez. Suriye ile normalleşme yolunda Türkiye üzerindeki en büyük baskıyı ABD ve Siyonist İsrail rejimi kurmaktadır. Kendi yarattığı IŞİD teröristlerini bahane eden ABD, Suriye’nin kuzeydoğusunu işgal etmiş durumda. Suriye’nin kuzeydoğusunda silahlı Kürt grupları destekleyerek Suriye’nin petrol ve buğdayını yağmalamakta ve Suriye savaşındaki yenilgisini perdelemeye çalışmaktadır. Suriye petrolünü ve buğdayını yağmalayan ve oluşturduğu terör örgütleri ile Suriye hükümeti üzerinde baskı kuran ABD, Türkiye’nin Suriye ile normalleşmesine karşı çıkmaktadır. Ayrıca Suriye ile normalleşme yoluna giden ülkeleri yaptırımla tehdit etmektedir. Aynı şekilde güçlü bir Suriye istemeyen Siyonist İsrail rejimi de Türkiye-Suriye normalleşmesine karşı çıkmakta. İran’la stratejik ilişkiye sahip olan ve Filistinli direniş grupları ile iyi ilişkileri olan güçlü bir Suriye, Siyonist İsrail için büyük bir tehdit ve Siyonist rejimin yok oluşunu hızlandırmak anlamına gelmektedir.
Diğer taraftan en başta Suriye’deki silahlı bölücü grupları destekleyen ve Suriye’nin bu günkü duruma gelmesinin müsebbiplerinden biri olan Türkiye’nin yaptıkları Suriye hükümeti tarafından kolayca unutulmayacaktır. Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı adlı operasyonlarla Suriye topraklarına girerek askeri üsler kurmuş olması ve fiili olarak Suriye topraklarında bulunması normalleşmenin önündeki en büyük engellerden biridir. Türkiye’nin askerlerin bulunduğu bölgede Suriye Geçici Hükümetini kurması, buna bağlı şimdiki adıyla Suriye Milli Ordusu olan Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) kurup desteklemesi yine Heyeti Feylak’uş Şam, Hamza Tümeni, Ahrar Şarkiyye, Ceyş’ül Ahrar, Sultan Murad, Muntasır Billah, Selahaddin’in Torunları gibi grupları desteklemesi ve bunlardan daha aşırıcı olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve El-Kaide bağlantılı farklı grupları desteklemesi, Özbek ve Türkistanlı yabancı savaşçıların dahil olduğu grupları desteklemesi Türkiye’nin Suriye ile normalleşmesinin önündeki bir diğer engel olarak durmakta. Türkiye’nin bu gruplara ödediği maaşı kesmemsi ve Suriye hükümeti ile normalleşme yapacağı yönündeki açıklamaları sonrası bu gruplar Türkiye aleyhine protesto gösterileri düzenlemiş hatta daha ileriye giderek Türkiye’yi tehdit etmişlerdir. Türkiye’nin Suriye ile normalleşmesi için askerlerini Suriye topraklarından çekmesi ve desteklediği bütün bu grupları bir şekilde dağıtması gerekmektedir ki bu Türkiye için hiç de kolay olmayacaktır.
Türkiye’nin ABD ve avanelerinin baskılarına direnmesi, Suriye’de oluşturduğu silahlı grupları dağıtması ve güvenli bir şekilde askerini geri çekmesiyle birlikte Türkiye’ye sığınmacı olarak gelen ve resmi rakamlara göre 3,5 milyon üzerindeki Suriyeliyi de geri göndermesi gerekmektedir. Türkiye’de yerleşip iş yeri açan, işçi olarak çalışan, ev alan, üniversitelerde, okullarda okuyan ve Türkiye’den gitmek istemeyecek sığınmacıların geri gönderilmesi meselesi de Türkiye için bir sorun olarak durmakta.
Bütün bu sorunlara rağmen Türkiye’nin Suriye ile normalleşmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Hem dış siyasette yaşanan gelişmeler hem iç siyaset ve ekonomik sıkıntılar Türkiye’yi Suriye ile normalleşmeye mecbur bırakmaktadır. Tüm zorluklara rağmen Türkiye’nin Suriye ile normalleşmek adına atmış olduğu adımlar önem arz etmektedir. İstihbarat bakanları seviyesinde başlayan görüşmeler son olarak dışişleri bakanları seviyesinde gerçekleşti ve sonraki adım Cumhurbaşkanlarının görüşmesinde.
İki devlet cumhurbaşkanlarının görüşmesi Türkiye seçimlerinden sonraya kaldı. Erdoğan iktidarının devam etmesi durumunda Türkiye-Suriye normalleşmesi Rusya öncülüğünde ve İran’ın desteği minvalinde ilerleyecektir. Ama iktidar değişmesi durumunda normalleşme görüşmelerinin seyrinin ve yönteminin değişmesi de olası bir durumdur. Her halükarda Türkiye-Suriye normalleşmesinin yaşanması ve mezkur sorunların çözümünün gerçekleşmesi Türkiye adına kaçınılmaz bir gerekliliktir.