Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan İsrail'e Yakınlaşmak İçin Rekabet Ediyor!

Tesnim Haber Ajansı - Suudi Arabistan İstihbarat teşkilatının eski Başkanı Türki Feysel İsrail’in milli güvenlik kabinesinin eski danışmanı ile Washington’un yakın doğu siyasetleri enstitüsünün düzenlediği program çerçevesindeki görüşmesinde şöyle konuştu:

Arap ülkelerinin İran’ın veya diğer kaynaklar tarafından yaapılan sorgulamalar karşısındaki dokunmazlığı  İsrail ile olan işbirliği sayesinde güçlenecektir.

Feysel bu açıklamalar ile Siyonist rejimi ile adeta kardeşce bir ilişki kurmaya yönelik atılması gereken aşamaları tamamladı, Melik Abdullah’ın yenilikçi barışı sayesinde oluşan bir ilişki.

Öte yandan uzun bir süre Marmara gemisi olayından dolayı soğuk ilişkilerinin ardından Ankara da İsrail ile ilişkilerinin normalleşmesine yönelik anlaştıklarını bildirmişti.

söz konusu olan İsrail ile yakınlaşma çabalarının yanı sıra, içinde bulunduğumuz Temmuz ayının başlarında Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry Tel Aviv’e gitti. Söz konusu yolculuk, geçen son 9 yıl içinde bir Mısır yetkilisinin Tel Aviv’e gittiği ilk yolculuktu.  Mısır Cumhurbaşkanı kaç ay öncesinde İsrail ile sıkı bir barış konusu hakkında konuşmuştu.

Türkiye- Mısır- Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirme rekabeti, bölgenin terör olaylarından dolayı yaşadığı zor bu zor dönemde gerçekleşmektedir.

Terör olayları , bundan sonra bölgenin durumunu daha da zor ve karışık bir vaziyete dönüştürecektir.

Avrupa’da ister askeri ister siyasi düzeyde gerçekleşen terör olayları, farklı cephelerde artmış bir vaziyettedir.

Türkiye, Mısır ve Arabistan’ın İsrail rejimi ile ilişkilerini normalleştirme rekabeti sürerken, diğer yandan Suudiler medya, politika ve ekonomi düzeyinde israil ile ilişkilerini düzeltme çabasında ve söz konusu olaylar Mısır’ın Tiran ve Sanafir adalarını göz arda etmesinden dolayı, Riyad’ı Kahire ve Tel Aviv’in yanında barış anlaşmasının üçüncü tarafı haline getirmiştir.

Türkiye’nin İsrail ile yakınlaşmaya çalışması, Türkiye Hükumetinin darbe girişimini atlatıp, ülkenin iç durumunu organize etmeye çalıştığı bir dönemde gerçekleşmektedir.

Söz konusu ülkeler İsrail’e yöneliyor ve bu yoldan ABD’nin onayını kazanmaya çalışıyorlar.

Riyad ve Tel Aviv’in yakınlaşmasının ardında bir tek direniş cephesine zarar vermek yatmıyor, bu olay Türkiye ve Mısır’ın da İsrail’e yöneldikleri ve Tel Aviv’e her zamankinden daha çok yakınlaşmaya çalıştıkları bir dönemde gerçekleşmektedir.

Washington İsrail’e yakınlaşma ölçüsü olarak Filistin olayına son vermeyi seçmiş durumda ve Mısır Arap dünyasında eski rolünü kazanabilmek için İsrail ile ilişkilerini güçlendirmek dışında bir yola sahip değil.

dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise Türkiye ve Mısır’ın soğuk ilişkisidir. Bu ilişki her iki tarafın da  daha hızlı ve adeta bir rekabet bazında israil’e yakınlaşmalarını sağlamıştır. Çünkü Kahire Türkiye’nin Gazze’de bir çok kazanca sahip olduğuna seyirci kalamıyor. Bu kazançlardan biri Türkiye’nin Hamas ve Müslüman kardeşler akımları ile olan yakın ilişkisidir. Mısır, Türkiye’nin kendisini İslami ve Sünni mezhebine sahip bir ülke olarak,  Filistin olayının önemli ortaklarından biri olarak tanıtması karşısında seyirci kalamıyor. Kahire hiç bir Zaman Gazze’yi elinden kaçırmayı kabullenemeyecektir.

Sonuç olarak Türkiye, Mısır ve Arabistan ülkeleri arasında gerçekleşen gizli rekabet, bu kez Filistinliler’i destekleme ve onlara yardım etme üzerine yürümeyecektir. Bu kez başta İran olmak üzere direniş cephesinin bölgedeki yoluna engel olmak ve İsrail ile beraber kalıp Filistin konusunun çözümü için yeni bir ön plan hazırlamak peşinde oldukları, Lübnan direnişine karşı gösterdikleri güvenlik, ekonomik, sosyal ve siyasi baskılardan anlaşılabilir.