Türkiye Afrin Operasyonu İle Soçi’de Kazanımlar Elde Etmeyi Hedefliyor
Suriyeli stratejik konular uzmanı, Suriye Ordusunun İdlib'te teröristlerle mücadelede kullandığı taktiğe işaret ederek şu ifadeleri kullandı: İdlib'in doğusu ve güneybatısında teröristlerin kuşatma çemberine alınması Halep'teki tüm cepheleri olumlu etkiledi ve Halep'teki Hammah caddesinde emniyetin sağlanabilmesi için güvenli bir ortam oluştu.
Tesnim Haber Ajansı - Suriyeli Stratejik Konular Uzmanı Kemal Cefa, Tesnim Haber Ajansına Şam'da verdiği röportajda, ülkedeki duruma ve Suriye Ordusu ve müttefiklerinin İdlib'in doğusunda gerçekleştirdiği operasyona değinerek şu değerlendirmede bulundu: Savaş alanında, içerde ve dışarda meydana gelen birtakım olaylar İdlib'in doğusunda yapılan operasyonla aynı zamanda meydana geldi öyle ki Suriye yetkilileri akıllıca hareket ederek bu olaylardan faydalanıp, bunu savaş için çok zorlu koşullara sahip olan çöl alanlarını el-Nusra terör örgütü ve işbirlikçi grupların işgalinden kurtarmak için kullandılar.
Suriyeli bu uzman daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Suriye Ordusunun bu savaşta kullandığı taktikler teröristleri bir ay oyaladı, aralarında kanlı savaşlar başlamasına ve düşmanın hedeften uzaklaşmasına neden oldu. Bu taktikler ayrıca el-Nusra teröristlerini bölgelere çekme çabasıydı ve böylece savaş cephelerinde ordu güçleri hedefine ulaşma imkanı buldu, teröristlerin bölgelerdeki imkanlarının kısıtlı olması dikkate alındığında bu çok başarılı bir taktikti. Yine bu taktikler, terörist grupların kullandığı silahların, intihar eylemcisi ve bombalı araç saldırıları olduğunu ortaya çıkardı. Tahrir-i Şam, Ahrar-u Şam ve diğer bölgesel terörist gruplar arasında yaşanan anlaşmazlıklar, yaşanan suikastlar, işgal edilen bölgelerdeki halkın tepkisinin ve itirazının artması ve örgütlerin birbirini dini kurumların, Suudi propagandacıların önderliğini üstlendiği ve örgüt üyelerini veya bölge halkını kandırarak onları intihar eylemcisi olmaya ikna etmek amacını güden kurumların zayıflamasına neden olmakla suçlaması teröristlerin yenilmesine neden oldu.
Cefa açıklamalarının devamında, Türkiye'nin Afrin'e girerek Kürtlere saldırı düzenlemek amacıyla Suriye'nin kuzeyine asker göndermesi konusunda şu ifadeleri kullandı: İki ihtimal var; birincisi Türkiye'nin Afrin'e askeri operasyon yapması, böyle bir adım Suriye bataklığında batmalarına ve kargaşa virüsünün diğer bölgelerde yaşan Kürtler ve Türk ordusu içinde yayılmasına neden olacaktır ve hatta Türkiye'de bile işler karışabilir. İkinci ihtimal ise şudur; Türkiye sadece asker sevk ederek ve tehditlere askerlerini İdlib'e sokma imkanı bulabilir ve bu durumda yeni bir kırmızı çizgi oluşturmaya çalışabilir ve Astana 6 görüşmelerinde Suriye Ordusu ve müttefiklerinin elde ettikleri kazanımların ardından yeni bir plan peşinde olabilir veya bir sonraki Soçi oturumu İdlib dosyasının bir sonraki aşamasının temelini oluşturabilir.
Bu analist daha sonra İdlib'in doğusunda yapılan operasyonunun Halep'in güney ve kuzey cephelerine etkisi konusunda şunları söyledi: Şüphesiz İdlib'in doğusu ile güneybatısının tamamen kuşatılması Halep'teki cepheleri olumlu etkileyecektir çünkü Suriye hükumetinin İdlip'teki hedefi ya da planı, uluslararası Hammah caddesinde güvenliği sağlamak ve sonuç olarak teröristleri İdlip'te sıkıştırarak teröristlerin işgalindeki yaklaşık 8500-9500 metrekarelik alanı kurtarmaktır.
Cefa son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: Yine İdlib'in doğusundaki bölgelerde yaşayan halkın bölgeyi terk etmesi ve Heyan, Heritan, Andan ve Keferhamra bölgelerine göç etmeleri bir yoğunluğa neden olacaktır, bu durum teröristler üzerindeki baskıyı artıracak ve hatta bu sivil baskı teröristleri bölgeden çıkmaya veya hükumet ile anlaşmaya zorlayacaktır. Sonuç olarak İdlib'in doğusunun temizlenmesi ordunun diğer cephelerde bundan faydalanmasını sağlayacaktır ve askeri baskı bazı durumlarda siyasi çözüme ulaşma yolunda çözüm olabilir özellikle de bu örgütlerin başka bir bölgeye intikalinin artık mümkün olmadığı, teröristlerin artık ülke dışına çıkmaktan başka çaresi kalmadığı, çünkü Türkiye ya da Ürdün bu örgütlerden hiçbirini kabul etmeyeceği dikkate alındığında bu ihtimal daha da güçlenmektedir.