15 Temmuz ve Türk Medyasının İmtihanı
Türk halkının dost düşman ayrımı yapabilmesini sağlamanın en önemli adımlarından biriside Türk medyası içinde hala varlığını sürdüren “FETÖ, ABD ve Siyonizm uzantısı” kişi ve medya organlarını temizlemektir.
Tesnim Haber Ajansı - Ülkemizde yaşanılan 15 Temmuz darbe girişimi dış basında fazlasıyla gündem oluşturmaya devam etmektedir. Yabancı siyasetçiler konu hakkında çeşitli açıklamalar yapmış ve bu açıklamalar Türk basınında geniş yer tutmuştur. Türk basını özellikle Batılı siyasetçilerin görüşlerini dakik olarak aktarırken İran başta olmak üzer bölge siyasetçilerinin görüşleri yeterli değeri görmemiştir.
Türk medyasının bu duyarsızlığı İran’da tepki çekmiş ve Seyyid Ali Hamaney’in Askeri Danışmanı General Rahim Safevî, “Türk medyası, İran’ın darbe girişimine tam zamanında gösterdiği tepki ve hükümete verdiği desteği maalesef yansıtmadılar.” diyerek tepkisini ortaya koymuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Tahran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin’in, “İran’ın darbenin ilk saatlerinde gösterdiği duruş ve hükümetin yanında yer almaları bizim için çok değerliydi.” sözleri de Türk medyasında yeterli değeri görmemiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın, “Darbe girişiminde bize ilk andan itibaren desteğini dile getiren ‘Komşu ülke’ye (Rızan Hakan Tekin’in sözleri bu ülkenin kim olduğunu netleştiriyor) minnettarız. Unutmayacağız!” sözleriyle İran’ın bu konudaki tutumunun ne kadar önemli olduğunu dile getirmişken medya’da hiç mevzu bahis olmaması dikkat çekici değil mi?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Darbenin arkasında ABD var.” demeden önce Seyyid Ali Hamaney, “Darbenin arkasında ABD’nin olduğuna dair güçlü şüpheler var.” demiştir. Seyyid Ali Hamaney’in Başdanışmanı ve eski İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayetî, “Türkiye’de yaşanılan darbe girişimi hangi ülkenin dost, hangi ülkenin düşman olduğunu göstermiştir.” diyerek 15 Temmuz olayınd Türkiye’nin yanında olduklarını beyan etmiştir.
Tüm bu açıklamalara rağmen bu destek Türk medyasında gereken ilgiyi görmemekle beraber İran’da Sünni Âlimlere ve vatandaşlara yönelik saldırı eylemlerinde bulunan “Tevhit ve Cihat” terör örgütü üyelerine verilen idam cezalarını “Tek suçları Ehl-i Sünnet olmaktı.” şeklinde haber yaparak bilinçli bir saldırı politikası uygulaması da dikkat çekmektedir.
Tüm bu yazılanları sonuçlandıracak olursak ABD ve Siyonizm 15 Temmuz darbe girişiminde başarılı olmayan FETÖ lideri Fetullah Gülen’i vermemekte ısrar ederken bir yandan da Türkiye’nin kendi ekseninden çıkarak başta İran olmak üzere başka devletlerle yakınlaşmasını önlemek için Türk medyasını başarılı şekilde kullanmaktadır. Zaten başarısız olan bir darbe girişimi varken Türkiye’nin yanında yer alan İran’ın elini güçlendirmek istemeyen ABD ve Türkiye’deki uzantıları bilinçli olarak olayların üstünü örtmekte veya görmezden gelmektedir.
Tük halkının dost düşman ayrımı yapabilmesini sağlamanın en önemli adımlarından biriside Türk medyası içinde hala varlığını sürdüren “FETÖ, ABD ve Siyonizm uzantısı” kişi ve medya organlarını temizlemektir.
Muhammed Sami