İsrail İle İlişkilerin Normalleştirildiği Dönemle İstanbul Atatürk Havaalanına Gerçekleşen Saldırı Neden Eş Zamanlı Gerçekleştirildi?
İstanbul Atatürk Havaalanına gerçekleştirilen terör saldırısının Türkiye’nin, Rusya ve İsrail ile resmi ilişkilerini normalleştirdiği dönemle eş zamanlı olması bir tesadüf değil, tıpkı terör saldırısını gerçekleştiren kişilerin Kafkas olmasının ve onların Rus pasaportlarının tesadüf olmadığı gibi.
Tesnim Haber Ajansı - Rey-El-Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdel Bari Atvan birkaç gün önce İstanbul Atatürk Havaalanında gerçekleşen saldırıya değinerek şunları söyledi: “Bu saldırının Türkiye’nin Rusya ve İsrail ile resmi ilişkilerini normalleştirdiği dönemle eş zamanlı olması bir tesadüf değil ve bu saldırıların Kafkaslarla bağlantılı olmasını ve onların Rus pasaportlarını da bir tesadüf olarak sayamayız.”
Daha fazla açıklamak gerekirse, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini ifade ettiği saldırı, içerisinde iki önemli konuyu barındırmaktadır: İlk olarak, IŞİD Rusya ile yakınlaşan Türkiye’ye karşı savaş ilan etmek istiyor. Bununla birlikte Türk yetkilileri de IŞİD ile doğrudan ya da dolaylı ilişkilerini kesme kararı alarak, onunla mücadele yoluna girdiler.
İkinci olarak, Türkiye’nin Suriye politikasını değiştirmesi öyle bir yola girdi ki çok yakında Türkiye, Beşşar Esad ve Hükûmetiyle ilişkilerini normalleştirebilir.
Bu bahsedilen konuların kanıtı, dünya ve Ortadoğu’daki olaylar ve politikalar üzerinde etkili üç isimin açıklamaları. İlk açıklama Erdoğan’ın ‘büyük bir ihtimalle IŞİD’in Atatürk Havaalanındaki saldırıyla bağlantısı var ve bu saldırıyı İslam adına yaptığını zannediyor oysaki bu örgüt İslam’dan çok uzak’ şeklindeki ifadeleri.
Erdoğan, “Türkiye terörle mücadeleye kaldığı yerden devam etmekte kararlıdır” demişti. Burada, Erdoğan’ın ilk defa IŞİD’e karşı bu kadar sert ifadelerde bulunduğunu belirtmek gerekir.
İkinci açıklama, Amerikalı senatör ve Amerika Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Micheal Mc Caul’e ait. Mc Caul CNN kanalı ile yaptığı röportajda şunları söyledi: “Atatürk Havaalanına yapılan saldırıların beyni, IŞİD’in Rakka’daki savunma sorumlusu Ebu Muhammed El-Culani’ye yakın Ebu Zerka olarak bilinen kişidir.
Amerikalı bu yetkilinin ifadesiyle, bu saldırının failleri Rusya’nın bir numaralı düşmanı olan Çeçen bölgesindenler.
Üçüncü açıklama Türkiye’nin yeni Başbakanı Binali Yıldırım’ın, ‘Türkiye geçmişte sorun yaşadığı ülkelerle ilişkilerini normalleştirdi’ şeklindeki açıklamaları ve Binali Yıldırım’ın bu ülkelerden kastı Rusya ve İsrail.
Binali Yıldırım Suriye’de savaşın sona ereceğine ve Irak’ta hayatın normale döneceğine dair ümitli olduğu şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu açıklamaları dikkate alarak, öyle görünüyor ki Binali Yıldırım Hükumeti, geçmişteki yanlış politikaları telafi etmeye çalışıyor, özellikle Suriye politikasını.
Ama İsrail ve Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi Ankara ile bu iki ülke arasındaki gerginlikleri azaltsa, bazı ekonomik yaptırımlar kalksa ve İsrailli ve Rus turistlerin Türkiye’nin turistik bölgelerine yeniden gelmelerini sağlasa da ama aynı zamanda teröristlerin Türkiye’ye karşı saldırılarının devam etmesine de neden olacaktır.
Önemli olan husus şu ki, Türkiye İsrail ile uzlaşma kapısından çıkmamış olsaydı, Erdoğan’ın bahsettiği teröre karşı yürütülen amansız savaş, o zaman mantıklı ve meşru olurdu çünkü İsrail ile ilişkileri normalleştirmek, teröristlerin eline Türkiye’yi hedef alma bahanesi verebilir ve böyle olursa Erdoğan’ın çukurdan çıkıp, kuyuya düştüğü söylenebilir.