Rus Büyükelçisinin Ankara’nın Orta Yerinde Öldürülmesi Erdoğan’ın En Son İsteyeceği Şeydi!


Rus Büyükelçisinin Ankara’nın Orta Yerinde Öldürülmesi Erdoğan’ın En Son İsteyeceği Şeydi!

Ortadoğu uzmanı Abdulbari Atvan, Rusya’nın Türkiye büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesi olayını değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.

Rusya’nın Türkiye’deki büyükelçisi Andrey Karlov dün, yüksek sesle “Halep” ve “intikam” diye bağıran, tekbir getiren bir Türk polis memuru tarafından suikasta uğradı. Bu suikast başta Türkiye’nin ve genel olarak tüm bölgenin içinde bulunduğu zor durumu ve önümüzdeki sürecin daha da zorlu bir süreç olacağını ortaya koymaya yetiyor.

Rus büyükelçiye yapılan bu saldırı Türkiye’de birilerinin “Türkiye-Rusya yakınlaşması”ndan ve bu yakınlaşma neticesinde Türkiye’nin Suriye meselesindeki tavrında ortaya çıkan kısmi değişimden rahatsız olduğunu ortaya koydu. Türkiye son süreçte Doğu Halep’teki silahlı muhalefete askeri yardım sağlamayacağını ve Irak ve Suriye’deki aşırı İslamcı gruplara karşı yürütülen savaşa dahil olacağını ilan etmişti.

*

Karlov sıradan bir büyükelçi değildi. Geçtiğimiz aylarda Türkiye ve Rusya’nın yakınlaşmasında etkin bir rol oynamıştı. Ayrıca Karlov Doğu Halep’ten “silahlı muhaliflerin çıkartılması” yönünde yapılan anlaşmanın da “mühendisi” olarak kabul ediliyor. 30 yıla yakın bir diplomasi tecrübesi bulunan Karlov, Rus hükümeti ve Rusya’daki Türk büyükelçi arasındaki iletişimin kurulmasında da etkili olan kişiydi. Bu yüzden Türkiye büyük bir kayıp verdi.

20’li yaşlarında polis olarak görev yapan bir gencin “cihatçı eğilimlerini” ve “aşırı İslamcı tavrını” ortaya koyarak böyle bir eyleme imza atmış olması Türkiye’de hem askeri kurum hem de emniyet içerisinde aşırılık yanlısı gruplarla bağlantılı olanların var olduğunu, belki de bu kurumların içerisinde henüz uyuyan ve her türlü suikast ve patlama operasyonunu düzenlemeye hazır olan hücrelerin bile bulunduğunu ortaya koyuyor.

Bir yandan Kürt unsurlar, bir yandan da aşırı İslamcılar tarafından düzenlenen terör saldırılarının ortasında kalan Türkiye tarafında bu suikast büyük bir endişenin yaşanmasına yol açtı.

Rus büyükelçiyi hedef alan bu saldırının Türkiye-Rusya ilişkilerinde sınırlı bir olumsuz etkiye yol açması bekleniyor. Ancak bu olayın ardından özellikle de Suriye meselesinde iki ülke arasındaki yakınlaşmanın boyutunun daha da büyümesi pek mümkün gözükmüyor.

Belki de Suriye’deki aşırılık yanlısı taraflar Erdoğan’ın sözünden dönmesini protesto etmek için Türkiye’nin orta yerinde böyle bir suikastı düzenlemeye azmettirdiler. Ancak suikastı düzenleyen kişinin 20’li yaşlarında bir polis memuru olması Türk hükümeti açısından gerçekten de endişe verici… Özellikle de bu saldırının Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Rus ve İran Dışişleri Bakanlarıyla Suriye’deki grupları kontrol altına almak, bu üç ülkenin gözetimi altında ılımlı Suriye muhalefeti ve Suriye devleti arasında yapılacak olan müzakereleri planlamak ve böylece Suriye’yi Amerika’nın, Avrupa’nın ve Arap dünyasının kararlarından uzak bir şekilde “ulusal birlik hükümeti”nin kurulduğu siyasi çözüm sürecine taşımak hususunu görüşmek üzere Moskova’ya gideceği zamanda yapılmış olması endişenin boyutunu daha da artırıyor.

*

Öte yandan Ankara’nın orta yerinde Rusya gibi büyük bir devletin büyükelçisini hedef alan böyle bir suikastın Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Bu suikastın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Rusya’yla yakınlaşmaktan vazgeçmeye sevk edeceğine inanmıyoruz. Belki de tam tersi olacak ve Erdoğan Moskova’yla daha da yakınlaşacaktır. Hatta belki de iki ülkedeki terör sorunuyla mücadele noktasında Suriye hükümetiyle koordine operasyonlar yürütülecektir.

Bundan 3 sene önce Beşşar Esed bir gazeteye verdiği röportajında, “akrebi cebine koyanın o akrebin kendisini sokacağını günü beklemesi gerekir” demişti. Görünen o ki, son zamanlarda Erdoğan’ın cebi akreplerle, yılanlarla, zehirli örümceklerle dolu ve hepsi sokmak üzere harekete geçmiş durumdalar…

İslami Analiz

En Önemli Alıntı Haberler Haberler
En Çok Okunan Haberler